Onun elini omzumda hissettiğim an korkum tavan yaptı. Omzumu eliyle kendine doğru çekmeye başladı. Ben o an korkudan bayıldım. Bilincim yerine gelmeye başlarken derinden bir ses duyuyorum. "Mert. Mert. Uyan hadi." "MERT". Bu sesi duymamla yüzüme bir tokat yemem bir oldu. O an çok hızlı bir şekilde doğruldum ve karşımda Selini gördüm. Onu gördüğümde o kadar çok rahatlamıştım. O maviş maviş bakan gözleri yokmu. Beni benden alıyor. "Mert?" dedi elini yüzümün önünde sallayarak.
Ben: Ha efendim selin. Noldu?
Selin: Ben seni arıyorum kaç saattir Mert. Seni bu evin kapısında gördüm,seslendim. Fakat kaçtın benden. Sonrada saatlerdir karşımda baygın yatıyorsun.
Ben: Bana seslenen sen miydin? Ya bende seni arıyordum sonra ses duyduğumda çok korktum bayılmışım işte böyle.
Selin: Neyse bak ne diycem. Emini sen de görmedin değil mi?
Ben: Hayır. Onu da seni de...Cümlemi tamamlayamadım. Evin içinden büyük gürültüler geliyordu. Sanki birisi bağırıyordu. "Şuna baksak iyi olur bence hadi gel bakalım" dedi sakince ve ayağı kalkıp yürümeye başladı. Ben de hemen ayağı kalktım ve onun yanına gittim. Koluna girdim ve sesin kaynağını bulmaya çalışıyorduk. Evin içinde birisi çığlık atar gibiydi. "Gel Mert bak bu kapının arkasından geliyor." diyerek bana çürümüş eski tahta bir kapıyı işaret etti. Gerçekten sesler bu kapının arkasındaydı. Elimi o çürümüş kapının elceğine götürdüm ve kapıyı açtım. Karşımda gördüğüme inanamadım. Bu, bu Emin.
Emin sandalyeye bağlıydı. Elleri, kollari ve bütün vücüdü bağlanmıştı. Hemen yanına koştum ve ipleri çözdüm."Emin,kardeşim benim" diyerek sımsıkı sarıldım Emine. "MERT! ARKANA BAK!" dedi Emin. Birden arkama döndüm ve bana keskin bir bıçakla yaklaşan siyah gözlü, soluk tenli,kötü kokan çirkin bir adam gördüm. Bana doğru yaklaşıyor. "Sen artık öldün beyazlı" diyerek bana hitap etti. Tam üstüme koşacakken arkadan Selin bana bağırdı. "MEERT! AL ŞUNUUU" diyerek bana bir sopa fırlattı. Sopayı yakaladığım gibi adamın burnuna geçirdim ve sopa elimden düştü. Adam burnunu tutup acıdan kıvranırken bunu fırsat bilip hep beraber koşarak evden kaçtık.
"Evet. İşte yine bir aradayız. Yine kurtulduk." diyerek ikisine birden kısaca sarıldım.
Selin: Oh be sonunda birleştik, yine biraradayız.
Emin: Sahi biz nasıl böyle ayrı ayrı yerlere düştük? Bir şey hatırlayan var mı?
Ben : Tek hatırladığım şey o küçük kızların etrafımızda çember çizerek her tarafı bembeyaz yaptığı. Daha sonra da uyandım ve yalnızdım.
Selin: Benim de ôyleydi.
Emin: Ama ben, ben kendimi uyandığımda sandalyeye bağlı buldum ve hemen bağırmaya başladım sonrada siz geldiniz. Kardeşim benim be
*omzuma hafifçe yumruk atar*
Gülümseyerek "Evet şimdi toplandık napıyoruz" dedim.
Emin ve Selin birbirine bakarak ikisi bir den aynı anda "Burdan çıkmanın yolunu arayacağız"dediler ve üçümüz birden yola koyulduk. Bir yol bulacağız. Çıkıcaz bu lanet yerden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Köy
HorrorBir efsane , sıradan bir gün , 3 meraklı kahraman ve GİZEM DOLU BİR KÖY.