2.4K 289 251
                                    

"Olurum," dedi neyden bahsettiğinden bihaberken, "Bebeğine baba olurum Jungkook."

Kelimeleriyle dediğim son cümle kafamda yankılandı. "Bebeğime baba olsanıza,"

Heyecanla karışık şaşırma duygusuyla gözlerindeki ciddiyete takıldım. Bu dediği şey benim için çok fazlaydı. Olaylar bebeğime baba istemekle başlamış olsa bile buraya geliş sebebim çok farklıydı. Onun bu kadar beni ve bebeğimi önemseyeceğini düşünmüyordum. Bir patronun çalışanına ilgisinin bu kadar fazla olacağını düşünmüyordum. Bana olan ilgisi farklıydı, benim ona olan ilgim farklıydı. Aramızdaki çekime kapılıyordum.

"O-lur musunuz sahiden?" Sorduğum soruyla dudakları kıvrılmış, elini yanağıma yaslamıştı. Dokunuşuyla daha da heyecanlanırken yüzüme yaklaştı.

"Olurum, sahiden," İçim içime sığmıyordu. Nasıl bir ana kapılmış gidiyordum, hiçbir fikrim yoktu fakat bu kapılmayı çok sevmiştim. O bebeğimi kabul etmişti, diğer piçin kabullenmemesi üzerine bu bana iyi gelmişti. Hem, bebeğime bakışı ve ilgilenmesi bile her şeye bedeldi. Onda gördüğüm o baba figürü paha biçilmezdi.

Gözlerim dolmaya başlamış, gözyaşlarım onu bulanık görmeme sebep olmuştu. Çok garip hissediyordum. Eksik yanım doluyormuş gibi hissediyordum.

"Hayır Jungkook ağlama," Yumuşak sesiyle konuştuktan sonra iki elinin baş parmakları ile ıslanan gözlerimi sildi ve elleri yanaklarımda kaldı. "Ağlama,"

"B-Bay Kim..." Dudaklarım titriyordu. Dayanamadım ve kollarımı bir anda boynuna sımsıkı sardım. İkimizin arasında uslu uslu duran bebeğim bir şey anlamadan mırıldanıyordu.

Sarılmamla Bay Kim kaskatı kesilmişti fakat birkaç saniye sonra sağ elini sırtıma atıp okşamaya başlamıştı. Sımsıcaktı dokunuşları.

"Bebeğim çok şanslı olacak," Yüzümü boynuna doğru yasladım, kokusu da huzur verirken başka ne isteyebilirdim ki? Bebeğim şanslı olacak, bu doğruydu lakin benim şansım da yadırganamazdı.

Burnumu boynuna değdirdikçe sırtımdaki eliyle güç bana uyguluyordu. Benden etkilenmesi çok hoşuma gidiyordu. Sırtımdaki eli saçlarıma doğru çıkıp aralarına girdiğinde, boynundaki kollarımı sıkılaştırdım. Bu şekilde saatlerce kalabileceğim gerçeği ilmek ilmek ruhuma işliyordu lakin ah, güzel kızımın karnıma attığı yumruklar bu işi fazlasıyla zorlaştırıyordu.

En sonunda odayı inleten çığlığı ile bir anda Bay Kim ile birbirimizinden ayrıldık. İkimiz de kızıma baktık ve o, sonunda bizi ayırdığına memnun olmuş gibi sesler çıkararak tişörtümü çekiştirmeye başladı.

"Onu daha fazla bekletme Jungkook," Bay Kim, bebeğime baktıktan sonra bana dönüp elini yanağıma koydu. Bana doğru yaklaştığında, nefesimi tuttum. Bakışları gözlerimden yukarı çıktı ve dudaklarını alnıma değdirdi. Göz kapaklarıma hakim olamayıp gözlerimin üstünü örttüm. Bu sıcak dokunuşu beklemiyordum, yandırmıştı beni. Yavaşça çekildiğinde ise gözlerimi zar zor açtım ve o, verdiği en güzel gülümsemeyi sunup bebeğime bakışlarını çevirdi ve çığlık atan kızımın yanağına öpücük kondurdu. Beni daha da ağlatmak istiyordu.

"Ben odamdayım," diyerek bana baktıktan sonra yataktan kalktı ve arkasını dönüp odada ilerledi. Donmuş bir şekilde, gidişini izliyordum. Hâlâ dudakları alnımda yer ediyor gibiydi.

Bebeğim, düşlerimden beni hızla çekip ağlamaya başladığında, ona dönüp dudaklarımı büzdüm. "Ya dur, bak zaten ben de ağlıyorum şurada," dedim ve hızla tişörtümü çıkarıp yatağa fırlattım. "Gel buraya meleğim, aç meleğim benim."

Kızımı uyutup beşiğine yatırdıktan sonra heyecandan terlediğim için çabucak duş aldım. Ardından üzerime siyah kısa bir şort ve yakası oldukça açık, açık mavi, yarım kollu bir tişört giydim. Aklım Bay Kim'de kalmıştı. Bir türlü etkisinden çıkamıyordum. Bebeğime baba olurmuş, benim bebeğime. Bu aslında bana da eş olacakmış kapısına çıkıyordu...

Dad and Daddy | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin