"Jeon? Ne zamandır buradasın?"
Ben yerden ona bakarken ellerini ceplerine atmış, başını eğerek bana bakıyordu. Kızım hâlâ ağlarken sadece onun suratına bakıp yutkunuyordum. Elini uzatıp biraz eğildiğinde emziği tuttuğum elimle sıcak parmaklarına tutundum ve ayağa kalktım.
"Yeni!" dedim sesimi yükselterek, "Yeni geldim! Bir şey duymadım!" Dudakları gülecek gibi olurken düz çizgi konumunda kaldı ve gözleri ağlayan kızıma döndü.
Kolumda duran kızımı sallayarak elimi avucundan çektim ve kızımın karnına sardım. Aklımda Jimin'in dedikleri kol geziyordu.
Bay Kim, elini kızıma doğru yaklaştırdığında bebeğim, tam bu anı bekliyormuş gibi yine işaret parmağını tuttu ve dudaklarını büzüp bir şeyler mırıldandı. Galiba bağırdığı için ona kızıyordu.
"Neden ağlıyorsun tatlı Yuna?" Bebeğime sesini inceltmek ister gibi konuşup bakışlarını yumuşattı. Kızım burnunu çekti. Ağlamaya son vermiş, Bay Kim'e bakıyordu. Sanırım onu sevmişti.
Bay Kim, gülümseyerek kızıma baktıktan sonra bana döndü ve ardından ikimize de yaklaştığında nefesimi tuttum. Kızım parmağını bırakmamıştı, o da elini çekmemişti. Kızımın saçları arasında burnunu gezdirdikten sonra başını çevirip benim gözlerimin içine bakarak derin bir nefes aldı. "Sanırım yeni duş aldınız."
Heyecanla başımı öne arkaya salladım. Çok yakın durması, nefesinin yüzüme değmesini sağlıyordu. Kızım, omzumdaki elini çekip Bay Kim'in göğsüne vurduğunda aramızdaki bakışmayı bozmuş, odağı kendine çekmişti.
Bay Kim, gülümseyerek onun burnunu okşadıktan sonra, "Hadi yemek yiyelim," diyerek arkasındaki mutfağı göstermişti. Yürüyecektik fakat kızım, onun parmağını bırakmadığından, o da çekmek istemediğinden hâlâ mutfağın önünde dikiliyorduk.
"Bebeğim, patronumuzun parmağını bırak istersen," diyerek bileğini tuttuğumda elime uzanıp ısırmaya çalıştı. Henüz dişleri çıkmadığından canımı yakmayı başaramamıştı. Bu yüzden sinirlendi ve Bay Kim'in parmağını bırakıp bir şeyler demeye başladı.
Gülerek bileğini bıraktığımda Bay Kim'e doğru elini açıp kapayarak salladı. Hayret, dedim içimden. Ne çok temas etmek istiyordu ona. Benden daha fazla meraklıydı bu kız...
"Galiba beni sevdi," Bay Kim, parmağını onun önünde sallayarak konuştu.
"Hmm," dedim duymayacağı bir şekilde, "Bende sevdim."
"Ne dedin Jeon?" Gözleri kızımdan sapıp beni bulduğunda dudaklarımı oynatıp bir şey diyemeden birbirine bastırdım. Bu hareketimle kaşları havalandı.
"Her neyse, acıkmışsındır hadi gel," Arkasını dönüp mutfağa girdi ve bende içeri adımladım. Demin onlara odaklandığımdan mutfağı inceleyememiştim. Son derece lüks bir mutfaktı ve genişti. Masada bizi izleyen iki çift gözle karşılaşınca başımı eğip masaya doğru yürüdüm. Üstünde kapları açılmış yemekler vardı.
"Gelemediniz bir türlü, yemekler soğudu." Bahçıvan Yoongi konuşup kendi önüne bir tabak çekti ve çubukları ile yemeğe gömüldü.
"Normalde yemek odasında yerdik," dedi Jimin, "Madem obur kocam bekleyemiyor..." Yoongi'ye kaşlarını çatarak yan yan baktığında Yoongi, ağzına götürdüğü erişteleri yarı yolda bırakıp tedirgin bir şekilde Jimin'e baktı. "... o halde burada yiyebiliriz."
Benim için karşısındaki sandalyeyi işaret ettiğinde altı kişilik masada yerimi aldım ve kızımı da kucağıma yerleştirdim. Jimin, önüme yemekleri koyunca teşekkür ettim. Ardından yanımdaki sandalye çekildi ve Bay Kim yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad and Daddy | Taekook
Fiksi Penggemar"Bebeğime baba, bana babacık olacak yakışıklıları bekliyorum," diye post paylaşan Jungkook, mafya Kim Taehyung'un oldukça ilgisini çekmişti. Bunun üzerine Kim Taehyung, Jungkook'u malikanesine aşçı olarak almıştı. Ona ve bebeğine her bakışında yüzün...