"Şimdi ben sizin tadınıza bakacağım Bay Kim." Göğüslerine iyice yaklaştıktan sonra dilimi çıkardım ve iki göğsünün arasında kalan bölgeyi boydan boya dilimle ıslatarak köprücük kemiğinin sol tarafına doğru yol aldım. Esmer teninden gelen tat ve burnundan sertçe verdiği soluklar daha fazlasını yapma isteğimi körüklüyordu.
Gözlerimi yukarı çevirip ona baktığımda, dişlerini birbirine geçirmiş bir şekilde bana bakıyordu. Köprücük kemiğinden aşağı sapıp sol göğüs ucuna doğru dilimle yol aldım ve dilimin altındaki çıkıntıyı dürttüm. Sıktığı dişleri arasından keskin bir nefes verdiğinde, gözlerimle onu kontrol ettim. Kıstığı gözleriyle beni seyrediyordu. Dilimle göğüs ucunun etrafında bir tur attıktan sonra dudaklarımı etrafına sarıp emdiğimde, iki elini de kalçalarıma doğru atıp orayı avuçlamıştı.
Nefesim bir anlık kesildiği için durmuştum ama devam edip, ıslak sesler çıkararak göğsünü emip, öpüyordum. Ardından kalçalarımı geriye doğru itip kasıklarına kendimi yerleştirdim ve dudaklarım arasındaki göğüs ucunu serbest bıraktım. "Ah Bay Kim," Kısık sesle konuşup başımı kaldırdım ve ona üstten baktıktan sonra yeniden eğildim ve çene çizgisinden kulağına doğru dilimle ıslak bir yol çizip kulağına doğru fısıldadım. "Görüntünüz kadar tadınız da enfesmiş."
Omuzlarına yerleştirdiğim ellerimle onu ovuşturdum ve ıslattığım çenesinden tekrar geçip alt dudağına kadar geldim ve alt dudağını dudaklarım arasına alıp emdiğimde, kalçalarımdaki sıkışını güçlendirdi. Onun dudaklarıma kapanmasına izin vermeden geri çekildim ve işaret parmağımı dudağına bastırdım. "Sessiz olmalıyız değil mi? Kızımız uyanmamalı," diyerek kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Bunu kendine söylemen gerekiyor güzelim," Konuştuğunda aralanan ağzının içinde işaret parmağımı çekip diliyle ıslattığında, yutkunarak dudaklarımı birbirine bastırdım. Tam yeniden üzerine eğileceğim esnada, belimden kavrayıp beni yatağa devirdi ve üzerime çıktığı gibi dudaklarıma sertçe kendi dudaklarını kapattı.
Nefesimi ciddi anlamda keserek iki dudağımı da kıstırdığında, boğukça inleyip boynuna kollarımı sardım. Hırçın hamlelerle dudaklarımı emerken, boynuna sardığım ellerimi gömleğinin arka yakasından içeri doğru kaydırıp sırtına dokunuyor, bir nevi ona gömlekten kurtulması gerektiğini söylüyordum.
Dudaklarımdan ıslak bir sesle ayrıldıktan sonra doğruldu ve bacaklarımın arasına girmiş bir şekilde beni izlerken gömleğini omuzlarından sıyırıp yere fırlattığı gibi üzerime geri eğildi ve kafasını boynuma gömdü. Çıplak üst bedenini anlık olarak görsem bile geniş omuzları ve kaslı kolları zihnime sızmıştı.
Tişörtümü Yuna'yı emzirmek için çıkardığımdan dolayı açıkta kalan bedenime doğru yumuşak öpücüklerle yol çizmeye başladı. Saçlarında olmaya şimdiden alışmış parmaklarım, tutamlarını sertçe çekiştirirken o, dilini köprücük kemiğimde gezdiriyordu. Üzerimde kurduğu baskınlık, dilinin hamlelerine ulaşıyordu. Göğüs ucumu diliyle ıslatıp, dudaklarını sararak emdiğinde dişlerimi birbirine bastırdım. Fena halde acıyordu çünkü bugün orayla fazlasıyla uğraşmıştı ama üzerine bıraktığı zevk bu acıyı çekiyordu.
"Bitmiş," dedi ve başını kaldırdı. "Ne bitmiş?" Boğuk sesimle sorduğumda, gülümsedi ve elini belimden çekip göğsüme yaklaştırdı. Göğüs ucumu baş parmağı ile işaret parmağı arasında kıstırarak sıktığında, inleyerek gözlerimi kapattım.
"Sütün," dedi ve boşta kalan diğer göğüs ucumda dişlerini hissettigim gibi elimin altındaki saçlarını sertçe çektim ve elimi ağzıma kapatarak inlememi bastırmaya çalıştım. Yuna'nın uyanmasını istemiyordum. Sütüm de kalmamıştı zaten...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dad and Daddy | Taekook
Fanfic"Bebeğime baba, bana babacık olacak yakışıklıları bekliyorum," diye post paylaşan Jungkook, mafya Kim Taehyung'un oldukça ilgisini çekmişti. Bunun üzerine Kim Taehyung, Jungkook'u malikanesine aşçı olarak almıştı. Ona ve bebeğine her bakışında yüzün...