9

103 7 2
                                    

İyi okumalar❤️

Hepimiz müdürün odasında oturmuş Eflali döven oğlana bakıyorduk. Soner hocanın odasından çıktıktan sonra Eflalin dağılmış suratını görünce nerden geldiğimi şaşırmıştım. Soner hoca hemen benim arkamdan geldiğinde on ikilerin sebepsiz yere başlattığı bir tartışma olduğunu öğrenmiştik.

Çok sinirliydim, kardeşim dediğim insana kim, nasıl bunu yapabilirdi aklım almıyordu.

Müdürün odasından çıktığımızda Eflalin bozuk olan moraline karşı omzuna kolumu attım. "Yakışıklım eğer çirkinleştim diye üzülüyorsan bil diye söylüyorum hala çok yakışıklısın." Omzunda duran kolumu gülerek itip "salak ya." Demişti.

Sınıfa girdiğimiz zaman Eflal "yani gerçekten her şey üst üste geliyor, şimdi bir de şu maskeli balo işi çıktı." Dediğinde iyi bir arkadaş olarak "boşver ya yapmayız." Demem gerekiyordu. Ama üzgünüm, ben baloda eflalin giyineceği elbiseye bile bakmaya başlamıştım.

O da sanki bunu duymak istiyormuş gibi bana baktığında gözlerimi üstünden çektim. Bana küfür ederek omzuma yumruk attığında acıyla inleyerek omzumu tuttum.

Kimya hocasının sınıfa girmesiyle kendimi camdan aşağıya atmak istedim.
Matematik bir, kimya ikiydi.

_____________

"Ee ne yapacaksınız şimdi?" Okuldan çıkmış banklarda otururken Eflal balo işini soruyordu. "Valla kanka, kendine bu kadar güvenme patlarsın dedim ben sana. Şimdi sike sike gideceksin o baloya." Onurun kendinden emin sesiyle Eflal gözlerini sinirle bana çevirdi. "Ulan ben niye gidiyorum? Bu şerefsiz gitsin. Zaten mal normalde on ikinci sınıf değil mi? Gizlenmeden girsin işte. Ne merak ediyorsanız Mete seve seve cevaplar bence." Gözlerindeki umutla bana baktığında gülmeye başladım. Kafamı iki yanıma sallarken ensesine sağlam bi tokat yapıştırdım. "Ulan mal, biz baloda kimi merak edelim? Hadi etsek sadece seni niye sokalım biz de gireriz. Senin suçun seksen dört almaktı. Cezasını çekeceksin malesef." Eflal bir bana bir de Onur'a bakarken kararımızın değişmeyeceğinden emin olduğu için susmuştu.

Mavi, başka bir konu açtığı zaman ona dönmüştük.

O sırada çalan telefonumla kaşlarım çatılmıştı. Arayan Soner hocaydı.

Hatırladığım şeyle gözlerim açılırken dudağımı dişlemeye başladım. Aşırı stres olmuştum. "Merhaba hocam, nasılsınız?" Telefonu açıp hiç beklemeden konuştuğumda "iyiyim metecim sen nasılsın?" Dediğini duymuştum. "Sağolun bende iyiyim." Arabada olduğunu belli eden sesler gelirken "Mete, okuldan çıkacağım birazdan nerdeysen geleyim alayım seni." Dediğinde gülümsedim. Çok korkmuştum bir an eve yürümek zorunda kalacağım diye. "Hocam ben okulun önündeki parktayım hemen yola çıkıyorum." Diyip telefonu şak diye kapatmıştım. Yaptığım mallıkla kafama vururken mavi "iyi misin Mete?" Demişti. Zorla gülümseyerek "tabiki." Demiştim. Yola zar zor Eflal ve onurun yardımı ile inerken Soner hoca da gelmişti. Beni alıp arabaya bindirdikleri zaman utana utana adama dönmüştüm.

Hangi mal hocasının suratına telefonu kapatırdı ki? Tabiki ben.

Arabayı çalıştırdıktan sonra hiç konuşmazken aklıma gelenle Soner hocaya döndüm. "Hocam ne zaman notları gireceksiniz?" Can çekişir gibi konuşmamla ,ki çekişiyordum ailem bir yıl daha okuldan kaldığımı öğrenirse evlendirecekti artık bence, güldü. "Girdim notları sisteme Mete." Nefesim içime kaçarken öksürmeye başladım. Bir eli direksiyonda bir eli sırtımda, sırtıma vuruyordu. Ama nafile.

Sizin bana en büyük vuruşunuz sınav oldu hocam, diyememiştim.

Eve geldiğimiz zaman arabadan Soner hocanın yardımıyla inip zile bastım. Kapıyı açan annemi görünce gülümsedim. Bugün izinli olmalıydı.

Ama annem benim aksime Soner hocaya gülümsedi ve içeri davet etti.

Konuşması gereken önemli bir olay olduğunu söyleyerek.

Gözlerim bir Soner hocaya bir anneme giderken Soner hoca annemin ısrarlarına dayanamayarak içeri girmişti. Annem son bir kez bana bakıp içeri geçtiğinde ne olduğunu anlamıştım.

Sınav notumu öğrenmişti.

Soner hocaya beni rezil etmemesi için olabildiğince hızlı adımlarla salona girerken ikisinin oturup sohbet ettiğini görmüştüm. Belli ki annem henüz meseleyi açmamıştı. "Sen odana geç Mete. Üstünü değiştir, elini yüzünü yıka." Annemin amacının beni yukarıya postalamak olduğunu anladığım için gülümseyerek "yok annecim ben Soner hocanın yanında oturmak istiyorum." Demiştim. Annemin tabiri caizse sikici bakışları üzerime dönerken yutkundum.

Kalkmak zorundaydım.

"Size doyum olmaz." Diyerek odama girdiğimde dua etmeye başladım.

Anneme güvenmiyordum, konu derslerse hele hiç güvenmiyordum.

Üstümü değiştirip, elimi yüzümü yıkarken yatağa uzandım.

Yorucu bir gün olmuştu.

Sevgili Öğretmenim | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin