6

629 44 9
                                    

İyi okumalar❤️

Yemekler geldikten sonra Soner hocayla birlikte masaya oturmuştuk. Ben, kıtlıktan çıkmış gibi önümdeki yemeğe kendimi verirken Soner hoca bana kıyasla oldukça asil bir şekilde yemeğini yiyordu.

Onun bu halini ve kendimi kıyasladığımda ne kadar zıt olduğumuzu fark edip güldüm.

Benim gülmemle bana bakan Soner hoca "ne oldu?" Diye sordu. Gülerek "hocam bir sizin yiyiş tarzınıza bakın bir de benim." Yerken kirlenmiş ellerimi ona gösterdiğimde daha dikkatli baktı bana. Önce sos olan ellerim ve ağzıma, sonra da yerken masaya döktüğüm kırıntılara.

O da bana katılıp güldüğünde bu sefer sohbeti ben başlatmak istedim. "Ay hocam iyiki yarışmadan sonra kırdım ayağımı. Ya yarışma varken kırsaydım?"

Benim abartmış olmama başta gülüp sonra "sen kırık ayağınla yine birinci olurdun." Demişti.

Başta dediği şeyi algılıyamasam da sonradan anladığımda utanıp tebessüm ettim.

Evet, normalde de iltifat alan bir insandım ama bunu Soner hoca gibi bir adamdan duymak ,ya da bir öğretmen tarafından duymak, çok farklıydı.

O iltifattan sonra ikimiz de yemek bitene kadar konuşmadık.

Yemeklerimiz bittikten sonra ise Soner hoca benim döktüğüm yerleri toparlamış ve çöpleri atmıştı.

Onun yardımıyla salona geçip oturduğumda o da yanıma oturmuştu.

"İstediğin bir şey var mı? " Ilgili çıkan sesine karşı başımı iki yanıma salladım.

"Hocam yarışma sonucunu siz biliyor musunuz?" Dediğimde yüzünde yamuk bir sırıtma oluştu. O zaman anladım ki yarışmanın sonucunu biliyordu.

"Hocam ya, biliyorsanız söyleyin lütfen!" Heyecanla bağırdığımda daha fazla güldü. "Sence Mete?" Dediğinde aklıma yarışmadakileri getirdim.

E yani ben dersem ego olur muydu?

"Söyle söyle utanma." gülüp "ben miyim?"demiştim. Başını onaylar manada sallarken heyecanla "hocam, hocam hediye ne?!" Derken halime kahkaha attı. "Çok sevineceğin bir şey." Dediğinde daha da heyecanlandım. "Nedir?"

Yüzündeki büyük sırıtışla "matematik tyt seti ve 250 TL"

Gülüşüm yavaş yavaş sönerken Soner hoca yine kahkaha attı. Bir kere para verilmesine bir gıdım sevinsem de tyt matematik seti neydi ya?

Soner hocaya kızgın bakışlarımı atarken bana çok değişik bir şekilde baktı.

Benim bebekleri izlemem gibi.

Ve işin garip tarafı, ben bebekleri izlerken huzurla dolardım. O da bana bakarken huzurluydu sanki.

Onun bakışlarının etkisinden zar zor çıktığımda "hocam tyt matematik setini başka birine verin. Annem bir de onu görürse zorla çözdürmeye falan çalışır uğraşamam."

Kaşlarını havaya kaldırıp "bak sen?" Dediğinde güldüm.

Ne yani yalan mı söyleseydim? Hem benim gibi matematik özürlüsü alıp bir bok yapamamasındansa akıllı birinin alıp daha da gelişmesi daha sağlıklı olurdu.

Soner hoca telefonunun çalmasıyla yanımdan kalkarken bende saate baktım saat çoktan üç buçuk olmuştu.

Ablam eve gelmiştir belki umuduyla onu aradığımda "napıyon lan?" Diye açan sesiyle güldüm.

"İyi, reis sen?" Dediğimde "eyvallah." Dedi. Lafı fazla uzatmak istemediğim için "abla ben eve geleceğim de şimdi sen geçtin mi eve?" Içimden umarım geçmiştir derken "he geçtim, gel hadi." Dedi. Cevap vermeden kapattığımda hince güldüm.

Maksat şerefsizlikti.

"Neye gülüyorsun öyle?" Kapıya yaslı bir şekilde konuşan adamla irkilmiştim. Daldığım için geldiğini fark etmemiştim.

"Ablam eve gelmiş de ben gideyim."

"otursaydın ya biraz daha." Dediğinde gülümsedim. "Sağolun hocam, yeterince size zahmet verdim." yaslandığı yerden yanıma geldi.

"Bir daha ağzından zahmet kelimesi çıkarsa sana problemleri çözdürürüm Mete, hemde kırk tane." dediğinde yutkundum.

Ben en son kırk matematik sorusunu Lgs ye hazırlanırken çözmüştüm.

"Hocam, ben bundan sonra size her gün gelirim." Dediğimde kahkaha attı. "Aferin." Dediğinde şirince gülümsedim.

Evden onun yardımıyla arabaya kadar yürürken beni arabaya bindirdikten sonra kendisi de şoför koltuğuna geçti.

Her ne kadar evlerimiz yakın olsa da benim ayağımdan dolayı yürümek yerine arabayla gitmeyi tercih etmiştik.

Evin önünde durduğunda hemen arabadan inip benim kapımı açtı.

Açıkçası birisinden böyle ilgi görmek çok hoş ve özel hissettirmişti.

Beni kapının önüne kadar bırakırken ben de zile bastım. "yarın seni alırım evin önünden tamam mı?"gözlerimin içine itiraz istemezmiş gibi baktığında başımı salladım.

Bu halimde okula gidemeyeceğime göre gurur yapmama da gerek yoktu değil mi?

Gülümseyip saçlarımı okşadığında oluşan atmosferden dolayı bir süre birbirimize baktık. Fakat bu bakışma gelen öksürük sesiyle bitmişti.

İkimizde kafamızı hızla yanımıza çevirirken Soner hoca da öksürerek benden ayrılmıştı.

"İyi günler." Diyerek hem bana hem de ablama veda ederken ablam,"size de." Demişti.

İçeri girdiğimde ben "ayağına ne oldu, neden ayağın sargıda?" sorularını duymayı beklerken canım ablam, "seni küçük orospu, yine kimi buldun?" Demişti. Ona gülmek ve kızmak arasında "ya abla!" Diye bağırmıştım. O ise sadece gülerek içeri gitmiş ve ardından da "çabuk yanıma gel, dedikodu yapmalıyız." Demişti.

Ve ben tabiki bu teklife "hayır." dememiş koşarak(!) İçeri gitmiştim.

Sevgili Öğretmenim | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin