Birkaç dakikanın ardından Jisung abisini gönderdikten sonra odasının kapısını açarak içerdeki Minho'ya baktı. "Gelebilirsin."
Minho sırtını yatağa dayamış yatakta uzanıyordu. "Anca mı gidebildi?"
"Hmm." diye mırıldandı Jisung.
"Ne konuştu seninle?" diyerek ayağa kalkıp salona girdi.
Arkasından ilerledi Jisung. "Babam ve annem hakkında. Klasik işler."
Minho koltuğa oturup yanını pat patladı Jisung için. "Telefonda söyleyemiyor muydu?"
Jisung yanına oturdu itiraz etmeden. "Açmıyordum telefonunu. Evimide söylememiştim zaten nerden bulduysa."
Jisung'un omzuna kafasını koydu Minho. "Sen beni kovmasaydın ben onu nasıl kovacağımı bilirdim."
"Dediklerine ciddiye almadın sanırım?"
"Almadım, ne demişti ki?"
"Of Minho." diyerek sesli bir nefes verdi Jisung. "Babam gerçekten her şeyi yapabilecek bir güçte bir adam ve abimle annem onun gücünü kullanmaktan asla çekinmezler."
"Ee?"
"Bir yerde karşılaşırsak yine dikleşme onlarla diyorum. Deli edeceksin beni."
Minho, Jisung ile aralarında olan elini tutup kaldırdı ve iki eliyle masaj yapmaya başladı eline. "Bu kadar sinir, stres iyi değil bu yaşta."
Minho'nun bu harekerine şaşırsa da sonradan gülümsedi. "Senden başkası sinir etmiyor beni."
Birkaç saniye sessizlikten sonra Jisung'un gözü mutfağa kaydı. "Yemek koyayım bize, abimle konuşurken kapatmıştım altını."
Minho onayla başını sallayıp geri çekmişti kendini.
Jisung kalkarak ikisine yemek koymuştu. İkili sohbet ederek yemeklerini yemişler ve temizlemişlerdi mutfağı.
"Markete gideceğiz birazdan."
Minho televizyondan gözünü çeyrek Jisung'a baktı. "Gideceğiz?"
"Seni evde tek bırakamam. Hem poşet taşımış olursun işte işe yara az."
Minho güldü bu cümleye. "Emriniz olur majesteleri at da alıyım mı altıma?"
"Beyaz olsun." diyerek dolga geçti Jisung. "Üstümü değiştirip geleceğim." diyerek odasına adımladı.
Birkaç dakika sonra markete gitmişlerdi. Jisung ev için gerekli olan malzemeleri almıştı. Ek olarak birkaç daha malzeme almıştı yarın için.
Ne kadar poşetde taşırsın desede Minho ile eşit poşet almıştı eline.
Eve girip elindeki poşetleri tezgaha bırakarak koltuğa uzandı Minho. "Sevmedim alışveriş işini ben."
Ona gülerek poşetleri yerleştirmek adına poşetlere yöneldi Jisung. "İki işe yarasan olursun zaten."
"Bu arada yılbaşı akşamı deli oğlana mı gideceksin?"
"Deli oğlan?"
"Var ya beni sevmeyen. Seungmin'in yanındaki."
"Jeongin, evet onlarda olucamda sen nereden biliyorsun?"
"Felix konuşurken duydum." diyerek uzandığı yerden kalkarak Jisung'un karşısına sandalyeye oturdu. "Onlarla buluşmadan önce benimle buluşsan?"
"Pastanede de olmam gerek o gün." diyerek mutsuz bir ifade yaptı Jisung.
"Yardıma gelirim. Kaçta çıkıcaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joke's On You || Minsung
Fanfiction"İlk karşılaşmamızda biraz hatalıydım, eğlenmek istedim sizin tepkiniz yüzünden." "Böyle eğlenilmez bir insanla, kafemde insanların ortasında beni küçük duruma düşürdünüz." "Başta arkadaşlarımın iddiası yüzünden demiştim kekinizde kedi tüyü falan yo...