İmparatorlukta köle satın almak yasadışıydı. Ama markizin çok sevdiği bir köle koleksiyonu bulunuyordu.
'Eğer markizi köle satın almaktan suçlarsam soyluluk unvanı elinden alınır değil mi?'
Bu düşüncelerle birlikte hava kararmıştı. Eva daha Olivia'nın başa geçtiğini bilmiyor gibi görünüyordu.
Bu sırada Olivia ise kendini kitaplara boğmuştu kitap okumayı severdi ancak çok fazla okuyamazdı, ya mesaiye kalır yada ders çalışırdı. Olivianın önceki hayatında adı Yeon du. Soy ismini söylemezdi çünkü damarlarında akan kandan utanırdı aynı Olivia gibi.
Bir yandan da vücudunu aç bırakmaya alıştırıyordu, önceki hayatında aç kalmaya alışmıştı ama bu hayat ve bu beden farklıydı. Eğer bu bedende ölse onun için daha iyi olurdu.
Bıkmıştı artık yaşamdan. Sevilmiyordu ve bundan sonra sevilmekte istemiyordu.
Olivia bu düşünceleri kafasından silip Markizi nasıl soyluluktan attıracağını düşündü. Eva'dan onun kadar nefret eden bir kişi daha vardı. Veliaht prensin kuzeni eski Grandük Edward'ın oğlu 'Grandük William Cedric Edward'.
William'ın Markiliğin topraklarında gözü vardı ancak Markiz satmak istemiyordu. Eva, Grandükün gönderdiği adamları kapından içeri girdirmeyince aralarında sessiz ama soğuk bir savaş başlamıştı. Okurlar Eva'nın toprakları neden satmadığına epey şaşırmıştı.
Olivia eline bir kalem alıp yazmaya başladı.
Saygılarımla, Markiliğin topraklarını satın almak istediğinizi biliyorum. Eğer bana yardımda bulunursanız istediğiniz toprağı yarı fiyatına size satacağım. Eğer bir sonraki soyluluk toplantısında Markiz Eva'nın köle satın aldığından bahsederseniz bu soyluların ve imparatorun ilgisini çekecektir şimdiden yardımınuz için teşekkür ederim, Sağlıcakla kalmanız dileğiyle.
-Olivia Dean White
Mektubu zarfa koydu ve mührü bastı. Ürkek bir hizmetçiyi yanına çağırdı ve mektubu kimsenin okunmasını ve gizlice göndermesi gerektiğini söyledi. Eğer yapmazsa tavsiye mektubu olmadan kapı dışarı edilecekti.
Bir hizmetçi için tavsiye mektubu herşeydir. Tavsiye mektubu olmadan bir soylunun evinde çalışmaya başlayamaz.
Ürkek hizmetçi titreyerek kapıya doğru yöneldi herşeyi anlamış gibi görünüyordu.
"Adın ne?"
Diye sordu olivia sakin bir ses tonuyla.
"A-agnes, e-efendim"
Diye cevap verdi ürkek hizmetçi.
"Bundan böyle benim getir götür işlerimi sen yapacaksın Agnes alışsan iyi olur"
Diye cevap verdi olivia sakin ses tonuyla.
Agnes hiç birşey sorgulamadan mektubu göndermek için kapıdan çıktı. Kötü olmanın iyi taraflarından biri ise ürkek hizmetçilere istediğini yaptırabilmendi.
Olivia umursamadı, aklında olan tek şey Grandük Williamın nasıl bir cevap vereceğiydi.
William burnu havada olan ama belli etmeyen soğuk bir adamdı.
Başroller dışında hiçbir şeyi önemsemeyen okuyucular yine bunu da eleştirmişti
[Of of şu soğuk kuzeyin dükü her romanda olmazsa olmaz bıktık artık şu düklerden]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leydinin Sessiz Yaşamı
Historical FictionEve dönerken trafik kazası geçirmiştim. Şanslıyım ki gözlerimi tekrardan açtım derken biri bana seslendi. "Leydi Olivia uyanın güneş doğdu" Maalesefki benim adım Olivia değildi ve bu oda hiçte hastaneye benzemiyordu aynaya baktığım an anladım ki boş...