❁❁❁
Gözlerimi araladığımda yurt odasında olmadığımı farkettim. Karşımda bir televizyon, yan taraflarımda koltuk, kolumda ise bir serum vardı. Evet, gözlerimi hastanede açmıştım.
Heeseung ile göz göze gelmemle üyelere uyandı diye seslendi. Ardından dış kapının yanında olan üyelerin hepsi yanıma geldi. Yüzlerinde endişe vardı.
Jungwon ve Sunoo hemen ellerimi tuttular. Sanırım uyandığımı görmeleri, içlerini rahatlatmıştı. Peki herkes böyle tedirginken Sunghoon neredeydi.
Bana en uzak olan köşede ayakta dikilmiş, kollarını birbirine bağlamıştı. Yüzünde soğuk bir ifade vardı. Hem endişe hem umursamazlık. Ama bana bakmıyordu. Utanıyor muydu, üzülmüş müydü bana söylediği sözlerden sonra.
Daha sonra odaya bir hemşire girdi. Kontrolleri yaptıktan sonra bana yemeğimi getirdi. Ben yemeğimi yerken tüm üyeler bana bakıyordu. Bundan biraz rahatsız olmuştum. Onların da dışarıda bir yerde yemek yemelerini söyledim.
İlk başta reddetseler de, guruldayan karınları daha fazla sessiz kalamadı. Tüm üyeler benim iyi olduğumdan emin olup hep birlikte dışarı çıkıcakken Sunghoon yine aynı pozisyonda dikiliyordu.
"Hadi gel Sunghoon, bir şeyleri yiyip hemen geleceğiz Niki'nin yanına. Merak etme bir şey olursa hemşireler burada. Sabahtan beri doğru düzgün yiyemedik, hadi gidelim." dedi Jungwon ve Sunghoon 'un kolundan çekerek onu götürmeye çalıştı.
Fakat Sunghoon kolunu geri çekti ve burada benim yanımda kalacağını söyledi. Jungwon ve üyeler daha fazla dayanamayıp gittiler ve odada sadece ikimiz kalmıştık.
Yanımdaki tekli koltuğa oturdu. Bakışlarını gözlerimle buluşturamıyordu. Gözlerini yere dikmişti. En az 5 dakika sessiz kalarak kafasındakileri düzenlemeye çalışıyordu ve artık başardı.
"N-Niki. Ben özür dilerim. Gerçekten sana son zamanlarda çok kötü davrandım. Bütün hatam benim. Ben korktum. Beni sevdiğin için korktum. Bu yüzden hep sert çıkıştım sana. Daha sonra Sunoo'ya aşkımı iti-... Sonra senin mutlu olduğunu düşündüm işte. Sana çok kötü davrandım ve şimdi bu haldesin. Özür dilerim. "
O anlatırken gözlerim dolmuştu bile. Evet, evet bana çok kötü davranmıştı. Ama şimdi pişmandı. Şimdi pişmandı ve ben onu affetmeliydim. Sevmek bu değil miydi zaten? Hataları kolayca affedersin ve hiçbir şey olmamış gibi davranırsın.Kafam çok doluydu. Sunghoon 'a sadece özrünü kabul ettiğimi ve bana üzülmemesini söyledim. Yemeğimi bitirdim ve yatakta geriye doğru yaslandım. Fakat yastık istediğim konumda değildi.
Kendimi döndürerek tak yastığı düzeltecekken Sunghoon da yardım etmek amacıyla yastığa dokundu. Ve ellerimiz üst üsteydi. Birbirimizin nefesini duyacak kadar yakındık. Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti.
Hayır, hayır Sunghoon beni sevmiyordu. Böyle yaparak beni heveslendirmesine izin vermeyecektim. Elimi onun elinin altından çekerek yastığı hızlıca düzelttim ve ondan uzaklaşarak yatakta uzandım. Kısa bir süre sonra da istemesem de yine uykuya dalmıştım.
Sunghoon'dan,
Niki uyuduğunda, odadan çıkıp bir su almaya gittim. Tam o sırada odadan çıktığımı farkeden bir hemşire yanıma gelip doktorun benimle konuşmak istediğini söyledi ve beni doktorun odasına götürdü.
Kapıyı açıp içeri girdim. Doktor kısa bir süre gülümsedikten sonra yüzünü yine eski yani solgun haline çevirdi. Yanına gelip koltuğa oturdum ve konuşmaya başladım.
"Merhaba sizi buraya Niki hakkında konuşmak için çağırmıştım. Öncelikle bu haberi verdiğim için çok üzgünüm. Maelesef. Maelesef Niki kanser..."
❁❁❁