0.9

5 0 0
                                    

Bir prenses ve iki muhafız

Tangut: abim ben marketteyim bir şey ister misin?

Arkadaşım Berk: niye guruba yazıyon lan bunu?

Siz: teşekkürler

Siz: Berk Sema'yı da eklesene

Arkadaşım Berk: ben size geliyom ya

Arkadaşım Berk: tunç cips kola falan al

Arkadaşım Berk: geç gel yani

Arkadaşım Berk: geç gel yani
Tangut: o niye oğlum

Siz: abi hemen gel

Tangut: ben ev alışverişi yaptığım için istesem de erken gelemem

Arkadaşım Berk: mükemmmel haber

Tangut: tamam shipliyom falan ama kardeşime dokunursan

Tangut: 🔪🔪🔪

Arkadaşım Berk: E YOK ARTIK

Arkadaşım Berk: sen beni ne sanıyon

Siz: kimse eve falan gelmesin

Siz: biraz tek kalacağım

Tangut: az önce gel diyordun ya abim?

Arkadaşım Berk: ben gidiyorum sen alışverişini yap

Tangut: okay

-

Doğrusu kaç gündür Berk'i görmemiştim ve onu göreceğim için heyecanlıydım. Yine de içinde kötü bir his vardı.

Sema onu seviyor, o da Sema'yı seviyorsa? Ama Sema ile gitmiyor dedi? O zaman neden gülen emoji koymuştu? Kafam allak bullak ya!

Bir anda bir kilit sesi geldi, aşşağı kattan. Yutkundum. Doğru ya Berk de ev anahtarı var. Anahtarları, çünkü odaların anahtarları da var.

Kapıyı actım ve kafamı çıkardım. Oradaydı. Merdivenlerin son basamağında. Gözlerinin altı hafif morarmıştı. Gözleri kızarmıştı, üzerinde siyah takım elbisesi vardı, yine ütülüydü.

''işin vardı galiba neden geldin ki?" Tavrım soğuktu ama ben ondan soğumaya çalışıyordum.

"Siksinler işini! Kaç gündür benimle hiç iletişime geçmediğin için ne kadar endişelendim haberin var mı senin!" Sesi yüksek çıkmıştı.

"Üzgünüm ama hiç kimseye bir şey açıklamak zorunda değilim!" Benim de sesim yüksek çıktı.

"Bakın prenses hazretleri bu güne kadar nazınızı da kahrınızı da çektim ve bundan hiç pişman değilim! Ama beni bu hale koyup öylece çekip gidemezsin!" Sesi bana kızgındı ama ğözleri gel sarıl da geçsin diyordu.

"Ben kimseyle uğraşamam, git aşağıda otur abimi bekle Berk!"

"Ne oldu berkoya?" Dedi kırılmış sesi. "Ne oldu ben her güzelim yazdığımda görüldü atmalara? Ne oldu pembe gloss almaya gittiğimiz günlere? Ne oldu göz göze geldiğimizde kızarmalara? Ne oldu benim trip paketime? Valla razıyım bir yıl trip çekmeye rağzıyım. Ama ne olur böyle yapma be Neva'm" üzülüyordu. Sesinden belliydi üzülüyordu.

"Boş ver, onlar olmasa da yaşarsın"

"Yaşayamam"

"Engellerim''

"Engelle"

"Çok pahalı şeyler alırım"

"Al"

"Çok ağır trip atarım"

"At"

"Berk, yapma lütfen ben sen den uzak durmaya çalıştıkça sen beni kendine çekme"

"Benden niye uzak duruyorsun?" Gözlerini kısıp bana doğru adımlar attı ama geri gitmedim.

"Kendi hayatlarımızı kurmalıyız ve beraber olursak yanlış anlayacaklar"

"İsteyen istediğini anlasın, sen benim hayatım olmuşken?" Dedi dibime kadar girmişti. Eğildi, yüzüme çok yakındı. "Sence herhangi biri benim umrumda olacak mı?" Fısıltı ile konuşmuştu. Sanki sır veriyordu. Yüzüme biraz daha yaklaşmıştı.

Ve sizce ne oldu? Tabii ki abim geldi! "Selam gençlik! Hey! Yukarıdamısınız!" Berk yakınlığımızı yeni fark etmiş gibi bir anda dikleşti ve birkaç adım geri attı. Sonra abime seslendi, "bekle iniyoruz."

"Tamam ecele edin!"

"Sema ile ilişkiniz ne?" Bir anda ortama bomba gibi düşen soruyla irkildi. "Arkadaş bile sayılmayız. Onu arkadaşım olarak bile görmüyorum"

"Ama onun senden hoşlandığını yazdıktan sonra gülme emojisi attın?"

"Sence bu hoşuma gittiği içinmiydi?"

"Değil miydi?"

"Hayır, değildi. Eğerki bana açılırsa en kibar nasıl reddede bilirim diye soracaktım size. Sen ne sandın ki?"

"Ondan hoşlandığını düşünmüştüm..." Bir elini yanağımın üstüne koydu ve baş parmağı ile okşadı. "Bu neden benden uzak durman gerektiğini düşündürdü?"

"Rahatsız olma-"

"Yok artık! Eğer senden rahatsız olsaydı ve ben onunla sevgili olsaydım hiç düşünmeden ayrılırdım!"

"Ama sevgili değilsiniz?!"

"Değiliz diyorum ya küçük!''

''anandır küçük!"

"Çok ayıp! Senin gibi bir hanımefendiye yakışan bir söz mü?"

"Anandır hanımefendi lan!" Kıkırdadı.

Abim ve Arkadaşı ~yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin