Merhabalar aşkuşları, öncelikle farkındayım biraz geç kaldım ama zaten bu aralar her şeye geç kalıyor gibiyim. Yazmak isteyipte tek kelime yazamamak beni düşünce olarak çok yoruyor ve bu genel hayatımı etkilemiş durumda. Tabii buna çok fazla etkenler sebep oluyor ama ben kendimi yavaşça toparlamaya başlıyorum. Ben sizi çok özledim umarım sizde beni çok özlemişsinizdir, bölüm diğerlerine göre biraz kısa lütfen bana kızmayın en kısa sürede telafi edeceğim.
Sizi seven yazar
-Esra
🎀"Eğer bir şey size aitse tamamen sizin içinse yönünü bir şekilde hep size çevirir.
Kimse kendisine ait olanla vedalaşamaz.
Kimse kendisinin olanı arkasında bırakamaz.
Sizin için olan hep sizinle kalacaktır."4.Bölüm Tercih
Farklı kimliklerimle insanların içinde dolaştığımda reddettiğim köklerim miydi yoksa bu aileme kendimce verdiğim bir ceza mıydı? Yıllardır bunun muhakemesini içimde sürdürürdüm.
Kırık ruhumun kanayan kanatları kaburgama çarparken nefes alışverişlerim bir inilti gibi çıkıyordu. Uzaktan bir silah sesini duyduğunu hatırlıyordum. Beynim şakaklarıma darbelerini vururken gözlerimi açmaya çalıştım. Etrafım bomboş bende yatağım üzerinde boylu boyunca uzanıyordum. Miden hala bulanırken en son mutfakta olduğumu anımsadım, sanki zemine düşmemle patlayan silah aynı anda harekete geçmişti.
İnce pikeyi üzerimden çektiğimde bacaklarımda siyah bol eşofman ve kısa kollu onu tamamlayan siyah bir tişört vardı.
Çıplak ayağım zeminle buluşurken içi saran ürperti sanki batan güneşin geride bıraktığı yası gibiydi.
Gözlerim kapının kenarında duran siyah çantama takıldığında varlığından günlerdir haberim dahi yoktu. Hızla yürüyüp çantanın içini yere doğru boşalttığımda özenle hazırladığım çantamın içi halının üzerindeydi.
Telefonum ters dönmüş bir şekilde dururken elime alıp açmayı demedim ama kapalıydı. O günde birileri ararken kapanmış bir dahada açılmamıştı.
Aklımın her köşesi İstanbul'daki atölyedeyken çaresizliğimi ilk defa bu kadar derinden hissediyordum. Onca emeğim yerle bir olmuş tırnaklarımda kazıyarak en yukarıda geldiğim yerden aşağıya düşmüş gibi hissediyordum.
Onca iş beni bekliyordu, tonlarca insan çalışıyordu orada. Çok insana verilmiş sözlerim vardı ama ben günlerdir bu odanın içinde çaresizce bekleyişimi sürdürüyordum.
Uçurumda sallanırken son bir güç kırıntısına ihtiyacım vardı. Son kez kendimi yukarıya çekersem ardıma bile bakmayacaktım.
Ayağa kalkıp hızla kapıyı açtığımda önüme gelen koridordaki bütün kapıları açıp girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu'nun Işığı
Teen FictionHayat onu benim karşıma ansızın çıkardığında ben bu zaman kadar onun eksikliğini aslında başkaları ile doldurduğumu fark etmiştim. Ben Mardin'in serin gece vaktinde gökte süzülen bir kuş o ise; beni damdan izleyen bir çocuk. Biz kaderi en başından...