"6.Bölüm Tarumâr"

669 60 3
                                    



Merhabalar ne kadar uzak kaldık ve sizi ne kadar özlediğim biliyor musunuz aşkuşları?

Sorun haline gelen her şeyi ortadan zor da olsa kaldırdım ve size bir haftasonu süprizi vermek için geceden beri uğraşıyorum...
Lafı uzatmadan yeni bölüm sizlerle, yıldızları doldurmayı ve güzel yorumları unutmadıysak buyrun efenim.
sizin seven yazar
-Esra
🎀


sizin seven yazar-Esra🎀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Karmakarışık. Darmadağınık. Perişan."

6.Bölüm

    Çoğu zaman çok düşünüp çok konuşurdum zihnimin fikrime yansıma yapmasına izin verirdim. Kelimler ağzımdan sıralanırken ben yanlışımı eksiğimi fazlamı görürdüm fakat o an tek bir saniye mantıklı olanı düşmeye izin vermemiştim kendime. Biliyordum durup düşünseydim bu arabadan adım attığımda zikrettiğim sözcükler babamı hedef almayacaktı.

Ağzımdan çıkan kelimeler bu kurak topraklara bile ayazı getirecek kadar kuvvetli ve sertti. Kimse nefes dahi almıyor gibiydi, duyduklarının gerçekliğini sorguluyorlardı. Elimin altında olan elin yavaşça parmaklarıma geçtiğine hissediyordum sanki ne yaptığımı anlamış gibi bana destek verip dik durmamı sağlıyordu. Doğu arkamda kalmıştı ben ise namluyla onun arasında.

Babamı defalarca üzgün görmüştüm. Benden her ayrılmak zorunda kaldığında dönüp arabanın arka camından baktığım vakitlerde yüzünde oluşan ifade acıdan başka bir şey değildi. Yine ve tekrar yüzünü kaplayan hüzün benim için onunlaydı.

Herkes birileri için yaptığı hataların üstünü örtmeye çalıştığında kurduğu cümleler bana yabancıydı. Çünkü ben yaptığım hatalarında başkalarının hatalarının da bedelini en muhtaç yaşımda ödemiştim, o yüzden bundan sonra ağzımdan çıkan sözler önümdeki bana dönük namlunun kurşunundan daha çok acı verirdi.

"Ne diyorsun sen Rona?" Her gün tıraş olduğunu çok sonradan öğrendiğim yüzünde kırlaşmış, sakalları uzamıştı belki eskiden bu kadar beyaz değildi babamın.

"Ne söylediğimi duydun baba! Bu kadar şaşıracak ne var o gün o avluda zaten sen bu kararı kabul etmedin mi?"

"Ben bir şeyi kabul etmedim Rona?" Elindeki tabanca bağırmasıyla birlikte titremişti.

Elimin içine ki parmaklarını hızla çekip beni namlunun ucundan arkasına alan Doğu'ya sesimi bile çıkartamamıştım.

"Kendine mukayyet ol ağa o namlunun ucu bir daha ona değmesin." Fırat yanıma geldiğinde boşlukta kalan bedenime o siper oldu. Yüzünde her zamanki ifadesinden uzak gergin bir bakış vardı. Karşımızda duran adamlara karşı çok zayıftık ama Doğun'un adamlarının ne de Doğu'nun yüzün de tek bir endişe yoktu.

Doğu'nun IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin