33.Bölüm

8.9K 871 1K
                                    

Keyifli okumalar.





Gözlerde saklı kalan anılar, ruhumuzda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerde saklı kalan anılar, ruhumuzda. Besleyip büyüttüğümüz her hayalimiz bir gün gerçek olacak.  Sana söz.


(Karakterlerin hiçbiri belirlediğim karakterler değiller. 300K'ya özel yapılan bir afiş gibi düşünün. Henüz hiçbir karakterim için kesin bir model kararına varmadım.)

Gecenin karanlığı kara bir çarşaf gibi üzerime çökerken bakışlarım yabancı olduğum evin manzarasındaydı. Oldukça büyük yeşilliklerle dolu bir bahçesi vardı. İki katlı gösterişli ve ihtişamlı, şirin bir evdi. Ormanın girişine yapılmış olan bu ev baktıkça içimi karartıyordu. Burayı hiç sevememiştim.

Drewin, Graceden sonra yerleştiği evdi. Gracenin anılarının olduğu evde zamanla yaşayamaz hale gelmişti.

Kalbinde sevdiği kadını kaybetmenin acısını taşıyordu.

Göz görmeyince gönülden Irak olur derlerdi. Ben üç yıl gözüm görmeyince gönlümde artık görmez, görsede ona kaymaz demiştim. Öyle olmuyor muş, çok sonradan anladım.

Göz görmeyince gönülden Irak olmuyormuş sevgilim. Kara gözlerine bakınca anladım.

Zihnim burada olmanın, anın gerçekliğini sorgularken geçmişe duyduğum özlem ruhumun acıyla kasılmasına sebep oldu. Bize, sevdamıza duyduğum özlem göğüs kafesimdeki yangını harladı.

Sigaramın izmaritini avucuma bastırıp söndürdüğümde avuçlarımın arasında yer edinen koca kesikten yangının izi belli bile olmazdı.

"Kendini yakmaktan ne zaman vazgeçeceksin?" Helenin naif sesi kulaklarıma sızdı. "Nasıl yandığını gördüm. Nereden yandığını da. İçindeki acının sana nefes aldırmadığını, seni mahvettiğini de gördüm. Ama daha be kadar fedakarlık yapacaksın? Daha ne kadar seni, acını, yaranı umursamayan insanlar için kendini mahvedeceksin?"

"Sen ne zaman beni sık boğaz etmeyi bırakırsan o zaman." Dediğimde gülen sesi kulaklarıma ulaştı.

Arkamı döndüğümde onu üstü başı kan içinde bulmak beni şaşırtmadı. Muhtemelen bir saha görevinden dönmüş olmalıydı. Bir istihbaratçı olmanın en zor yanı gerektiğinde her şeyi kabullenmekti.

"Öyle bir şey hiçbir zaman olmayacak desene?" Dediğinde yüzümdeki ifadesizlik değişmedi. "Ne yapmayı düşünüyorsun?"

Dalgın halim gözünden kaçmamış olmalıydı.

"Gerçekten Douglasla iş birliği yapacak mısın?" Dedi merakla.

"Saçmalama Helen," dedim gözlerimi devirerek. "Sadece Zeynebi ve Sinanı yanımda istiyorum o kadar. Bunu sağlamak, onların buraya gelmesini sağlamak neden bu kadar zor anlamıyorum." Dedim sorgu dolu bir sesle. "Yanımda güveneceğim birilerini istemek hakkım değil mi?"

ARDIÇ  +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin