1.BÖLÜM:adın Barlas

92 12 152
                                    

En son Soysuz'un önündeki tüm kartı keyifle topladım."bu oyundan benden iyisi yok demiştim."
Soysuz aşağılayıcı bir bakış atı."sana bilerek bıraktım,sonra ağlama diye"söylediği şeye güldüm."sence ben seni kapsayan bir konuda ağlama ihtimalim yüzde kaç"dedim.

yüzümü iyice inceledi."belki şimdi değil ama ilerde karşımda yalvaracaksın"dedi.güldüm"sen ilk buradan kaçmayı başar,tamamı.ama bazen düşünüyorum sen çok hayal perest olmuşsun,umarım ilerleyen zamanlarda gerçek hayatta dönersin Soysuz"kolunu üç kez pat patladım.

Kapıya yaklaştığım sıra konuştu. Ve x"abine selamlarımı ilet,kendisini çok severim.onun sayesinde bir çok şey başardım."dedi keyifle.ne anlatıyor bu ya,hücrede kafayı sıyırdı herhâlde.
burada kafayı sıyırma yan bir ben kaldım,yakında bende sıyırıcam ama neyse. 

Kapıyı kapattım"sen benim olacaksın Lila Aryona"diye bağırdı.ay bu bana aşık,başka birisi tarafından sevilmek çok güzel bir hismiş.belki iyi biri olsa, bana iyi davransa aşık olurdum.ama onun aşk dediği şey aslında bir takıntı.

Soysuz'un odasından çıktım,kolumdaki saate baktım.saat 11:44 mesainin bitmesine yirmi dört dakika var.

Bende Andrew'in odasına gitim. kendisi bu aralar çok bağırıyor.yine sinir krizi geçiriyor olmalı kendini duvara vuruyor,mayak.cebimdeki anahtarı çıkardım,kapıyı açtım karşı da sinirden kıp kırmızı olan bir Andrew gördüm. Beni görünce daha çok sinirlendi kafasını defalarca duvara vurdu.

"Andrew iyiki senin iki kolunu duvara bağlamışım, uslu durursan seninde sadece bir Kolunu zincirlerim."

Andrew yarı türk yarı İngiliz,kendisini Türkiye'de bulduk ve buraya getirdik.

"seni öldürecem*****"dedi yarı İngiliz aksanıyla.

"sakin ol şampiyon.sakinleş buradan çıkarsan söz öldürebilirsin beni."daha çok bağırmaya başladı."bağırma sağır oldum amk"cebimdeki sakileştirciyi koluna batırdım.

Bir beş dakika sonra sakinleşmişti derin nefes alışları normale döndü,karşısında bağdaş kurdum elimi dizlerime koydum"şimdi derin nefes al.ver.al.ver."

"Belkide nefesini sonsuza dek kesmem  gerek.nefesini al bir daha verme"dedi sersemlemiş bir şekilde.yarı İngiliz aksanıyla konuşması bana Komik geliyordu"ne kadar komik. sana iyilikte yaramıyor"dehşetle bana baktı.

"Lan p*ç,senin yüzünden saat başı elektrik çarptı beni,günlerce aç kaldım. ben en son ne zaman yemek yediğimi hatırlamıyorum,verdiğiniz yemek zaten bok gibi.ben bir buçuk yıl önce yıkandım ne iyiliğin'den bahsediyorsun or*spu çocuğu"içindeki nefreti bir anda kustu resmen.

Yani haklı olabilir bir yandan.

"bunu yüzlerce kişi öldürmeden önce düşünecektin"histirik bir gülüş atı.

"senide öldürecem,gururunu ayaklar altına alıcam.siz kadınlar sadece zavallısınız,sen ancak babanın kölesisin evlendiğinde kocanın kölesi olucaksın.biz erkekler senin gibilerin hep ezicez.istediğimiz gibi  kadına şiddett uygularız,taciz ederiz,gasp ederiz,siz bu olanları bir başkasına anlatırsanız size kötü gözle bakarlar.biz erkekler-"cebimdeki şok cihazını boynuna tutup beş saniye boyunca elektirik verdim.

Vücudu deli gibi titrerken zevk alarak şok cihazını geri çektim."yok bu az oldu"bir on saniye boyunca yine şok verdim.boynu parçlanınca cihazın üstünde yazan 250 wolt yazısıyla iki saniye bakıştık.sadece acı çektirecektim ama  öldü,şansıma tüküreyim.işkence edecektim ne kadar şanslı biri, işkenceden kurtuldu.

Cihazı kapatıp cebime atım,içimde hiç pişmanlık duygusu olmadan odadan ayrıldım.sırtım ağrıyınca kendimi dönen sandalyeye atım,sandalyenin etkisiyle beş  altı santim geriye gitim.hafif kıkırdayarak masaya yaklaştım.bir kaç tüpten sıvıyı küçük camın içinde koydum,sıvı fokur'dadı.

KATİLİN RAPUNZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin