yirmi üçüncü ★ bölüm

200 37 33
                                    



bu bolumu zayn sweat dinleyerek yazdim 🙃

20 yorum sonra diger bolum

yıldızları unutmayın keyifli okumalar 💖



Minho, Changbin'in kollarında eriyordu. Dudakları birbirine karışırken, birbirlerinin nefesini hissetmek, kalplerinin aynı ritimde atmasını sağlıyordu. Changbin, Minho'yu kendine daha da yaklaştırdı. Öpücükleri daha tutkulu, daha derin hale geldi. Minho'nun parmakları Changbin'in saçlarına dolandı, onu daha da yakınlaştırmak için çekti.

Changbin, Minho'nun dudaklarından boynuna doğru yavaşça indi. Her bir öpücük, ona ne kadar özlediğini ve sevdiğini hissettiriyordu. Minho'nun boynuna dokunan dudaklar, onu ürpertiyor ve kalbinin daha hızlı atmasına neden oluyordu.

"Odamıza geçelim," dedi Minho güçsüz bir sesle. Ağladığı için yüzünde kurumuş olan gözyaşları cildini geriyordu.

Odamız lafını duyan kaslı adam gülümsemesine engel olamamıştı. Gülümseyerek sevgilisini sandalyeden nazikçe kaldırıp yatak odasına taşıdı.

Yatağa geçtiklerinde işlerine kaldıkları yerden devam ettiler. Changbin, Minho'nun boynuna küçük ısırıklar bırakırken elleri de sırtında geziniyordu.

"Boynumda iz bırakma." demek gibi bir hata yaptığında kendisini acıyla inlerken buldu. Artık boynunda kırmızı-mor renkli izler olacaktı.

"Geri zekalı." diye fısıldadı bu sefer de. Onu kızdırarak daha fazlasını mı elde etmeye çalışıyordu yoksa boynundaki izlere yenisini mi eklemeye çalışıyordu emin olamamıştı karşısındaki adam. Cevap vermek yerine güçlü ellerini beline bastırdığında vücudunun gerilimini hissetti.

Sırtı kedi gibi gerilmiş olan adam, onun dokunuşlarının her birinde daha da kendinden geçiyordu. Changbin'in sert hareketlerine rağmen belli olan şefkati ve tutkusu, içindeki tüm duvarları yıkıyordu. Minho'nun nefesi hızlanmıştı. Gözlerini kapattı ve Changbin'in ona hissettirdiği her şeyi içine çekti. Changbin, Minho'nun tişörtünün altına elini soktu ve parmakları yavaşça onun sıcak tenine dokundu. Minho'nun vücudu, Changbin'in dokunuşlarına yanıt veriyor, her temasında daha da ısınan bir ateş hissediyordu.

Kavradığı tişörtünü yavaşça yukarı çekti. Öteki de kollarını kaldırarak ona yardımcı oldu ve tişörtünü çıkardı. Sonunda üzerindeki kumaş parçasından kurtulduklarında onun bal rengi tenine baktı, duyduğu arzu gözlerinden okunuyordu.

Minho, Changbin'in bakışlarından etkilenmişti. Onun gözlerinde kendini kaybetti. Changbin, Minho'nun göğsüne öpücükler kondurmaya başladı.

"Bu seni bırakıp gittiğim için," bir öpücük kondurdu.
"Bu gittikten sonra hiç konuşmadığımız için." Aşağı doğru inerek bir öpücük daha kondurdu. Her bi öpücüğü için bir neden sayıyordu.

"Bu kendimi affettirmeye daha erken gelmediğim için." Öpücüklerini ardı arkası kesilmeden sıralarken son dediğiyle hıhlayan adam "O halde seni tokatlamam gerekirdi." diye mırıldandı. Bunu çok yüksek sesle söyleyecek cesareti yoktu yine de.

"Tokatlayabilirdin ancak şu an değil." Göğsünde gezinen öpücükler karnına indi. Her bir öpücüğünde ona ne kadar aşık olduğunu hissettirdi. Minho'nun nefesi kesilmişti. Changbin'in öpücükleri onu tamamen ele geçiriyordu.

Vücudunda aşağı doğru inerken, elleri de Minho'nun vücudunda geziniyordu. Her dokunuşunda titriyordu. Changbin, Minho'nun beline kadar geldiğinde, elleri yavaşça onun pantolonunun düğmesini çözmeye başladı. Minho, Changbin'in niyetini anladı ve ona yardımcı olmak için biraz geri çekildi, pantolonunu çıkardı.

once more to see you ☆ minbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin