★Elindeki yüzük kutusunu sallaya sallaya dış kapıdan içeri giren adam hala sevgilisinin mışıl mışıl uyuduğunu ve hiçbir şey çaktırmadığını düşünüyordu ki gözleri faltaşı gibi açılmış, koltukta oldukça sinirli bir şekilde onu beklediğini gördüğünde yerinden sıçradı.
"Changbin?"
"Aşkım?"
Minho kırık ayağını sarkıtarak ayağa kalkmaya çalıştı. "Nereye kaybolduğunu sorabilir miyim?"
Onun ayağa kalkmasına bile dikkat edemeyen öteki öylece donup kaldığı yerde yutkundu. "Hiçbir yere."
"Yalancı. Neden yeniden yalan söylüyorsun? Ne işler çeviriyorsun sen? Az önce gayet iyiydik ben uyuyunca hemen kalkıp neden gittin?"
Minho'nun arka arkaya sıraladığı endişeli cümlelerden yaptığı kuruntuyu anlayan Changbin ona doğru ilerledi. "Önce bir oturur musun güzel sevgilim?"
"Oturamam. Sürekli oturuyorum zaten bıktım oturmaktan. Sorularıma cevap ver."
"Chan gelmişti ona indim."
Şüpheyle kaşlarını kaldırdı. Yalan söylemek konusunda berbat olan bu adamın şu an onu inandırabilecek tek bir sözü dahi yoktu. "Yalancı. Sevmiyorsun beni."
"Sevmiyor muyum?"
"Evet. Niye yalan söylüyorsun? Yalan söyleme konusunsa berbat olduğunu bilmiyor muyum sanki? Kiminle buluştun? Yoksa beni aldatıyor musun?" Kendi söylediği şeye duraksayıp endişeyle iç çekti. "Aldatıyor musun?"
"Minho saçmalama."
"Minho mu? Cevap evet yani. Eşyalarını alıp gidebilirsin Changbin ben seninle yeni eve falan da gelmem o zaman git onunla yaşa."
Changbin üzerindeki şoku atmış birden gülmeye başlamıştı. Elinde tuttuğu kutunun varlığını bile unutmuştu. Kuruntularına kapılmış olan Minho ise hala fark etmemişti bile.
Gülüp ciddiye almadığı için darılan Minho gerileyerek koltuğa oturdu çaresizce.
"Senin canın sıkılmış anlaşılan. Sataşacak yer arıyorsun."
"Yalancısın sen. Git yanımdan." Changbin koltukta ona iyice yaklaştı. "Ne yalanıymış bu?"
"Bilmem sana sormalı. Neden dışarı çıktın?"
Onun çenesinden doğruyu söylemediği sürece kurtulamayacağını anlayan Changbin birden ciddileşti. "Bana hala güvenmiyor musun?"
"Güveniyordum. Şu ana kadar."
Changbin kaşlarını çattı. Romantik olmasını planladığı bu an planlarının tam aksi bir şekilde ilerleyecekti anlaşılan. "Minho, sana yalan söylemiyorum. Açıklamadan önce çok kısa bir şey sormam lazım," Koltuktan inip sevgilisinin hemen önünde diz çöktü.
Dizlerinin üzerinde Minho'nun önünde dururken derin bir nefes aldı ve yüzüğün bulunduğu kutuyu henüz açmadan merakla onu izleyen gözlere baktı. Yüzüğü açmadan önce boğazını temizleyerek aklına ilk gelen şeyleri sıralamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
once more to see you ☆ minbin ✓
Fanfiction[texting] [angst değil.] ayrılığın acısını hala atlatamayan minho'nun karşı apartmanındaki boş dairesine geri taşınan changbin. #1-minbin