once more to see you ☆ minbin ✓

on dördüncü ★ bölüm

★

changbin
ne zamana kadar beni görmezden geleceksin

minho
gormezden mi geldim

changbin
evet bu hafta yaklaşık beş kez karşılaştık

ayrıca çevirip binmekten vazgeçtiğin taksinin şoförü bendim

minho
ne alaka

baba parasi yemiyor muydun sen

changbin
baba parası yemiyordum minho

şirketten istifa ettim ayrıca

minho
nerden bilebilirim

seni gormemistim bile son anda arabam oldugunu hatirladim onun icin binmedim taksiye

changbin
anladım

minho
neden ugruna yasadıgın yeri ve kisiyi terk edip gittigin isten vazgectin

changbin
minho seninle konuşmam gereken şeyler var

yüz yüze konuşabilir miyiz mümkünse

minho
hayir nedenmis

changbin
lütfen

fazla uzatmam

minho
baska yalanlar da soyleyesin diye mi

changbin
neredeyse bir ay oldu hala düzgünce konuşamadık lütfen

minho
iyi tamam

changbin
nerede oturmak istersin

minho
fark etmez bakariz

changbin
tamamdır geliyorum

[görüldü.]

★

Karşımdaki gergin ifadeli yüze aynı gerginlikle bakarken yutkundum. Changbin buluşmak istediğinde ne söyleyeceğini merak ederek gelmiştim. O kadar kazandığı işini bırakıp şoförlüğe başlaması hiç hayra alamet değildi çünkü.

Bir süre sessiz kaldık, sadece kafedeki diğer insanların uğultusu aramızdaki boşluğu dolduruyordu. Changbin'in gözleri yere bakarken, ben de kendimi durmadan eski anılarımıza götürüyordum. İstemsizce. Onunla yaşadıklarımıza, ayrılığımıza, kalbimde bıraktığı derin yaraya gidiyordu aklım sürekli.

"Minho," dedi sonunda, sesi titreyerek. "Seni buraya çağırdım çünkü sana anlatmam gereken çok şey var."

Kelimeleri dikkatle seçiyordu, bu da sinirlerimi iyice geriyordu. Eskiden beri böyleydi, bir şey söylemeden önce düşünürdü ama bu sefer farklı bir gerginlik vardı havada.

"Evet, ne söyleyeceksen söyle," dedim, sesimdeki sabırsızlığı gizleyemeyerek.

Changbin derin bir nefes aldı. "Biliyorsun, ben New York'a babamın şirketinde çalışmak için gittim. Sen benimle gelmeyi reddettiğinde, bunun seni ne kadar incittiğini anlayamamıştım. O zamanlar çok aptal ve bencilce davrandım. Ama şimdi..."