14. BÖLÜM

60 2 4
                                    

İnsan yaşamında eksik olanı, her şey sanıyor.

- Duygu Asena.

🍂

Hayat karmaşası, her insanın dönem dönem ayarlarıyla oynamış olmalıydı. Yaşadığımız sorunlar birbirinden o kadar farklı, aynı zamanda o kadar aynıydı ki; bu yüzden artık başkalarına özenmeyi de, bulundukları davranışlardan dolayı yargılamayı da bırakmıştım.

Fakat bir süredir çevremdeki herkes, bende var olan değişimleri fark etmeden iyi olduğumu düşünüyordu. Hayatıma aynı düzende devam etmemdi, bunu onlara düşündüren. Okula gidiyor, görevlerimi eksiksiz yapıyor, benden beklenen her şeyi karşılıyordum ve bu durum, başkaları açısından hayatımın yolunda gittiğinin göstergesiydi. Her şeyi tek başıma atlatmam gerektiği gerçeğine o kadar inanmıştım ki, yıkıldığımı birisi görecek diye ödüm kopuyordu.

Güçlü görünmek zorunda olduğumu düşünüyordum. Oysa bazen insanın gücü tükenebilir, soluk alma ihtiyacı hissedebilirdi.

Ben ise her zamanki gibi soluk alabileceğim kıyılarımdan epey uzaktaydım.

Çimen, biraz konuşalım mı?" Öğrenciler koridor boyunca sınıflarına doğru ilerlerken, aradığım kişiyi bularak yanına yanaştığımda, hiç olmadığım kadar mahcup hissediyordum.

"Derse girmem gerekiyor." Çimen'in cevabı netti. Fakat bunu gerçekten derse yetişmek gibi bir amaçla söylemediği yüzünden okunuyordu. Benimle konuşmak istememişti.

"Okuldan sonra bana ayıracak vaktin olur mu?" diye sordum yeniden bir umuda sarılarak.

"Neyi konuşmak istediğinizi biliyorum. Çünkü aynı konu hakkında sizinle defalarca kez konuşmak istedim." Hiçbir öğrencimin yüzünde kendime karşı görmediğim kırgınlığı, şimdi tam olarak Çimen'in yüzünde görmek, beni fena hâlde bozguna uğrattı.

Aylar öncesini düşündüm. Ali'nin böyle bir belaya bulaşmadığı, her şeyin yolunda gittiği zamanları düşündüm. Bu anlarda Çimen'in yanıma iki kez daha konuşmak için geldiğini hatırlıyordum. Fakat zamanlamaları hiç de benim meşgul olmadığım anlara denk gelmediği için bir türlü konuşamamıştık.

Kendimi berbat hissediyordum ve bunu düzeltmenin hiçbir yolu yok gibiydi. Sanki geçmişe dönebilseydim ve bir kez olsun Çimen'i dinlemiş olsaydım, her şey farklı gelişebilirdi. Ali'nin bana karşı takındığı tavır, üstelik tüm suçlamaları artık hiç de yersiz gelmiyordu. Çünkü artık suçumu biliyordum.

"Okuldan sonra konuşabiliriz." dedi Çimen sınıfına girmeden önce.

Sanırım yüzümdeki mahcup ifadeyi görmüş ve bu ifade fikrinin değişmesine sebep olmuştu.

Şimdiye kadar kendimi hep hassas ve duyarlı biri olarak kabul ederdim. Artık noksanlıklarımın farkındaydım ve Çimen de pişmanlığımı görerek sanki kendimi affettirebileceğim bir fırsatı tanımıştı bana.

Ben bugün, henüz on yedi yaşında olan bir öğrencimden, duyarsız birine karşı bile merhamet edilebileceğini öğrendim.

🍂

Bugün, ekstra zaman geçmek bilmemişti. Sonunda tüm dersler son bulduğunda ve Çimen'le bir kafede oturduğumuzda saat beşi gösteriyordu. Kış aylarında olduğumuz için hava erken kararıyordu. Bu yüzden geldiğimiz gibi bize yemek sipariş ettikten sonra direkt konuya girmiştim.

"Kardeşim Ali'yi tanıyor musun?" Çimen, oldukça net bir kızdı ve bana her şeyi en yalın hâliyle anlatmak için buradaydı. "Onun hakkında söylemek istediğin bir şey var mı?"

KAYIP YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin