𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐟𝐨𝐮𝐫

1.8K 83 10
                                    

flashback 3: 

Gözlerimi kaldırıp Barış'a baktığımda telefonuyla ilgilendiğini gördüm, oflayarak onun dikkatini çekmeyi başarabilmiştim. Dediği gibi başımdan ayrılmadan sürekli çalışıp çalışmadığımı kontrol ediyordu ama ben çok sıkılmıştım!

"Sıkıldın mı?"  Kafamı sallayarak onayladığımda güldü. Hava kararmıştı, masayı verandada yanan lamba aydınlatıyordu. Kollarımı arkamda birleştirip gerindim. 

"Saat kaç?" Biraz önce kilitleyip masaya bıraktığı telefonunun ekranına dokunarak açılmasını sağladı. 21.03. Bahçeye konuşarak çıkan Berkan ve Kerem'e kaymıştı ilgim.

"Bir kere de kabul et yenildiğini be kardeşim." Kerem omuz silkip yanıma oturmasının ardından kolunu omzuma attı.

"Çalıştın mı bakalım sınavına?"

"Hala çalışmam gereken bir ton şey var."  

"Çok sıkıcısın Sudem ya!" Berkan'ın dediğini dudağımı büzerek taklit ettiğimde oturduğu yerden uzanıp saçımı çekti. "Biz de acıktık, kokoreç yemeye gideceğiz. Siz de gelsenize." Yüzümü buruşturmamla reddettiğimi anlamış olmalılardı. 

"Iy, asla! Kalıp ders çalışmayı tercih ederim." Kerem omuz silkip kalktı oturduğu yerden. Berkan da onun peşinden ayaklanırken saçımı karıştırdığında gülerek eline vurdum. 

"Burda beynin erirken açlıktan öl, tamam mı?" 

"Uğraşma kızla kardeşim ya." Dedi Barış aramıza girerken ama bir yandan da güldü. 

"Sen de mi gelmeyeceksin?" Kafasını olumsuz anlamda salladı Barış.

"Yok ya." Demesinin ardından doğrudan gözlerimin içine baktı. "Sudemle kalayım ben."  Kerem ve Berkan konuşarak yanımızdan uzaklaştılar. Notlarıma göz atarken yan gözle Barış'a bakıyordum. Ne kadar dikkat dağıtıcı olduğundan haberi var mıydı acaba? "Niye bana bakıyorsun, notlarına baksana."

Omuz silkerek yanıtladım onu. "Dikkatimi dağıtıyorsun."

"İyi, gideyim o zaman."

"Hayır." Panik çıkan sesime karşılık yüzüne ima dolu bir sırıtış yerleşti, utanarak bakışlarımı kaçırdım ondan. "Gitme yani, sıkılıyorum zaten."

"Tamam hadi ağlama." Dalga geçmesine karşılık ona dilimi çıkardığımda güldü. "Acıkmadın mı sen?"

"Biraz acıktım da, kokoreçten nefret ederim."

"E hadi kalk, biz de yemek yemeye gidelim." Emin olamayarak ona baktım, Kerem'lere ayıp olur muydu acaba? Bir de onun suratını çekmek istemiyordum şimdi. "Yolda Keremlere söyleriz." Ben şaşkınca ona bakarken, o ise çoktan ayaklanmıştı.

"İyi madem."Ben de onun peşinden ayaklanıp içeriye girdim. Çantamı bana uzattı ve ardından evden çıktık, evin önünde park edili olan arabasına binmiştik. 

"Ne yemek istersin?"

"Hamburger? Araba servisi olanlardan alabiliriz."

"Benimle gözükmek istemiyor musun, çok kırıcısın Sude." Şaşkınlıkla ona döndüm.

"Senin için diyorum. Herkes seni tanıyor beni değil."  Arabanın içi sessizleşti, bu durumdan rahatsız olup radyoyu açtığımda çalan şarkı ikimizin de gülmesine sebep oldu.

Sarışınım.

yüzünde keyifli bir sırıtışla şarkıyı mırıldanıyordu.

"Sana artık bu şarkıyı söyleyeceğim." dediğinde gülümsedim.

B. | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin