-7-

48 3 0
                                    

Mikey

"Bırak beni Haru!" Diye bağırdım ve kolumu Sanzu'nun elinden çektim.
Bana şaşırarak baktı. "Ne oldu?"
Kızgın bir ifadeyle etrafıma baktım ve çoğu insanların bizi izlediğini fark ettim.

Sanzu yanımdan hızlıca ayrıldı ve dışarıya sigara yakmak için çıkmıştı. Bende tek başıma kalmış kendimi köşeye çekmiştim.
Boş olan bir koltuğa yatırdım kendimi ve yorgun vücudumu dinlendiriyordum. Bu sırada gözlerim istemsizce Takemichi'yi arıyordu. Takemichi'yi Chifuyu ile görünce içim rahatlamıştı.

Beklemediğim bir anda Baji'nin yanıma oturmasıyla kendime gelmiştim.
"Selam Mikey nasılsın görüşmeyeli?" Kolunu omzuma koymuştu.
"İyiyim senden naber?"
Baji olumlu anlamda başını sallamıştı.
"Bende iyiyim ama senin iyi olduğundan pek emin değilim."
Sinirle nefesimi verdim. "Nedenmiş o?" Yan gözle Baji'ye baktım. O ise dans eden arkadaşlarını izliyordu.
"Uzun bir süredir okula gelmemenin sebebi hem abinin ölümü hemde Takemichi ile ayrılman olmuştu."
Baji yine eski konuları açınca gözlerimi kapattım ve sakin olmaya çalıştım.
"Okula gelir gelmez Sanzu ile ilişkiye girmen çok şaşırtıcı ve beklenmedik bir durum açıkçası."
Gözlerimi açtım ve bende dans eden arkadaşlarımı izledim. "Ee yani?" dedim sabırsızca. Baji söylenmeye devam etti. "Seni onun yanında hiç gülerken göremiyorum açıkçası. Takemichi ile sevgiliyken daha da mutluydun ve-"
Sözünü bölen masaya yumruğumu vurmam olmuştu. Baji hafiften tırsmış bana bakıyordu.
"Geçmiş geçmişte kaldı burnunu sokmasan iyi olur Baji!"
Baji şaşkınlıkla benim bu sinirli tavrıma bir anlam veremiyor gibiydi.
"Sakin ol Mikey. Sadece seni eskisi gibi mutlu görmek istiyoruz."
Bu sefer sinirden dudağımı sertçe ısırmıştım.
"Benim mutluluğum kimseyi ilgilendirmez." Sakin bir ses tonu takınmıştım bu sefer.
Baji bana anlamsız bakışlar atıyordu.
"Senin için endişelenmiştik o kadar."
Biraz sessizlikten sonra Baji yavaşça yanımdan kalkıvermişti. Sadece moralini bozmakla yetinmeyerek kalbini de kırmıştım. Dişlerimi sinirle sıkmış göz yaşlarıma hakim olmaya çalışıyordum. Ayağa kalktım ve cebimden anahtarımı çıkartarak kendimi dışarıya attım.

Dışarı çıktığımda Sanzu'yu, Ran ve Rindou ile birlikte sigara içerken fark etmiştim hemde motorumun hemen yanında. Kendimi duvarın arkasına sakladım ve konuşmalarını gizlice dinledim.

"Demek kavga ettiniz kanka." Güldü Ran çoşkuyla. Buna sinir olan Sanzu bir tane şaplak geçirmişti Ran'ın kafasına.

"Hey saçımı bozma!" Bağırdı Ran. Rindou ise ikisine hafifçe gülüyordu.

Sanzu sigarasından üfledi.
"O Takemichi'den kurtulmam lazım" dedi bir anda ciddileşmiş sesiyle. Ben tabikide şok olmuştum bunu duyunca.

Ran söze atladı. "Nasıl yani? Takemichi ne alaka?" Sordu peş peşe.

"Bilmiyormuş gibi yapmayın! Takemichi'nin aklında halen Mikey var ve aynı şekilde Mikey'in de Takemichi'de aklı var!" Dedi titrek bir tonla. Bu konuda ne kadar sinirli olduğu çok belliydi.

"Saçmalama Sanzu. Eğer Takemchi halen Mikey'i sevseydi ayrılmazdı."
Sessizce Sanzu'nun cevabını bekliyordum.
Sanzu tabiikide buna gülmüştü.
"Salak Rindou! Görünen köy kılavuz istemez."
Ran'ın sessizce güldüğünü duyuyordum.
"Neden bunu gidip kendisine sormuyoruz?"
Gizlice onları izliyordum ve Ran'ın cebinden küçük ama keskin bir bıçak çıkardığını görmüştüm.
Bunu görmemle kalbim tur atmıştı. Takemichi'ye dokunmalarına izin veremezdim...

Hızlıca içeriye koşup Takemichi'yi bulmak için dans pistine atlamıştım. O sırada Draken bana anlam verememiş bakışlar atıyordu. Yanına geçtim ve nefesimi kontrol ettim. "Takemichi'yi gördün mü?"
Draken bu soruyla kaşlarını çatmış etrafına iyice bakınmıştı. "Hayır görmedim neden?"
Sanzu ve arkadaşlarının duyduğum konuşmalarını teker teker anlatmıştım.
Draken pek inanmasa benimle birlikte Takemichi'yi aramaya koyuldu.

"Açmıyor lanet olası telefonu!"
Draken Takemichi'yi sekizer kez aramıştı ama hiçbirini açmamıştı.
"Nerde olabilir bu çocuk?" Konuştum kendi kendime.
Wakasa bizi beş dakikadır izliyordu ve artık merakına yenik düşerek yanımıza yaklaşmıştı.
"Bu koşturmalarınız hiç hoşuma gitmiyor beyler."
Ellerini omuzumuza atıp sırıtıyordu.
"Bir sorun mu var beyler?"
Draken ile göz göze gelince ikimizde sormaya karar vermiştik artık.
"Takemichi'yi gördün mü acaba?"
Yine aynı cevabı beklerken Wakasa gülmemek için zor tutuyordu kendini.
"Takemichi çoktan gitti ahmak!"
Başıma bir şaplak atmasıyla kendimi tutamayıp yakasından tuttum.
"Nereye gitti?"
Wakasa pis bir bakış atarak ellerimi yakasından çekti.
"Ben nerden bileyim sikik! Sanzu onu motorunun arkasına almış götürüyordu."
Wakasa'nın bunu demesi tüylerimi diken diken etmişti.
"Hangi taraftan gitti gördün mü?" Sordu Draken sinirle.
Wakasa emin olmayan bir sesle konuştu.
"Ormana doğru yola çıkmışlardı galiba."

"Galiba mı?"
Wakasa sinirle Draken'ın bitmeyen sorularına cevap verdi.
"Evet çok karanlıktı tam nereye gittiklerini göremedim."

Hemen mororuma doğru koşmuştum.
Draken arkamdan "Mikey dur!" Diye sesleniyordu. Aldırmadan motoruma binmiştim ve ormanın yolunu tutmuştum...

Ormanın içine girdiğimde biraz tırsmıştım. Hiç olmadığı kadar karanlıktı ve ürkütücü hırlama sesleri duyuyordum. Bir elimle motoru yavaş bir tempoda sürerken diğer elimle telefonumun flaş ışığını tutuyordum.
Ormanda 4 tur atmıştım ve hiç bir iz bulamamıştım. Zaman kaybettiğimi anlayarak Sanzu'nun evine doğru yol almıştım...



꧁❀꧂

꧁❀꧂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

꧁❀꧂




Sanzu

Evime doğru gelen motor sesini duyunca bunun Mikey olduğunu anlamıştım. Hemen içime çektiğim uyuşturucuyu yatağımın altına saklayarak bodrum kapısını hızlıca kilitlemiştim. Ardından mutfağa geçip kan ile bulanan ellerimi tertemiz olana dek suyun altında yıkamıştım. Kapı çalınca etrafı son bir kez kontrol edip kapıyı açmıştım. Selam bile veremeden Mikey içeriye doğru dalıvermişti.

"Hey ne oluyor?" Dedim merakla.
Mikey etrafa iyice bakıp sinirli adımlarla bana yaklaştı ve yakamdan sertçe tutmuştu.
"Takemichi nerde?"
Bana olan sert tepkisinden hiç hoşlanmamıştım. Neden bu kadar merak ediyordu bu zavallıyı anlam veremiyordum!
Masum bakışımla etrafı süzdüm.
"Takemichi mi? Bilmem evdedir."
Gülmemek için zor duruyordum. Yalan söylemek benim işimmiş meğer.
Mikey sinirden saçlarını çekiştirdi.
"Bana yalan söyleme! İkiniz ormana doğru gidiyordunuz gördüm!"
Şimdi buna ne cevap verecektin Sanzu?
Gergin bakışlarımı çaktırmadım ve bir yalan uydurdum.
"Onu eve bırakmamı istedi ben ne yapayım?" Omuzlarımı silktim.
Mikey bana halen nefret dolu bakışlarla beni süzüyordu.
Kapıya doğru hızlı adımlarla yöneldi ve işaret parmağı ile bana tehdit edercesine konuştu.
"Bu işin peşini bırakmıyorum haberin olsun!" Dişlerini sıkarak alev alan gözleri benle buluştu son kez ve evden çıktı.

Mikey'in beni tehdit etmesi çok sinirimi bozmuştu. Sinirle masada duran su şişesini alıp sertçe yere fırlatmıştım.

"Yarına hazır ol Takemichi..."

꧁✰꧂


-

Selam nabers..
Belki fark etmişsinizdir bu ficte Ran'ın Sanzu'ya karşı gizliden bir hoşlantısı var...

𝓨𝓪𝓷𝓭𝓮𝓻𝓮 𝒮𝒶𝓃𝓏𝓊 ❥ 𝐓𝐚𝐤𝐞𝐦𝐢𝐤𝐞𝐲 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin