-6-

58 5 0
                                    

Mikey

"Sana pasta getirdim" dedi narin sesiyle. Bende dona kalmıştım. Hemen kendimi toparladım. "Geçsene içeriye." Takemichi hemen itiraz etti. "Hayır benim partiye geri gitmem gerekiyor. Sadece seni merak ettiğimden gelmiştim."
Mavi gözleri ay ışığında çok güzel parlıyordu ve bu benim ona daha çok aşık olmama sebep oluyordu. Dudaklarımı büzdüm. "Acelen mi var?" Kaşlarımı çattım.
Takemichi pastayı bana verdi. "Aslında beni bira almak için yollamışlardı, ama dükkanların hepsi kapandı."
Bunu demesiyle sırıttım. "Benim garajda bir koli bira var. Biraz ağır olacak taşıması bu yüzden motoruma bineceğiz" Takemichi'nin gözleri bir anda ayın ışığı ile mutlulukla parlıyordu. Aşık olmamak elde değildi.

Anahtarımı alıp arkamdan kapıyı kapattım. Garajı açıp bir kutu birayı Takemichi'ye verdim. "Ah ağırmış"
Cebimden anahtarı ararken diğer cebimden bir kurdele çıkmıştı. Koliye bir kurdele bağladım. "İşte buda Seishu'ya doğum günü hediyem olsun." Dedim gülerek.
Bunun ardından Takemichi bana hayranlıkla bakıyordu. "Çok zekisin Mikey" Elbette öyleyim!

Motoruma bindim ve Takemichi'yi arkama aldım.
"Lütfen yavaş sür Mikey." Dedi yalvarırcasına. Ben sadece güldüm ve gaza basarak İnupi'nin evine doğru sürdüm. Yol boyunca Takemichi belimi tutmuş sarılıyordu. Aynı eski günlerdeki gibi karnımda kelebekler uçuşuyordu...



꧁᯽꧂

꧁᯽꧂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

꧁᯽꧂



Partiye geldiğimizde motoru park ettim ve Takemichi'ye yardım ederek hediyeyi içeriye taşıdık. Bizi gören Kokonoi keyifle güldü.
"Oo kimleri görüyorum" dedi kolarını bana doğru açarak. "Uğrayalım dedik." Dedim dalga geçercesine.
"Dükkan kapanmıştı bira alamadım ama sağolsun Mikey kendi birasından verdi."
Kokonoi ikimizinde sırtına hafifçe vurdu.
"Aslansınız" dedi ve biraları teker teker koliden çıkartmıştı.

Gözlerim İnupi'yi arıyordu ama kalabalıktan dolayı pek göremiyordum onu.
"Inupi'yi mi arıyorsun?" Dedi gülerek.
Evet anlamında başımı salladım. Takemichi hiç beklemediğim bir anda elimden tutup beni kalabalığın içine sürükledi. Soğuk ellerimi ısıtan bir el içimi kıpır kıpır ediyordu.
"İşte buldum." Takemichi bir anda elimi bırakınca kendime geldim ve karşımda duran Inupi'ye odaklandım.
"Hiç gelmeyeceksin sandım Mikey"
Yanında Hakkai ve Nahoya da vardı.

"Sana bir koli bira getirdim, hediyem olsun." Dedim gururla.
Inupi memnun olmuş gibi gülüyordu.
"Hiç gerek yoktu sağol."
Bizim arkadaş grubumuzdaydı eskiden ama Kokonoi ile tanıştıktan sonra ikisi gruptan biraz ayrı kalmışlardı ve bu yüzden de pek fazla takılmıyorduk veya konuşmuyorduk.

Takemichi beni bir anda dürtünce kendime geldim. "Yine ne var?" Dedim bıkkın bir ses tonuyla.
"Belki Draken'ı görmek istersin diye düşünmüştüm sadece üzgünüm."
Takemichi'nin çok alıngan olduğunu her seferinde unutuyordum. Zaten geçmiş ilişkimizde en sevmediğim özelliği hep buydu. Derin bir iç çektim ve Takemichi'yi takip ettim. Draken bizi görünce selamlaşıp biraz sohbet etmiştik.
"İçecek ister misin Mikey?" Sordu Draken.
Yüzümü hayır anlamında buruşturdum.
"Ben kendi biramdan içerim."
Draken omzunu silkti. "Peki sen bilirsin. Takemichi sen?" Diye sorunca Takemichi evet anlamında başını salladı...

Dört kutu birayı son damlasına kadar dikliyordum. Takemichi bana hayranlıkla bakarken Draken bana sinirlice bakıyordu.
"Eğer üstüme kusarsan seni yere sererim Mikey!"
Draken'ın kusacağımı hemen anlamıştı.
"Takemichi sen şunu lavaboya götür iyice kussun." Dedi iğrenerek.
Takemichi kafasıyla onaylamış beni omzuna almıştı. Ben ise sarhoşluğumdan ne dediğimi bile bilmiyordum.
"Hey Takemichi sana bir sır söylemem lazım." Geniş bir gülümsemeyle kıkırdamıştım.
Takemichi meraklı bakışlarla bana döndü.
"Efendim dinliyorum."
Lavoboya vardığımızda beni tuvaletin hemen yanına oturtmuştu.
"Ben hamileyim." Dedim sarhoşluğuma yenik düşerek. Takemichi bana inanmayan ve utanç dolu bakışlar sunuyordu.
"Öyle mi? Ne kadar da güzel." sahte bir gülüş takınıyordu.
Bakışlarımı ondan çektim ve daha fazla dayanamayarak tuvaletin içine doğru kusuverdim. "Ah Mikey ah"
Takemichi gözlerini devirdi ve tuvalet kağıdı ile ağzımın çevresindeki kusmuğu siliyordu. Bende onun dudaklarıma olan bakışlarını süzüyordum. Onun kuru dudaklarını öpmek istiyordum ama ağzım yüzüm hep kusmuk kokuyordu. Keşke ilk adımı bir kerede o atsaydı.

"Daha iyi misin?" Endişeli bakışları kalbimi deli ediyordu resmen.
Elimden tutup beni ayağa kaldırdı ve üstümü silkeledi. "Üstün başın hep kusmuk olmuş. İnupi'den temiz tişört isteyeceğim. Sakın bir yere ayrılma."
Her ne kadar da istemesem de Takemichi'nin benimle ilgilenmesini seviyordum.
Salak salak sırıtıyordum kendi kendime. Tişörtümü yavaşça ayna karşısında çıkarttım ve kesik izleri olan kollarıma doğru baktım. Acaba Takemichi bu izleri görünce ne tepki verecekti? En kalın kesilmiş yarama dokundum.
"Ah siktir" dedim sesli bir inilti çıkararak.

"Canını acıtmasan olmuyor değil mi?"
İrkilerek arkamdan gelen sese doğru döndüm.

"Senin ne işin var burda!" Dedim istemsiz bir panikle. Sanzu'nun partide olacağını hiç düşünmemiştim bile. Bana doğru yaklaşınca duvarların arasına sıkışıvermiştim. Boğuk nefesi çıplak bedenime doğru esiyordu.
"Senin ne işin var burda dedim!" Sinirle yumruklarımı sıkmış ona bir yumruk atmaya hazırlıyordum kendimi.
Sanzu gülerek başını eğdi. "Bunu asıl sana sormak gerek Mikey."
Derin bir iç çektim ve sakin kalmaya karar verdim.
"Sana hesap soracak değilim Haru!" Dedim net bir şekilde. Tabii Sanzu hiçbir şeyi ciddiye almadığı için herşey onun için komik geliyordu. Tekrar güldü.
"Sevgilimsin sen benim, tabiikide hesap sorarım!" Yumruğunu hafifçe duvara vurdu.
Gözlerimi devirdim ve gözlerimi ondan ayırdım. "Bırak beni." Sanzu bu ciddi tavrımı hiç hoş bulmamış gibiydi.
Sakinleşerek konuyu değiştirmişti.

"Seni Takemichi ile beraber gördüm."
İçimden bir hassiktir geçirmiştim ama bunu belli etmedim.
"Ee yani?" Bunu dememle Sanzu tekrar sinirlendi.
"Senin yanında olmasını istemiyorum. Uzak dur şu çocuktan!"
Gözlerimi devirmemek için kendimi zorluyordum resmen.
"Emrin olur." Bunu dememle Sanzu bana inanmamışa benziyordu.

Bir an kapı açılına ikimiz de tırsıp içeri gelen kişiye doğru baktık.
"Aa merhaba Sanzu." Dedi Takemichi gergin bir ses tonuyla. Sanzu büyük ama rahatsızlık veren bir gülümseme takınmıştı Takemichi'ye karşı. "Sanada merhaba." Sesi biraz korkunç çıkıyordu ve bu durumdan rahatsız oluyordum.
Takemichi yanıma gelip temiz olan tişörtü bana vermişti. "Teşekkürler" dedim nazikçe. "Önemli değil" karşılık verdi Takemichi utangaç bir şekilde. Biraz bol olan tişörtü giydim ve kendimi aynada süzdüm.
"Hadi bebeğim diğerlerinin yanlarına gidelim." Sanzu bunu demesi ile kolumdan tutup beni hızlıca dışarı çıkarttı. Takemichi'yi de öylece arkada bırakmıştım...







Selam 👋
Uyuyamadim bende tekrar yazayım dedim hehe
Nasıl olmuş bitchislar😉

𝓨𝓪𝓷𝓭𝓮𝓻𝓮 𝒮𝒶𝓃𝓏𝓊 ❥ 𝐓𝐚𝐤𝐞𝐦𝐢𝐤𝐞𝐲 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin