asi yaptığı şeye inanamıyordu.
genelde mantıklı bir insan olduğunu savunabilirdi. aldığı kararları süzgecinden defalarca kez geçirirdi. doğru seçimler yapardı. ama işe arkadaşları dahil olduğunda... evet, işler o zaman çığrından çıkıyordu.
en yakın arkadaşları olan çağla, rüya ve leyla ile birlikte her biri bağdaş kurmuş biçimde oturuyorlardı. ellerini birbirlerine doğru uzatmışken parmak uçları birbirine temas eder biçimdeydi.
"rüya bak emin misin?" diye sordu asi son defa. çok aptalca bir şey yapmak üzere olduklarının farkındaydı. işe yaraması mı daha korkunç olurdu yoksa yaramaması mı bilmiyordu. gül dikenlerini önlerinde duran kazanın içine attıktan sonra arkadaşına baktı rüya.
"bana başka bir çare bırakmadı." dedi sıkıntıyla. o da bunu yapıyor olmayı istemezdi. ama bazen dıştan bir müdahale gerekiyordu. aşk böyle bir şeydi. "ben de sevgilime büyü yapmaya çok meraklı değilim. ama yapmazsam da o yüzük parmağıma girecek gibi değil."
"evlenmeye bu kadar meraklı mısın gerçekten?" diye sordu leyla da suratını buruşturarak. "yani bir de yaman'la. bir daha düşün derim."
"annesi yüzünden hep." dedi rüya sıkıntıyla iç geçirerek. sonra nerede olduğunu farkına varmış gibi gözleri kocaman açıldı. çağla'ya doğru döndü. "neslihan'ı seviyorum tabii ki. ama kabul edelim yaman'ı biraz fazla sıkıyor."
çağla birkaç saniye boyunca rüya'ya düz bir şekilde bakmaya devam etti. "ha? bana mı dedin? ay çok da umrumdaydı!" dedi hayıflanarak elini yapma dercesine havaya kaldırmak istedi ama leyla hemen müdahale etmişti temaslarını kesmemek için. "hadi yapalım ya." dedi inci tozundan bir tutam alıp karışımın içine atarken. açıkçası yaman'ı evden uzaklaştırmak hiç de fena olmazdı. dışarıdan bakıldığında ağır abi gibi gözüken çok sevgili abisi aslında bir süt kuzusuydu. üstelik ispiyoncu bir süt kuzusu! ve o da bundan sıkılmıştı. yaman ona yaptıkları büyüyü hak ediyordu. sonuna kadar bunu savunacaktı. biraz da sevgilisinin kuzusu olmalıydı. belki evden çıkardı da çağla temiz hava sahasına kavuşurdu.
asi özel olarak topladıkları naneden alıp karışımın içine atarken ortalarında açık olan kitaba bir bakış atıp başını iki yana salladı.
"bu kadar umutsuz olursan bu iş yaş olur ama asi." dedi rüya ona kaşlarını çatarak bakarken. "hadi. benim için."
asi derin bir nefes verip omuz silkti. rüya en yakın arkadaşıydı. işe yarayacağından pek emin olmasa da ilişkilerine değecek bir sihirli değenekten ne zarar gelirdi ki? üstelik yaman zaten rüya'ya aşıktı. sadece biraz ateşi harlamak gerekti. bunun da sorun yaratacağını sanmıyordu.
"iyi." dedi. "ama olacak hiçbir şeyin sorumluluğunu ben almam. sonra yaman neden bu kadar aşık, neden bu kadar yapışkan diye ağlama!"
"bir şey olmaz. bir şey olmaz." dedi rüya göz kırparken. "bize iyi gelir. biraz açılırız. belki annesi bölmeden beş dakikadan fazla se-"
"lütfen sus." diye yalvardı çağla sonunda konuya dikkati çekilebilmiş gibi. iğrenir surat ifadesi asi ve rüya'yı güldürmüştü. leyla hâlâ gözlerini deviriyordu.
"büyü yaparken bu kadar çok konuşulması stratejik açıdan ne kadar doğru?" diye sordu göz devirmelerinin üçüncüsü sırasında. "devam edelim mi artık?"
rüya heyecanla soluklandı. "devam edelim. hazır mısınız?"
ve hikayeleri bir gece yarısı dört genç kızın el ele tutuşup söyledikleri sihirli sözlerle yazılmaya başlıyordu.
kimin hikayesine yön vermek istediklerinden oldukça emin bir şekilde oturmuşlardı kazanın başına. kitaptaki sihirli sözler dudaklarına dökülürken de kimin etkisi altına girmesi gerektiğine dair bir şüpheleri yoktu. oysa kader kendi planını hazırlıyordu. ne de olsa hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kara sevda büyüsü
Hayran Kurguaşka inanmayan asi bir gün bir aşk büyüsü yapar ve olaylar gelişir