0.8. Huzur ve Neşe

4 1 28
                                    

Selam ballarım. Yeni bölümle ben yineee buradayım. Demir'de aramıza tekrardan dahil olduğuna göre sonunda rahat bir nefes alabiliriz.

O zaman ben sizi fazla tutmayayım ve hemen bölümü okuyuuunnn. Keyifli okumalarrrr.

Bugün sanki yeni hayatımda yeni bir güne uyanmış gibiydim. Ben sanki uzun zamandan sonra ilk defa yaşıyordum. Gerçek anlamda yaşıyordum...

Dün eve geldiğimde acaba Demir'in yanına uğrasa mıydım diye düşündüm. O yüzden bugün evden bir saat erken çıkmıştım. Hastaneye geldiğim gibi Demir'in yanına gitmiştim.

İçeri girdiğimde Demir uyuyordu. Çok ses yapmamıştım ama ben kapıyı kapadığımda Demir uyandı. Diğer günlere göre gerçekten çok daha iyi görünüyordu.

"Günaydın Demir." dedim. Güldü ve ayağa kalktı. "Sana da günaydın Gece Güzeli." Ben de güldüm ve yan taraftaki koltuğa oturdum. Demir telefonunu aldı ve kamerayı açıp yanıma geldi.

Şaşkınlıkla karışık güldüm ve "Ne alaka şimdi video?" dedim. O da güldü ve ön kamerada ikimiz gözüktük. "Hastane videosu çekelim. Nasılsa bugün taburcu olacağım zaten." dedi. Bende ayağa kalktım ve kameraya gülerek el salladım. "Merhaba Demir'in telefonu." dedim.

"Evet, merhaba telefonum." dedi Demir'de. Güldüğümde Demir bana baktı ve o an birbirimize bakarak gülmeye başladık. Uzun zaman sonra onun güldüğünü görmek ve onunla beraber gülebilmek çok güzeldi.

Telefona doğru döndüm ve "Demir'in telefonu, bu anı unutma. Demir kış uykusundan uyandı dün." dediğimde Demir gözlerini kocaman açtı ve "Kış uykusu öyle mi?" dedi ve küçücük odada peşimden koşturmaya başladı. Hastane yatağının etrafında dönüp kaçtığımda arkama baktım ve Demir'e gülümsedim. Demir telefonu bizi görebilecek şekilde hastane yatağının yanındaki dolaba bıraktı ve peşimden koşmaya devam etti.

Demir hızını arttırıp yanıma geldiğinde artık yoruldum ve hastane yatağına çarptım. "Yakaladım seni Gece Güzeli." dediğinde gerçekten yakalanmıştım.

Demir karnımı gıdıklamaya başladığında kahkahalarla gülüyordum ve elini tutumaya çalışıyordum. "Kış uykusundan uyanan ayı acıktığı için seni yiyecek bal niyetine!" dediğinde daha sesli güldüm. Hayatımın bu anında kalmak isterdim. Hiç sıkılmadan hep bu anı yaşayabilirdim çünkü bu anın içinde huzur ve neşe yan yanaydı.

Yandaki çekmecenin üzerinde duran telefonu aldım ve Demir'i çekmeye başladım. "Bu koca ayı beni yiyecek!" dedim. Sonra Demir telefonu aldı ve ikimizi de çekerek "Evet!" diye bağırdı. İkimizde gülerek kameraya baktık ve ben kolumdaki saate bakıp "Üzgünüm koca ayı beni yiyemezsin çünkü iş saatim geldi." dedim.

Demir üzülmüş gibi yaptı ve "Maalesef bu ayı bir gün daha burada kalacak." dedi. İkimizde güldüğümüzde Demir videoyu kapadı. Odadan çıktığımda dağılan saçlarımı tekrardan at kuyruğu şeklinde bağladım. Zamanın bu kadar hızlı geçmesi hiç hoş bir şey değildi.

Selin yanıma geldi ve "Bu sefer dost oldum, camdan sizi görsemde belli etmeden biraz izleyip gittim." dediğinde duvara çarpmış gibi durdum ve "Ciddi olamazsın." dedim. Güldü ve "Kış uykusundan uyanmış benzetmesi çok iyiydi." dedi. Arkasına bile bakmadan koşarak gittiğinde yüzümde aptalca bir gülümseme vardı.

Önlüklerimi giyip hastanın kapısının önünde Harun Hocayı beklemeye başladım.

Adamı dün karakola götürmüşlerdi ve o gece karakolda kalmıştı. Daha çıkmamış olacak ki içeriden pek ses gelmiyordu. Harun Hoca geldiğinde içeri girdik. Kızın durumu iyiydi ama geldiğinden beri bir kere bile konuşmamıştı.

Ölümün NefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin