0.7. Kavuşma

3 1 24
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım yineee. Arkadaşlar bölümleri okuduğunuzda lütfen sahneler ile ilgili yorumlarınızı yazın. Çünkü bu benim yazım dilimin gelişmesine ve kurgunun daha iyi olmasına yardımcı oluyor. Yorum yaparsanız çok seviniriiimm.

O zaman fazla uzatmadan bölüme geçelim. Keyifli okumalarrrr.

Korku. Öyle düşünüldüğü gibi insanı ayakta tutan bir duygu değildi. Aksine o korku insanın içinde dallanıp budaklanınca insanı içten içe bitirirdi.

Ben ailem için o korkuyu yaşayamamıştım. Çünkü ölümleri bir anda gerçekleşmişti fakat şu an o korkunun nasıl bir şey olduğunu anlıyordum. Uykularımı kaçıran bir şeydi.

Bu duygu acıya da benzemiyordu. Acıya direnebilirdin belki ama korku seni yıkardı. Ayakta kalmana izin vermezdi. Ben şu an ayaktaysam tek sebebi korkumun yanındaki umudumdu.

Camdan Demir'e baktım. Benim yüzümden orada yatıyordu. Kendimi suçlamak istemiyordum ama yapamıyordum. Gerçekler gün gibi ortadaydı. Ben Demir ile olmasaydım ona bir şey olmazdı.

Bunu düşünmüştüm. Demir'in yanından ayrılmayı, her şeyi geride bırakıp kaçmayı ama ben bu muydum?

Hayır değildim. Gerekirse herkesi korumak için kendimi siper ederdim ama yine de onların yanından ayrılmazdım.

Demir tedaviye karşılık vermeyi bırakmıştı. Korku umudumu yok etmeye başlamıştı. Demir'in odasının yanındaki hastanın kontrollerini yapmak için gittiğimde kısa bir süre sonra hemşirelerin çığlık sesini duydum.

Koşarak odadan çıktığımda Demir'in odasının kapısında olduklarını gördüm. Hemşireleri iterek içeri girdiğimde Demir'i bir kere daha kanlar içinde gördüm. Omzundan aşağı kanlar akıyordu.

Hızlıca yaradan kan akmasını engelledim ve hemşirelere bakarak "Ne duruyorsunuz? Harun Hocayı çağırın!" diye bağırdım. Hemşireler hemen odadan çıktı ve Harun Hocayı çağırdı.

Harun Hoca bana baktı ve "Çık." dedi. Kafamı iki yana salladım ve yarayı tutmaya devam ettim. Harun Hoca da yarayı tuttu ve bir eli ile beni kolumdan çekti. "Çık odadan Gece. Düzgün düşünemiyorsun. Alperen'i çağır bana." dedi.

O sırada Alperen içeri girdi. Onlar yara ile ilgilenirken ben kenara düşmüş bir şekilde Demir'e bakıyordum.

Selin'de içeri daldığında hemen yanıma çömeldi ve "Gece, kendine gel." diye bağırdı. Harun Hoca ve Alperen kısa bir an bana baktı ve tekrar Demir'e döndüler. Bense hâlâ hipnoz olmuş gibi Demir'e bakıyordum.

Selin beni hızla sarstığında gözlerim ona döndü. Sonra yavaşça ellerime baktım. Ellerimdeki Demir'in kanına. Selin yine beni sarstı ve "Kendine gel aptal. Böyle kimseye faydan olmaz." diye bağırdı.

Tekrar Selin'e baktığımda Selin'in bakışları değişti. "Gece, hayır. Nefes al." diyerek beni daha hızlı sarstı. Nefesimi mi tutuyordum? Gözlerim kararmaya başladığında nefes almaya çalıştım ama başaramadım. Umudum korkuma yenildi ve benim gözlerim kapandı.

Tekrar sıçrayarak uyandığımda kolumdaki seruma baktım. Sonra olduğum odaya baktım.

Aptal gibi nefes almayı bırakmıştım ve korkuma yenik düşmüştüm. Hızlıca serumu çıkardım ve odadan çıktım. Demir'in odasına gittiğimde durumunun aynı olduğunu gördüm.

Ölümün NefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin