Yeni bölümle buradayım. Maalesef geçen bölümler biraz üzdüm sanki sizi. Bakalım bu bölüm ne olacak?
Keyifli okumalarrrr
Kumsal
Bazı hatalar yapılırdı. Geri dönüşü olan hatalar. Özür ile ya da basit bir hediye ile çözülebilecek sorunlar. Önemsiz sorunlar. Bazense bazı yanlışlar yapılırdı. Geri dönüşü olmayan hatalar. Hayatınız boyunca aklınızdan çıkmayacak yanlış kelimeler. 'Bunu söylerken ağzım kilitlenseydi, dilim tutulsaydı hatta ölseydim de söylemeseydim.' diyeceğiniz yanlış kelimeler. Bunları geri dönüşü olmazdı. Özür de dilesen ayaklarına da kapansan, o kişinin içinde kalırdı sözleriniz. Belki siz bile unuturdunuz ama o unutmazdı.
Ablamın karşısında duruyordum. Gözümde her şeyin suçlusu oydu. Beni yalnız bırakmıştı, gelmemişti. Yaşadığımı biliyordu...
Umutla bana baktı ve "Geldin." dedi gülerek. Hâlâ yüzüme bakarak gülecek kadar aptaldı. O sözlerimden sonra bile beni sevecek kadar aptaldı. Ona bakmak istemiyordum. Nefretim ağır basıyordu. Hatalı mıydım? Belki.
"Ablam seni dinlemem gerektiğini söylediği için geldim. Kendini değerli sanma gözümde." dedim tüm sinirimle. Ondan uzaklaştım ve "Anlat gideceğim, seni görmeye tahammül edemiyorum." dedim. Gözümde suçluydu şu an ve ona baktıkça yaşayamadığım o iki sene geliyordu gözümün önüne.
"Annemlerin öldüğü gün..." dediğinde kendimi zor tutuyordum. Sözünü kestim ve "Onlar ailemiz değildi." dedim. Her şeyi o da bende biliyorduk ama o hâlâ anne diyebiliyordu o kadına. "... O gün teyzemle eve gitmemişiz. O günü hâlâ tam hatırlamıyorum ama bir psikoloğa gittiğimizi hatırlıyorum. O gün anılarımın hepsi değişti ve ben seninde öldüğünü biliyordum. Yani öyle hatırlıyordum. Hatıralarımda hep mutlu bir aile tablosu vardı. Eğer hatırlasaydım Kumsal, eğer böyle bir şey yaşamamış olsaydım inanki seni bulurdum. Bir gün bile orada kalmana izin vermez seni bulurdum ama yapamadım. İsteyerek seni orada bırakmadım Kumsal. Ben senin mezarına gittim hep. Eğer yaşadığını bilseydim seni bulurdum." dediğinde sinirim ikiye katlandı.
Yalan söylüyor, beni bilerek bulmamıştı ve şimdi kandırmaya çalışıyordu. "Hayal gücün çok gelişmiş Gece. Gerçekten bahanen bu mu? Mezarıma gittin bir de utanmadan. Gerçekten çok bencilsin. Kendin kurtulduğun için geride kalanları umursamamışsın ve doktor olmuşsun, hayatını yaşamışsın." dedim. Benim hayatım çalınırken o doktorculuk oynuyordu ve yanında arkadaşları vardı. Utanmazın tekiydi ve hâlâ karşıma geçip bana yalanlar uyduruyordu.
Öğlen güneşi gözümü alıyordu. Acıyla bana baktı ve yalvaran sesi ile "Kumsal bana inanmayı dener misin lütfen?" dedi. Yalancı. "Sen yalancının tekisin sadece. Keşke o Demir dediğin adam gelmeseydi de sen o evde ölseydin Gece." dedim.
Sözlerimin onu ne kadar yaktığı veya ne kadar kırdığı umrumda değildi. Eğer o gün orada ölseydi umrumda dâhi olmazdı ölmesi. En azından şu an öyle düşünüyordum. Duvara çarpmış gibi bana bakıyordu. Gözlerinden gördüm sözlerimin onu nasıl yıktığını.
"Lanet olası o eve gelebilmek için anılarımı hatırladım Kumsal. Şimdi belki bana inanmıyorsun ama ben seni bulmak için o eve geldim. Ölmeyi veya birini öldürmeyi göze alarak o eve geldim ve haklısın Demir gelmeseydi o evde geberip gidecektim. Ama maalesef geldi çok üzgünsün değil mi?" diye bağırdı. Durdum ve boş gözlerle ona bakmaya devam ettim ama o an kalbimin sızladığını hisseder gibi oldum. Bu beni rahatsız etti ve "Evet, çok üzgünüm. Keşke o yangında yanarak ölseydin. Senden ve yalanlarından nefret ediyorum." diye bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Nefesi
Mystery / ThrillerTam mezun olduğu gün ailesinin ölüm haberini alan kız her şeyi geride bırakarak ailesinin ölümünü araştırmaya başlar. Ama olaylar hiç de düşündüğü gibi değildir.