1⏤͟͟͞͞✩

75 5 0
                                    

'OFFFF'

'NE BAĞRIYON BEEE'

'CANIM SIKILIYOR YAAA'

Hava gerçektende çok sıcaktı. Sokaklara yumurta kırsam saniyesinde pişer miş ve hatta pişmekten yanarmış gibime geliyor.
Beynim resmen kaynıyor.

Yandaki aptal vantilatör bir işe yaramıyor ama kapatırsam da kavrulacaktım.

Biraz daha uzansam artık vücuduma işleyecek olan deri koltukta biraz kendimi toparlamaya çalıştım. Hafif doğruluk etrafa baygın bakışlar attım. Giyidiğim şort ve tişört resmen sırılsıklamdı terden. Bu halimden kısa süreliğine nefret ettim. Saçlarım birbirine girmiş ve dipleri terlemişti. Cidden nasıl bu kadar sıcak olabilirdi. Bu ülkenin bir sıkıntısı var galiba.

Yanda Cheng koltuğa 2.80 yayılmış. Giyindiği tişört karnına kadar sıyrılmış ama pekte umrunda gibi görünmüyordu. Etrafa gözleri yanı kapalı saf saf bakıyordu.Ve sanırım sıcak olması ile pekte ilgilenmiyordu. Ne yani tek ben mi hissediyorum sıcaklığı?
Boş bakışları, hafif açılan ağzı ile gerçektende çok komik görünüyordu.Hatta bir an için telefonumu çıkarıp fotoğrafını çekmek geldi fakat kolumu bile kaldıracak gücü kendimde bulamıyordum. Güneş tüm enerjimi emmişti.

Off cidden çok sıcak ve sıkıcı...

'Offff'

'Cheng eğer bir daha oflardan üzerine arkadaşım demem uçarım'

'Çok sıkıcı ne yapayım yaa!'

'Ya bana da sıkıcı ben bir şey diyor muyum!?'

'Bir şeyler düşün aklına kurban olduğum lütfen bak öleceğiz bu koltuklarda sonra cesedimizi parçalayarak çıkarırlar.'

'Çok sıcak aklıma bir şey gelmiyor maalesef'

'Ne  biçim arkadaşsın sen ya off'dedi dudaklarını bükerek.

Tiksindirici bakışlarımı yönelttim.
'Iyy yapma şu hareketi iğrenç duruyor'

Bana dilini çıkararak;
'Sen bulamazsan ben bulurum zaten 1iq ile ne yapabilirsin ki?'dedi saçlarını havalı olduğunu sandığı bir hareketle savururken. Benim için tamamen mal görünen bir hareketti.

Laflarına daha fazla dayanamayıp sol tarafımdaki yastığı ona fırlattım, tam da yüzüne denk gelmişti. Tam isabet.

'Ne yapabilirim Cheng? Fikir ver de yapalım.'

'Off bilmiyorum sıkıntıdan düşüneyim dedim birazdan filozof olacağım mk'

'Benimde başım ağrıdı' sıkıntıyla söylediğim birkaç sözcükten sonra eski yerime tam kuruluyordum ki Cheng'in bir mağara adamı sesi ile yerimde irkildim.

'BULDUM ULAN BULDUM!'

'BAĞIRMAA MAĞARA ADAMI'

'NE DİYORSUN'

'MAL'

'HA İYİ'

'Off tamam hadi söyle o harikulade(!)fikrini'

'Tamamm söylüyorum hazır mısın?'

'Cheng... ' dedim gözlerimi biraz kısarak.

'Tamam tamam hemen somurtma'
yerinden doğrularak ve bariz istekli bir ses tonuyla

'Millet işleticez'
dedi ve şeytani bir bakış attı

'Bu muydu cidden?' hafif sinirli bir tonda.

'Evet beğenemedin mi bence gayet güzel tamam mı?'

'Bilmiyorum Che başımız belaya girsin istemiyorum'

'Ya hayır ne olacak sanki'

Açıkçası biraz şüpheliyim. Aradıklarımız bizi şikayet ederse Li ablamdan fena bir dayak yerdim. 

'Ee ne diyorsun'

En başta biraz düşündüm ancak burada bu sıcaklıkta ve bu durumda sıkıntıdan ölmek yerine bence bu fikir iyi gelebilirdi. Zaten okulu da bitmişti bu yüzden eski öğretmenlerini de arayabilirdi ve kesinlikle bu çok komik olacaktı.

'Peki yapalım ama bir şey olursa bu sefer sen suçlusun ona göre'

'Ya tamam tamam ve telefonunu'

Masanın üstündeki telefonu yerimde doğrulup ona uzattım.

'Peki numaramız görünücek mi?'

'Hayır hayatım şimdi izle Cheng abin ne yapyor'

Telefonumla bir kaç şey yaptı 

'Hey telefonumu karıştırmıyorsun değil mi?'

'Ya dur iki dakika'

Bir süre sonra elime telefonu verdi ve;

'Konuşş'

'Ne, ne?'

'Alo?'

Ben mal mal bakarken Che ise karşımda konuşmam için işaretler veriyordu yani daha doğrusu otistik otistik hareketler yapıyordu.

Telefondaki sesinden anlaşılan adam bir kez daha sordu;

'Alo?'

Olayın şakasını anladım ve konuşmaya başladım

'Alo, merhaba'

'Merhaba, buyrun'

'Ben sizi psikolog randevusu için aramıştım'

'Ben öyle bir randevu verdiğimi hatırlanıyorum'

'Ah evet bu ücretsiz ve süpriz bir görüşmedir.Şirketimiz müşterileri memnun etmek için ve müşteri kazanmak için böyle bir proje başlattı'

Sesimi olabildiğince düzgün ve saygılı çıkarmaya çalıştım ve sanırım başarılı olmuştum çünkü karşıdaki adam ikna olmuşçasına sesler çıkarıyordu.

'Ne güzel'

'Evet efendim ilk sorumuzla başlıyoruz aşk hayatınız nasıl'

'Walla hiç qüzel değildir hocam eşim beni terk etmiştir ben perişan olmuşumdur'

Ben adamın bir anda kayan şivesine gülmemeye çalışırken Cheng arada gülmemek için resmen çırpınıyordu. İki eli ile ağzını kapatmış ve sırt üstü uzanmıştı ayaklarını yukarı doğru tekme atıyormuş gibi yapıyordu. Ve kıpkırmızı olmuştu. Arada koltuğa yumruklar savuruyordu.
Gerçi benimde ondan geriyeye kalan bir yanım yoktu. Kendimi gülmemek için kasarken mideme ağrılar girmişti bile.
Hemen kendimi biraz bile olsa dizginleyip adama cevap verdim.

'Anladım efendim, peki burdan karınıza neler söylemek istersiniz'

Hemen sanki canlı yayındaymışız gibi konuşunca adamın fake olduğunu anlayacak korkusuyla birbirimize baktık. Che bana el işaret çekiyordu ve bana kısık sesle sövüyordu.

Ona kafamla bir sorun yok der gibi hareket ettikten sonra adam konuşmaya başladı;

'Allah OnUn BeLaSıNı VeRsİn GöZlErİm KöR oLmUşTuR. Bİr DaHa yÜrÜyEmEyE'

Artık bu bardağı taşıran son damlaydı haykırarak gülmeye başladık.

'PUGAHAHHAKEKDNSJD'

'KSOEIEBEUSJEBEKDKE'

'L-La ne oli'

Üstüne kapattıktan sonra kendimizi yerlere atarak gülmeye başladık,
Artık gülmekten ağlayacak gibi olunca ve karnıma ağrılar girdince yavaş yavaş sessizleştim.

'Off bu çok iyidi'

Cheng ise şimdiki kırmızı suratından eser kalmamış karnını tutuyordu.

"Evett bir dahaa'

✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩✩

Selam tantuniler yeni bir kurgu ve taslaklarda atacağım ilk kurgu sanırım.

Neyse ~bye öpüldünüz🤞🏻💋~Maria

Bir Telefon Meselesi///~YİZHAN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin