Delta est là

87 12 0
                                    

Bir aydan fazla bir sürenin ardından tekrar buradayım.

10- Delta burada.

Ekrandaki isimle bakıştık. Hızla oturduğum yerde doğrulup telefonu elime aldım. Gerginlikle alt dudağımı ısırdım. Tamam, bir şey yoktu. Sadece konuşacaktık. Ne olabilirdi ki, değil mi?

Telefonu açıp kulağıma yasladım. Bacaklarımı kendime çektim ve diğer kolumu da bacaklarıma sardım. Yutkunarak karşı hattan bir ses gelmesini bekledim.

İstediğim ses ise çok bekletmeden kulağıma ulaştı, ''Jungkook?''

Ah, sesini özlemiş gibi hissetmeden edememiştim.

''Taehyung.'' dedim gayet uysal bir şekilde.

''Beni aramışsın, duştaydım.'' dedi telefondan birkaç hışırtı sesi gelirken. Ardından sesi biraz uzaklaştı, hoparlöre almış olmalıydı. ''Anca çıktım, saçımı kuruturken annem söyledi, hemen arayayım dedim.''

''İyi demişsin.'' dedim alt dudağımı ısırıp. Kısık gülüşünü duydum.

''Sen neden aramıştın? Bir sorun yok, değil mi?''

Gözlerimi kırpıştırarak kaşlarımı kaldırdım. Bir sorun mu? BİR SORUN MU? Yoktu tabii ki.

Özlediğini söylee...

''Bu berbat bir fikir.'' dedim yüzümü buruşturarak.

Ama anında aydınlanma yaşamış. Karşı hattan gelen anlamaz, ''Ne?'' sesini duymuştum.

''Ah, ne? Hiçbir şey. Bir sorun da yok.'' dedim gerginlikle oturduğum yerde doğrularak. Ben niye bu kadar rezil bir insandım, bilmiyordum ve bu rezilliğim için Hoseok'un çenesini dinleyerek kendime ceza vermeyi aklıma kazıdım.

Karşı hattan gelen kıkırtısı doldu kulağıma. Sertçe yutkundum. Hâlâ hışırtılar geliyordu, saçlarını kurulaması bitmemiş olmalıydı. Şu an kurdunu dâhi hissedemiyor olmak beni huzursuzlaştırıyor ve çekinmeme neden oluyordu.

Birkaç saniye karşı hattan gelen nefes seslerini ve havlu hışırtılarını dinledim. Sadece arada kulağıma ulaşabilen nefesleri iyi geliyordu. Sessizliğini seviyordum.

''Nasılsın? Okul nasıl geçti?'' dedi aniden. Afallasam da konu açmaya çalıştığını fark ettim.

Yutkunarak bacaklarımı bağdaş kurdum ve görmese de omuz silktim. ''Fena değil. Her zamanki kadar sıkıcı.'' Dudaklarımı büzüp sanki karşımda o varmış gibi bakışlarımı yere indirdim. ''Senin?''

''Annemle ilgileniyorum.'' dedi sakince ''Çok kilo verdi. Hafta sonu da buradayım.''

Hafta sonu da uzakta.

Aniden modum düştüğünde yutkundum. Kurdum bir köşeye sinerek yattı. Aynısını yapabilmek için her şeyimi verebilirdim.

Onu onaylayarak mırıldandım, ''Hm hm... Annene dikkat et.''

Kısa bir an sessizlik oldu. Ardından telefonda birkaç hışırtı ve Taehyung'un sesi daha yakından geldi. Telefonu kulağına almıştı.

''İyi olacak mısın?'' dedi tereddütle.

Hayır.

''Evet.''

''Emin misin?'' diye mırıldandı. Ardından sinirle konuştu, ''İlaç aldığım için duygularını hissedemiyorum.''

Dudaklarımı büzdüm, ''Neden emin olmayayım?''

''Daha yeni karşılaştık. Kurdum kesinlikle onu baskıladığım ve Vita'sını özlediği için benimle kavga edecek. Peki sen? Üzülür, kırılır, kızar mısın?'' dedi fazla uysal bir tavırla. 

Aşk Küçük Şeylerdedir Tae-KookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin