8. bölüm

1K 47 19
                                    


Odadan çıkar çıkmaz gördüğüm şey ile gorünmez bir elin, boğazımı sıktığını hissettim.

" UMAY. "

Kimseyi umursamadan yerde baygın yatan kızımın yanına koştum.

" umayz kızım. Annem aç gözünü. "

Kaşından kan akıyordu ve çenesinin altına süzülüyordu.

" SERDAR, KOŞ BURAYA. POYRAZ ARABAYI HAZIRLA. "

serdar yanıma gelip umayı kontrol ederken elini kaşından bağımsız, alnına koydu.

" Çok ateşi var. Beyin kanaması geçiriyor olabilir hastaneye gitmemiz lazım."

Boğazımdaki el, daha fazla nefessiz kalmamı sağladı.

Omuzlarımdan birinin tutup beni ayağa kaldırdığını hissettim.

Ama gözlerimi umaydan ayıramıyordum.

Onu yalnız bırakmamam lazımdı.

Ateşinin olduğunu fark etmem lazımdı.

" asel sakin ol, bir şey olmayacak, tamam mı. Sakin ol. " benimle konuşan tahirin gözlerine bakmadan başımı iki yana salladım.

" benim yüzümden. "

" değil, senin yüzünden değil. Hastaneye gideceğiz ve hiç bir şey olmayacak. Sakin ol. Söz veriyorum hiç bir şey olmayacak. "

Ona güvenmek istedim.

Sözüne inanmak istedim.

Çünkü aksini düşünemiyordum.

Serdar umayı kucağına alırken bende arkalarından ilerledim.

Arabaya, umayın yanına binerken tahir şöför koltuğuna binmiş, arabayı ilerletmeye başlamıştı.

Ne kadar sürdü bilmiyordum ama ellerim kızımın saçlarından ayrılmamıştı.

Arabadan iner inmez kapı açılmış, ne olduğunu anlamadan umay kucağımdan alınmıştı.

Hemşireler sedye ile umayı götürürken hastane bahçesine giren makam aracına bakmadan umayın arkasından ilerledim.

Belirli yerden sonra beni içeriye almamışlardı.

Derin bir nefes vererek duvarın köşesine çöktüm.

Yanıma ecemin geldiğini hissedip ona baktım.

" merak etme, bir şey olmayacak. "

Başımı sallamaktan başka çarem yoktu.

Dizlerimi kendime çekip başımı koydum ve kendimi tutmadan ağlamaya başladım.

_______________Yazardan._______________

Tahirin içi gidiyordu.

Asel orada hıçkırarak ağlarken yüreği yanıyordu.

Ecem, aselin omuzunu sıvazlarken tahir, arkalarından gelen albay ile görüşüyordu.

" neden düştü biliyor musun tahir. "

" bilmiyorum komutanım, kimse görmemiş. "

Albay yavaşça başını salladı.

" bana haber ver binbaşı. "

" emredersiniz komutanım. "

Albay sert adımlar ile bahçdye çıkarken, poyraz çocuklar ile ilgileniyordu.

" baba, umay ablaya ne oldu. "

" başı ağrımış, o yüzden bayılmış kızım. "

" iyileşecek mi. "

hırçın karadenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin