16.bölüm. (FİNAL)

416 37 5
                                    

Öncelikle bir şey söylemek istiyorum. Bu aralar bayağı bir çöküş yaşıyorum ve bu yazdığım kurguları da etkiliyor. Aslında bu kitaba başından beri yapmak istediğim final belliydi, ama bu aklımda sarsıldı. Bu yüzden final yapmaya karar verdim.

İsterseniz okuyun, isterseniz hayalinizde yaşatmaya devam edin.

Bu kitaba doğru düzgün bağlanamadım, yazdığım karakteri hissedemiyorum. Başından beri bu şekilde. Bu yüzden hissettiremiyorum. Lütfen nasıl biterse bitsin, en azından kırıcı cümleler olmasın.

Haydi son bölüme geçelim.

Teşekkür ederim.

İyi okumalar.

__________________________________________
Ertesi gün.

Hissizdim.

Tepkisizdim.

Şuan cenazedeydik, kolumda sargı varken, bir yanımda tahir vardı.

Umay gelmemeyi seçmişti, ben ise istemeyerek gelmiştim.

Ne olursa olsun, istediği değil, bana yaşattıkları ön plandaydı. Ve bedenimde hâlâ onun izlerini taşıyordum.

Ne olursa olsun affetmeyecektim.

Son toprak atıldığında imam önce yasin süresini okuyup daha sobra telkin verdi.

" iyi misin. " diye mırıldandı tahir.

Değildim.

İyi değildim.

Öz babam beni öldürmek istiyordu ve üvey abim ölmüştü, bu zamana kadar bildiğim her şey yalandı.

Nasıl iyi olabilirdim ki.

Benden gizlemişti, en azından onu görmek isteyip istemediğimi bana sorabilirdi.

Bunu düşünebilirdi.

Onu görmek istemeyeceğimi bilebilirdi.

Cevap vermeden önüme bakmaya devam ettim.

Cenazede fazla kişi yoktu.

Tim, ve biz.

Zaten başkasına gerek yoktu.

Arkamı dönüp yürümeye başladığımda tahir yaralı olmayan kolumdan tutup durdurdu.

" asel, dünden beri ağzını bıçak açmıyor güzelim. Yapma böyle, korkutuyorsun beni. "

İfadesizce baktım gözlerine.

" asel. Yapma be güzelim. Ben sadece bilmen gereken şeyi öğrenmeni istedim. "

Anlamıyordu değil mi.

Ben o adamdan duymak yerine tahirden duymak istemiştim.

Hayatımın zebanisinden değil, hayatım olan kişiden duymak istemiştim.

Bunu anlamıyordu.

Kolumu elinden kurtarıp ilerlemeye başladım.

Mezarlıktan çıkıp yürümeye devam ettim.

Arkamdan geldiğini biliyordum ama umursamıyordum.

Belki saçmaydı ama... yine de kırgındım.

Ne hissedeceğimi düşünmemişti, en azından aniden çıkartmayıp bana haber verebilirdi.

Umayın güveni sarsılmıştı, aynı zamanda çok korkmuştu.

İki gecedir kâbus görüyordu, uyanır uyanmaz beni görmek istiyordu, ve bu durum beni kahrediyordu.

hırçın karadenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin