14. bölüm

1K 66 6
                                    

Yazar majestelerinden.

Tahir bütün gece askeriyedeydi.

Cinayeti araştırıyorlardı.

Vedat, ablasının cesedine sarılıp kriz geçirmişti.

Hastanedeydi, başında ise kurt ve serdar duruyordu.

Tahir, delirmek üzereydi, önce öğrendiği şeyler, sonra gördüğü, en sonunda olacaklar.

Endişeleniyordu.

Sevdiğine ve kızına olacaklardan.

O adam peşlerini bırakmayacaktı, can alacaktı.

Belliydi.

Saat 4ü gösterdiğinde ise tahir ayaklanmıştı.

Şuan uyuması gerekiyordu, sabah işleri vardı. Ayrıca aseli endişelendirmek istemiyordu.

Arabaya binip çalıştırdı ve eve doğru sürmeye başladı.

***

Tahirden.

Eve girip ayakkabılarımı çıkarttığımda, oturma odasından sesler geliyordu.

Kaşlarımı çatarak yavaşça ilerledim ama görmeyi beklediğim şey bu değildi.

Asel ve umay, televizyonun başında uyumuş, televizyon açık kalmıştı.

Hafifçe gülümsedim.

Yaklaşıp ikisininde alınlarına minik bir buse bıraktım, daha sonra önce umayı kucağıma almıştım.

Yatak odasına girip, umayı yatırdığımda dikkatimi çeken şey, komodinin üzerindeki, parlayan bir cisim olmuştu.

Umayı yatırıp doğruldum ve komodine ilerleyip üzerindeki notu aldım.

Bu kurşun, birinize saplanacak, beklemede kal komutan.
N,K.

Hemen yanında duran kurşunu alıp göz hizama kaldırdım ve sonuna kadar açık duran pencereye baktım.

Yavaş adımlar ile camın önüne yaklaştığımda, beni izleyen birsinin olduğunun farkındaydım.

Göğsümde sabit olan lazeri farkında olduğum gibi.

Telefonuma mesaj geldiğinde cebimden çıkarttım ve mesaja baktım.

-Farkındasın.
Ama farkında olman, beni yakalayabileceğin anlamına gelmiyor.

Bende cevap yazdım.

Seni yakalamak için zihnim yeter.
Seni öldürmek için ise gücüm.
Ve seni öldürene kadar durmayacağım.

-sevdiğin kızın babası ile nasıl konuşuyorsun komutan.

Bir kaç saat önce kendi öz kızını öldüren birisi ile nasıl konuşacağımı gayet iyi biliyorum.

- iddialı sözler.

Ben iddialı değilim
Sen korkaksın

-göğsünde yaslı olan bir lazer var. düzgün konuş.

Ölmekten korksaydım, doğmazdım. Türk olmazdım.

-yakında görüşeceğiz, bu zaman kadar, kızıma ve torunuma iyi bak, çünkü ben onlara iyi davranmayacağım.

Telefonu indirip tekrar cebime koydum ve pencereyi kapatıp perdeyi çektim.

Derin bir nefes vererek kurşunu cebime koydum ve odadan çıktım.

hırçın karadenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin