bol sans || sakuatsu

0.5

tribünlerde yine lacivert ve beyaz renkli kıyafetleriyle yerini alan sakusa, gerginliğini dışa yansıtmamak için elinden geleni yapıyordu. ama bu gerginliğinin nedeni kesinlikle maçtan dolayı değildi. atsumu'yu görecekti. 8 yıl sonra ilk defa. taşındığından beri onu fotoğraflardan bile olsa görmemek için elinden geleni yapmıştı. sosyal medya hesaplarından numarasına kadar değiştirmiş, çok sevdiği voleybol hobisinden bile uzaklaşmıştı. 8 yılın içerisinde 1 tane voleybol maçı bile izlememişti. biliyordu atsumu'nun voleybola devam edeceğini, risk alamazdı.

şimdi ise atsumu'yu hep formasını giymeyi hayal ettiği takımda forma giyerken görecek olmak onu epey geriyordu. bu gerginliğini tezahürata katılarak yavaş yavaş atmayı planlıyordu ki oyuncular sahaya gelmeye başladı. önce osamu'yu gördü. ardından gelen atsumu'yu görmesi pek uzun sürmedi.

atsumu miya, beyaz renkli forması üzerine tam oturuyordu bu yüzden kaslarını belli ediyordu. dizine kadar çektiği beyaz çorapları ve yine beyaz ayakkabılarıyla tam takımının adamı olmuştu. keskin çene yapısı, büyük kahverengi gözleri ve siyah saçlarıyla her genç kızın hayallerini süslüyordu.

bir dakika.. sakusa, gördüğü şey karşısında gözlerinin kocaman açılmasına engel olamadı. atsumu'nun altın sarısı saçları... saçları siyahtı. oysaki daha dün... daha dün... dün atsumu'yu görmemişti ki. ne zamandan beri saçları siyahtı?

"altın sarısı saçlarını seviyorum." demişti bir keresinde sakusa. elleri sevgilisinin altın sarısı saçlarındaydı. "gözlerin kahve ama saçların sayesinde bal rengi gibi duruyorlar." elini sevgilisinin saçlarından çekip mis kokulu saçlarına bir öpücük kondurmuştu.

sakusa, atsumu'nun siyah saçlarına ne kadar uzun süre baktığını bilmiyordu. yanında birkaç saat önce bokuto'nun tanıştırdığı tribün görevlilerinden biri onu dürtünce başını o tarafa çevirdi. uzun bir süre geçmişti belli ki. sakusa tekrar gözlerini atsumu'ya çevirdiğinde kendisine bakan kahverengi gözlerle irkildi.

8 yıl sonra ilk kez göz göze gelmişlerdi. atsumu'nun eskiden bal rengi olan gözleri artık koyu kahverengiydi. sakusa bu yeni rengi sevmemişti. uzak ve yabancıydı ona. gerçi kendisine uzak ve yabancı olan atsumu'nun gözleri mi yoksa atsumu'nun kendisi mi bilemiyordu.

atsumu, gözlerini ondan çekip takım arkadaşlarına yöneltti. sakusa da zor da olsa gözlerini ondan ayırdı. bugüne kadar sakusa, atsumu'yu hatırlatan ne varsa ortadan kaldırmıştı. öyle ki bu ilişki seçimlerinde başta geliyordu. zamanında çok sevdiği sarı saçları başka kimde görse nefret ediyordu. işte şimdi sakusa asıl ihanet duygusunu tatmıştı. bilmediği şey ise bunun atsumu'nun 8 yıl önce hissettiği ihanetin yarısı kadar bile olmadığıydı.