5

56 11 78
                                    

Onda bir şeyler vardı. Adım gibi emindim. Hep bana yakın olmak istiyor, herkes onla flört ederken sadece benim gözlerimin içine bakıyordu. Sanki bana bir şeyler anlatmak istiyordu ama yapamıyordu. Neredeyse her akşam balıktan geri döndüğümüzde öpücüğünü eksik etmiyordu. Bende buna alışıyormuş gibi yanağımı uzatmaktan çekinmiyordum.

Yine balıkların neredeyse hepsini satmış bir şekilde geri dönüyorduk. Ama Yoongi gün boyunca hep durgun ve mutsuzdu öyle ki bu durum benim canımı nasıl sıktıysa gün boyunca sırf onu güldürebilmek için aptal şakalar yapmıştım. Tamam bu şeyler bana çok tersdi  ama ona karşı farklı hissediyorumdum.

Bir şeyler beni ona çekiyordu. Mesela normalde birinin yapacağı şey beni sinirlendirirken o yapınca normalmiş gibi gelirdi bana. Sanki benimsemiştim onu. Yalan yoktu çok hoşuma gidiyordu içimdeki his ama bir o kadar da beni rahatsız ediyordu. Ona kapılmaktan mı korkuyordum yoksa kendi hislerimden mi bilmiyordum.

Aşk, sevgi duygularının bana uğraması alışmadık şeydi. Çünkü en son ilkokulda bir erkekten hoşlandığımı hatırlıyordum. Sonra da bunun yanlış olduğunu kendime dayatıp o duyguları bir kenara atmıştım. Yani kesinlikle bana uzak şeylerdi bunlar.

Ama o farklıydı işte. Öpücüklerden nefret eden ben her gün onun öpücüklerini bekliyordum. Eve yaklaşırken şimdi beni öpecek diye düşünüp ona yaklaşıyordum.

"Yoon"

Dönüp bana baktı sanki yanlış bir şeyler vardı. Çünkü bakışları hep olduğu gibi umut dolu değildi. Bıkmış tükenmiş bakışlar görüyordum. Yanına biraz daha yaklaşıp kollarımı ona doladım. Bunu bekliyormuş gibi oda boynuma doladı kollarını. İhtiyacı olduğunu düşünmüştüm. Hissediyordum ağlıyordu. Dahada sıkı sarıldım ona. Konuşmuyorduk sadece sıkıca sarılıp birbirimizi soluyorduk. Kokusu bu dünyada deniz kokusundan önce bile seveceğim tek kokuydu.

Nergis çiçeği gibiydi kokusu. Ama nergis çiçeği kokusundan daha güzeldi. Hiçbir şey kullanmıyordu ayrıca. Sarılmayı biraz gevşetip yüzüne koydum ellerimi. Ay parçası gibi olan yüzü zaten parlıyorken ağladığı için sanki bir mücevher ellerimdeyimiş gibi hissettim. Gözlerime öyle bakıyordu ki eriyor gibiydim. O yanağıma uzanıp öpmeden önce ben yanaklarını tutup gül rengi dudaklarını öptüm.

Zaman durmuş gibiydi öpüşmüyorduk. Sadece dudaklarımız birleşmişti. İkimizde korkuyorduk çünkü ilkimizdi. Gözlerini kapatmıştı aynı benim gibi. Cennetteymişim gibi hissettiren dudaklardan ayrılıp yüzüne baktım. Gözleri kapalıydı ve yüzünde küçük  gülümseme vardı. Demek ki onunda hoşuna gitmişti. Yavaşça gözlerini açıp benimkilerle buluşturdu. Sevgiyle bakıyorduk birbirimize.

" Taehyung-ah seni düşündüğünden daha çok seviyorum. Hemde uzun süredir."

Gül dudaklarından dökülen son kelimeler ise tokat gibi yapışmıştı yüzüme. Uzun mu süredir? Nasıl yani...








Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaa buda kimmiş aaaaaaaaaa benmişim. Şükür teşrif ettiler benim ilham perileri🫥✨

Eveeeeeet isler birazcik burada değişiyorrrr🤏🏾🤭

Diğer bölüm Yoongi'nin ağzından olcak🙃🙃

Gideyim onu yazayimmmmmm ben kaçarrrrr sizi coooooooooook seviyorum asklarimmm benim💗🤭
Gi~

Pearl Of The Sea | taegi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin