En güzel gerçeksin

235 30 2
                                    

Handeden
 
  "Beni inandır". Tamamda nası yapıcam. Sen bana nası inanacaksın güneş. Ben nası anlatıcam seni sevdiğimi. Sabah oluyodu. Zehrayla konuştuktan bi süre sonra kalkıp otele gelmiştik. Yol boyunca ve otele gelince tek kelime konuşmamıştık. Konuşmayı bırak kafasını kaldırıp bakmamıştı bile. Ona kendimi, sevgimi inandırmak zorundaydım. Yoksa içimdeki bu boşluk dolmayacaktı. Onun yanımdan uzaklaştığı an korkular tedirginlikler geri gelicekti. Ben ona mecburdum. Zehra artık benim için bi seçenek değildi bi zorunluluktu. Muhtaçlıktı. Aynı bir çiçeğin sulanmaya ihtiyacı olduğu gibi benimde ona ihtiyacım vardı. Eğer o olmazsa ben kuruyup gidicektim.
  
   Yine uyuyamadığım bir gece olmuştu ve zor bela kendimi uzanmaya ikna etmiştim. Bedenim ruhum sadece zehranın yanında olmak istiyordu. O dudakların benim olmasını herşeyden çok istiyorum ve kazanmak için elimden geleni yapacağım. Simge yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı.

Simge : Yine mi uykusuz geçen bi gece handan 

Hande : Uykularımı güneşe kaptırdım simge. O kadar parlakki gözümü alıyo.

  Simge zehranın bana hissettiği şeyleri benden önce anlamıştı ve banada anlatmıştı. Kendime baktığımda uzunca bir süredir zehrayla arkadaş olmağımızı anlamdım. Biz onla sadece arkadaş olamazdık. Ve değildikte.

Simge : Bu uykusuzluk seni mahveder bak. Hadi biraz uyu daha 3 gün aramız var. Lütfen dinlen hande. Söz kahvaltıda konuşucaz ve çözümü bulacağız. Hadi canım yat.

  Simgeyi üzmemek adına yatağıma uzanmıştım. Uzanır uzanmaz ne kadar yorgun olduğumu anladım.  Çok geçmeden kendimi uykuya teslim ettim.

Kahvaltı saatimiz gelmişti simge başımda uyanmam için yalvarıyordu.

Simge : Ya ben anlamıyorum gece uyumuyosun sabah uyanmıyosun kızım sen ne deniyosun.

Hande : Simge biz bugün boşuz ve ben akşama kadar bu yataktan kalmıyorum tamam mı. Lütfen daha fazla kendini yorma. Git takımla kahvaltını yap gezin. Ama benden bişey bekleme.

Simge : Peki baladın. Gelirken sana yiyecek bişeyler getiririm.

Başımla onu onayladım ve uykuma devam ettim. Simgenin dışarı çıktığını kapanan kapı sesinden anlamıştım. Kendime tekrar uykuya bıraktım.

Zehradan ;

Sabaha kadar uyumadım ama bu sefer üzüntüden değil. Mutluluktan. Benim badem gözlüm bana aşık olmuş. Eskiyi silmiş yani bu kısmına inanmayı çok istiyorum ama olmuyo. Ona beni inandırmasını söyledim. Cevap vermedi ama o bakışlarından anladım. O beni kazanacak yapacak bunu. İnandırcak beni.

Üzerimi giyindikten sonra ebrara uyanmasını söyledim. Ve şaşırtıcı bi şekilde hemen fırladı ayağa ben saçlarımı tararken hazırlanıp kapıya çıkmıştı bile.

Zehra : Hayırdır ebrar noluyo. Neden bana cehennem azabı çektirmeden kalktın.

Ebrar yüzüme boş boş bakıp konuştu.

Ebrar : Bana bak zehra güneş. Hemen kahvaltımızı yapıcaz. Sonrada odamıza gelip dün gece benim bromla ne yaşadığınızı tek tek anlatacaksın. Anladın mı ?

Çaresiz bi şekilde onayladım onu ve hızla asansöre binip restorana indik. Bütün takım yemeklerini almış hep oturduğumuz masada sohbet edip yemeklerini yiyorlardı. Ama benim aşk kadınım yoktu. Acaba yemek mi alıyo diye düşünüyordum. Taki salihanın simgeye hande nerde diye sorana kadar.

Simge : Tüm gece uyumadı. Sabah 5 gibi falan uyandım baktım boş boş dışarıyı izliyo. Uyuması için yalvardım ya resmen. Demin de uyanması için yalvardım. Ama kesin bi şekilde reddetti. Ben niye yalvarıyorum sürekli bu kıza ya.

Simge kendi kendine isyan ediyorudu. Masadakiler ona gülüyordu. Ben hariç benim kafama takılan hande neden bütün gece uyumadı. Yanına gitmek istiyorum ya. Gidiyim ben nolur.

Zehra : Ya ben bi gidip baksam. Akşam da doğru düzgün yemedi hasta falan olur. Gidiyim getiririm ben onu.

Simge : Al bu bizim oda kartı git getir. O gelmiyosa sende gelme zehra.

Başımla onaylayıp hemen kalktım masadan. Asansöre binip odalarının olduğu kata bastım. Handeye soracaktım neden uyumadığını. Benim yüzümden uykusuz kalmış olma ihtimali beni çok üzüyordu. Hemen odasının kapısına gelip içeri girdim. Örtüyü kafasına kadar çekmiş uyuyodu benim baladınım.

Zehra : Baladın kalkman lazım güneş doğdu.

Hande : Benim tek bi güneşim var oda zehra.

Kendi kendine konuşuyo gibiydi daha yanına geldiğimi anlamıştı anlaşılan. Yatağının yanına geldim örtüyü kaldırıp yanına uzandım. Sırtı bana dönük yatıyordu. Saçlarından gelen o mükemmel şampuan kokusu beni kendimden geçirmişti. Saçlarının arasına soktum kafamı fısıldıyarak konuşmaya başladım

Zehra : Aşk kadınım baladınım artık uyanman lazım çünkü sen olmayınca benimde günüm aymıyo.

Ona sarılıyordum. Bana döndü gözlerini zar zor açıp yüzüme baktı.

Hande : Ne mükemmel bi rüya ya bu hiç bitmesin.

Yaklaşıp yanağına bi öpücük kondurdum.

Zehra : Rüya değil. Gerçek.

Sıkı sıkı sarıldı bana.

Hande : En güzel gerçeksin güneş.

                                               ...

Evet bir bölün daha sonuna geldik sizce bu ikisi hemen kavuşur mu ?

Garip HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin