Beni inandır baladın

223 32 1
                                    

      Ebrarla konuştuktan sonra kafamı dağıtmam ve ondan biraz uzaklaşmam gerektiğine karar vermiştik. Çünkü eskiyi unutamayan birisine yeniyi diretemezdim. Kendimi onun yara bandı yapamazdım. O yüzden hande tamamen eskiyi silene kadar onunla arama mesafe koyacaktım.

Akşam olmuştu bugün bütün takım birlikte dışarı çıkıcaktık ve yemek yiyip oturucaktık. Çok güzel bi akşam olucağına herkesin inancı tamdı benim hariç. İçimdeki sıkıntı benim yiyip bitiriyordu. Handeyle bütün akşam yan yana olacaktık ve ben ona bakmamak için kendimi yiyip bitirecektim.

Ebrar : Hazırsan çıksak mı bizi bekliyorlar.

Zehra : Hazırım hazırım. Hadi.

   Üzerime bi kot şort ve crop giymiştim. Ebrar yanımda manitasıyla mesajlaşıyordu bende asansörü beklerken bi çözüm arıyodum. Bütün akşam badem gözlere bakmadan durabilir miyim?

  Asansör gelmişti kapı açılır açılmaz simge ve aslıyla karşılaşmıştık. Hande yanlarında yoktu nerdeydi. Gelmiyecekmiydi acaba. Simgelere gülümseyip bindik asansöre.

Zehra : Nereye gidecekmişiz belli mi?

Simge : Eda deniz kenarında bi mekan bulmuş. Oraya gidicez.

Başımla onayladım onu. Aşağı inmiştik lobide eda abla saliha ben ebrar aslı simge ve mile vardı. Mile hemen yanıma geldi. Benden hoşlandığını biliyordum. Ama bunu söylemediği sürece onunla arkadaşlığımı devam ettirecektim. Benim bildiğim gibi ebrar ve hande de farkındaydı bu durumun. Ama ikiside umursamıyordu.

Eda : Simge hande nerde ?

   Şükür birisi sordu şu soruyu allah razı olsun canım kaptanım benim.

Simge : Dışarda bi işi varmış önden çıktı. Biz gidene kadar oda gelmiş olur.

Saliha : Ne işi varmış ya. Bana hiç bişey söylemedi.

  Ya bu kız neden bu kadar düşkün handeye. Hayır neden sana hesap versin ki niye yani. Ne münasebet.
Göz devirmiştim istemeden. Ve galiba atom karınca bunu görmüştü.

Zehra : E hadi o zaman herkes geldiyse gidelim.

  Hepimiz otelin önündeki bizim için kiralanan arabalara binip mekana gelmiştik. Hala hande ortalarda yoktu ve bu durum içten içe beni delirtiyordu. Resmen şuan takımıyla değilde başka bi yerde ve muhtemelen yanında başka kişiler var. Bunları artık düşünmemem gerektiğini biliyorum ama yapamıyorum.

  Siparişlerimizi vermiştik herkes toplu bi şekilde sohbet ediyodu ama ben dahil olamıyorum. Kafam asla masada değil ve bunu farkettikelerine eminim.
  
  Sohbete dahil olmaya çalışırken yanımdan gelen buram buram parfüm kokusuyla bütün dikkatim dağılmıştı. Hande gelmişti.

Hande : Selamlar. Kusura bakmayın ya ufak bi işim vardı o yüzden aranıza biraz geç katıldım. Söylediniz mi yemekleri.

Elif : Söyledik canım sanada hep yediğinden söyledik uyar demi.

Hande : teşekkürler elom hemde nası uyar.

  Hande masada boş yer aradı ve bi tek benim yanımın boş olduğunu gördü. Bana bakmıştı sanki izin ister gibi  bakıyodu. Gözlerimle ona gelmesini işaret ettim hiç beklemeden yanıma oturdu. Ve bana bakmaya başladı. Bilerek ona bakmamaya çalışıyordum. Ama o bakışlarıyla işimi çok zorlaştırıyorudu.

Hande : Zehra. Eğer senin için bi mahsuru yoksa yemekten sonra biraz koşabilir miyiz ?

  Kalbim yerinden çıkıcak gibi atıyordu ne komuşacaktı benimle off çok gerildim. 

Zehra : Hande aynı şeyleri konuşuc-

Hande : Zehra lütfen. Biz konuşmazsak ben yıkılabilirim. Lütfen son kez.

Zehra : Peki. Konuşalım.

  Yemek son derece keyifli geçmişti. Yemek boyu handeyi bana bakarken yakalamıştım. Ve bu durum hiç istemesemde beni çok mutlu ediyordu.
  Takım arkadaşlarımız arabalarına binip otele dönmüştü. Biz handeyle sonradan geleceğimizi söyleyip gönderebilmiştik onları. Deniz kenarında yürümeye başlamıştık. Hiç konuşmuyorduk ama sanki anlaşıyor gibiydik.  İkimizinde tercihi konuşmadan birlikte olmak gibiydi.

Hande : Şuraya oturalım mı ?

Zehra : Olur.

  Yan yana oturmuş denize bakıyorduk. Ve bi anda konuşmaya başladı.

Hande : Biliyo musun ? Senle olmayı çok isterdim. Benim olmanı çok isterdim.

Handeden gelen ani itirafla kalbim durmuştu sanki.

Hande : Bişey demeni beklemiyorum. Ama bil istiyorum. Benim için sadece bi takım arkadaşı değilsin. Herkesten farklısın. Bunu kendime daha bu sabah itiraf ettim. Ve bu duygu beni korkuttu. Ben de her zamanki gibi sana sığındım.

  O kadar güzel konuşuyoduki karşımda kendimi bi elmas gibi hissediyordum. Eskiyi unuttuğuna emin olsam şu dakika öperdim o bal dudakları ama yapamıyorum.

Hande : Benim olmayı çok istiyorsun. Gözlerinden anlayabiliyorum. Ama eskiyi unuttamadığımı düşünüyorsun. Anlıyorum zehra çok iyi anlıyorum seni. Ama emin ol benim için artık geçmişin bi önemi yok. Ben artık geleceğime odaklanmak istiyorum ve o gelecekteki güneşin senin olmanı istiyorum zehra.

  Dudaklarıma bakıyo. Yüzümün her bir noktasında geziyo gözleriyle. Ama dudaklarımda kitlenip kalıyo.
Ona yaklaştım gözleri büyüdü heyecanlandı. Kalbim yerinden çıkıcak gibi atıyordu. Dudaklarımızın arasında çok az bi mesafe kalmıştı.

Zehra : Beni inandır baladın. Senin benim olduğuna beni inandır.

                                            ...



Sizce nası ilerliyoruz ? Fikirleriniz varsa paylaşmanızdan mutluluk duyarım. İyi okumalar🙂

Garip HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin