Gözlerim onu öylece seyrederken oturduğum banka gelen su kendime getirdi beni. Hava sıcak ve bir o kadar rüzgarlıydı. Dalgasını sahile vuracak kadar hemde. Artık kalkmalıydım oturduğum yerden. Koca adam yoluna gittiğine göre bende kendi yoluma doğru ilerlemeyi tercih ettim. Artık yavaş tempoyla yürüyordum. Nasıl olsa koca adam göz önünden kaybolmuştu. Bir daha ne zaman görürdüm kim bilir ama eğer her gün sahile koşmaya geliyorsa bende sırf onu görmek adına orda olmalıydım. Zaman su gibi akıp gidiyordu adeta. Onu görünce de öyle olmuştu. Biraz daha dursaydı sanki ne olurdu. Onu bi kaç dakika daha görseydim. Yine ellerim terleseydi, kalbim yerinden çıkacakmış gibi olsaydı birşeyler olsaydı ama biraz daha kalsaydı...
Sonunda eve gitmem gerektiğini farkettim. Kurduğum hayaller yüzünden saatin kaç olduğunun farkında bile olmamış olacağım ki havanın kararması bile beni etkilememişti. Artık evdeyim. Bu arada hala birşey yemedim. Sanıyorum midemdeki kelebekler buna izin vermiyor. Açıkçası bu durum beni rahatsız da etmiyor. Yine yalnız olduğum dakikalardayız. İnsan yalnız olunca hep kendini mi dinler ?