five

179 27 40
                                    

Keyifli okumalar ❤️

______

"Bu ne sikko bi kamp lan."

Jisung'un dediği şeye kesinlikle hak veriyordum.

Kamp derken, çadırlar, ateş, mangal falan düşünmüştüm ama aksine biz köylük bi yerde otel denilen ama daha çok yazlık bi eve gelmiştik.

"Ne yapayım jisung, jeongin'i o böcekler arasında uyutamazdım."

Changbin açıklama yaparken minho ensesine bir tane vurmuştu. "İyi de mal, ben sana çadırları ayarla derken sen gidip otel mi kiraladın?"

Hepimiz onlara gülerken changbin sinirle kendini savunup " abi ne yapalım, hem biz bize olacağız hem de kuzenini de iyi tanıyalım diye yani. Ayrıca istediğiniz ne varsa yaparız yine ne olacak?"


Göz devirmeden edemezken changbin konuşmaya devam etmişti. "Hem otel denmez buraya, yazlık işte. Dört odadan oluşuyor, kimse pek burayı tercih etmiyormuş ne güzel biz bize olacağız."

Bir saniye, dört odamı?

Dışarıdan en az on odası var gibi duruyordu.

Chan sanki iç sesimmiş gibi, "oğlum madem dört oda, niye kiraladın lan?"
Changbin hiç gecikmeden cevap vermişti. "Çünkü aynı kamp gibi olacak, çadır başına da iki kişi kalacaktı bu biraz modern tarzda oldu."

Bu sefer ben sinirle "senin modern tarzına sıçayım ben ya." Diyip arkamızda duran çift kişilik koltuğa oturdum. Tabi sırtımdaki çantam ne kadar izin verirse buna.

"İyi o zaman şöyle yapıyoruz," hyunjin herkesin suskunluğundan ve kesinlikle aptallığından sıkılmış olacak ki kendisi fikir sunmuştu. "Bir odada iki kişi kalacak, böyle sıkıntı yeri yaşamayacağız anlaşılan havuzu var, ben ve minho mangalı yaparken siz de salata gibi şeyleri hazırlarsınız."

Haklı ve güzel konuşması hepimizi etkilemişti.

Dediği mantıklıydı, ki zaten tipi andırıyordu.

"O zaman ben minho'mlayım." Jisung, minho'nun koluna girip odalara doğru gitmişti. Çok geçmeden arkasından changbin ve jeongin gitmişti.

Felix bi hyunjine bi de bana bakarken benim hiç farkım yoktu. Ya chan ile aynı odaya düşersem! Tanrım nefes almadan iki gün geçiremem.

"Aa ben felix-" cümlemi tamamlayamadan chan beni çekip götürürken arkamdan felix'e bakmıştım ama felix hyunjine "gece uyurken bana dokunursan seni ısırırım ona göre." Diye tehdit etmesiyle kendi canımın derdine düşmüştüm.

"Chan, tanrı aşkına kolum kopacak."

Yine de gevşemeyen eli beni daha da gererken bir odaya girdiğimizde chan beni bırakmış ve kapıyı kapatmıştı.

Derdim dinecek diye düşünürken bir anda belime sarılan kol ile chan'ın yüzünü dibimde görmem bir olmuştu.

"Neden felix'i seçecektin? Benimle daha rahat ve huzurlu uyumana rağmen neden seungmin?"

Nefesim tam anlamıyla kesilmişti.

Dediği doğruydu, ben hep chan'ın yanında huzurlu ve mutluydum daha rahat uykuya dalardım ama şu an tüm kartlar değişmişti, bunu anlatamıyor olmak daha da yıkıcı geliyordu.

"Ben şey, felix pek hyunjinle kalmak istemiyor gibiydi onun için demiştim.."
Çeneme dolanan el ne ara eğdiğim başımı kaldırmış ve chan'ın gözleriyle karşılaşmamı sağlamıştı.

senorita - chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin