Fotoğraf
Sabah iş yerine vardığımda keyfim son derece yerindeydi. Jimin'in bir yalancı olduğunu düşünmüştüm ama sandığım gibi değildi. Onda kaldığım gece sabah evini düzenlerken gördüğüm Jungwoo ile olan fotoğrafları beni sinirlendirmişti. Kurdum zaten Jimin'in alfası olmadığını vurgulasa da Jimin bana korunduğunu söylediği için ilişkilerinin devam ettiğini ve bana yalan söylediğini düşünmüştüm.
Jimin'i ilk defa geçen sene genel cerrahi kongresinde sevgilisi Jungwoo ile görmüştüm. Onu görür görmez kurdum onu istemişti. Ama alfası olan bir omegaya asılacak değildim. Jungwoo'uyu da ismen biliyordum. O yüzden o gün bir tanışıklığımız olmamıştı. Jimin'in hastaneye başvurusunu gördüğümde ilk başta sevgilisinden ayrılıp ayrılmadığını anlamasam da Jimin'in hastanede çalışmaya başlamasını istemiştim. Çünkü Jimin sıradan omegalardan değildi. Başarılı bir cerrahtı. Onun genel cerrahi ekibimde olmasını istemiştim.
Ancak onu gece kulübünde o akşam gördüğümde kurdumun Jimin'in kurduna aşırı bir ilgisi vardı. Bunu bende çözmememiştim. Normalde omegalara karşı hep sapıkça şeyler düşünen kurdum Jimin'in kokusunu istiyordu. Zaten gece kulübüne o lavanta kokusuyla bir girişi vardı ki bütün gece onu yatağa nasıl atacağının hayallerini kurmuştu kurdum. En nihayetinde kızgınlıkta olması da benim işime gelmişti.
Ona kim olduğumu söylemememiştim çünkü bilseydi benimle yatmazdı. Onunla yattıktan sonra aslında garip bir şekilde kurdum yanında da kalmak istemişti. Ama gördüğüm fotoğraf gitmemi hızlandırmıştı. Zaten bağlılık kurmaktan hoşlanmazdım. Omegaların hepsi güzel birer çiçekti. Hepsinden koklamak varken neden sadece birine bağlı kalsaydım ki.
Kafeteryanın bahçesinde oturmuş sigaramı içerken güzel hemşire omegalar etrafımda dört dönüyordu. Bir omega beni sinemaya davet ediyordu, öbürü hafta sonu ne yapacağımı soruyordu. Kurdumda pek keyifliydi. Sonra keskin lavanta kokusunu alınca küçük şeytanımında geldiğini anlamıştım. Park Jimin...
Salına salına kafeteryaya girip iç tarafta kahvesini alıyordu. Taehyung ile gelmemişlerdi. Demek dün gece onu ispiyonlamam sonucunda kavga etmişlerdi. İstemsiz bir şekilde kendimi gülerken buldum. İyi olmuştu Jimin'in bir derse ihtiyacı vardı.
Derken bir anda karşısına Minsung çıkıp Jimin'in kahvesini alınca yerimde istemsizce kıpırdandım. Jimin Minsung'un koluna dokunup dokunup kıkırdıyordu. Sonra Minsung kol kaslarını sıkıp Jimin'e gösterdiğinde Jimin'de koluna dokundu.
Bir anda ayağa fırladım. "Jiminshiiiii" diye bağırdım. Niye bağırdığımı da anlamadım, ama o kadar yüksek sesle bağırmıştım ki herkes bir ona bir bana bakıyordu. Jimin ise şok içinde bana bakıyordu. Elimle gelmesini işaret ettim.
Yanıma gelirken yanında Minsung da geliyordu. Yaklaşıyordu da ne diyecektim şimdi? Neyse Jimin benim çömezimdi nasılsa istediğim gibi bağırırdım.
"602'deki hastaya baktın mı?" Dedim bir anda. "Daha yeni geldim, çıkmadım." dedi Jimin masumca.
"Laklak etmekten hastalara bakmıyorsun. Dün ne dedim ben sana boş muhabbetlerinizi akşam yapın demedim mi?" Dedim sinirle. Jimin ağzını açacak gibi olunca Minsung'a döndüm. "Senin hastan yok mu? Ne dolaşıyorsun?" Dediğimde oda şaşırmıştı. Babam hastanenin sahibi ve başhekimi olduğu için benden korkarlardı zaten ama hiç Minsung'a bağırmazdım.
"Doğru evet. Yoongishi haklısın." Dedi Minsung gülümseyerek. Salak bir çocuktu zaten Minsung. Saf gibiydi biraz.
"Jimin akşam yürüyüşten sonra kahve içelim mi? Hatta benim evime gelsene, sana bahsettiğim plak koleksiyonumu göstermek istiyordum. " dedi bir anda heyecanla. Saf sandığım alfaya bak sen, piç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reckless • Yoonmin
FanfikceOmega Park Jimin yeni hayatına başlarken yaklaşan kızgınlığını tanımadığı bir alfa ile geçirmenin sonuçlarını görecekti.