İlk kar
Yoongi ile yağan karın ortasında birbirimize bakıyorduk, aramızdaki mesafe yavaş yavaş kapanırken babam yanımdan kalkıp Yoongi'ye doğru yürüdü. Yan yana geldiklerinde babam, sinirli bir şekilde bir şeyler söyledi ve Yoongi başını sallayarak onayladı. Ardından Yoongi, bana doğru gelip tam önümde durduğunda kar daha da şiddetlenmişti, beyaz taneler etrafımızı sararken gözlerimiz buluştu.
"Bana neden söylemedin? Bunu Seokjin'den mi duymalıydım?" diye bir anda bağırdı. Sesi sert ve öfkeliydi. Hâlâ bana bağırdığına inanamıyordum. Sanki insan gibi konuşsa ölecekti.
"Sen düzgün konuşmayı bilmiyor musun? Ayrıca seni hiç ilgilendirmez," dedim sinirle, kollarımı önümde birleştirerek. Birkaç adım daha attı, gözleri öfkeyle parlıyordu. "Benim çocuğumu taşıyorsun ve bu beni ilgilendirmiyor mu?" dedi, "Hem çekip gitmek de ne demek?Annen Amerika'ya gideceğini söyledi. Bana söylemeyecek miydin? " diye tekrar bağırdı, sesi gittikçe yükseliyordu.
Sinirim iyice bozulmuştu. "Seni ilgilendiren bir durum kalmadı, git şimdi, sinirimi bozuyorsun," dedim, soğuk bir ifadeyle. Yüzündeki şoku görebiliyordum; adeta donup kalmıştı.
"Yoksa aldırdın mı? Ne zaman?" diye sordu, sesi dehşet doluydu. Aslında tek başıma halledeceğim diyecektim, ama o aldırdığımı düşünüyordu. O beni nasıl sinirlendiyse bende onu sinirlendirecektim, hakediyordu. Cevap vermediğimde kabul ettiğimi düşünmüş olacak ki tekrar bağırdı.
"Bana sormadan mı? Jimin, bunu bana nasıl yaparsın?" dedi, sesi titriyordu. Gözlerindeki çaresizliği görebiliyordum. "Omegalarla takılmaya devam edersin işte, rahatça," dedim sinirle ayağa kalktığımda.
Gözleri dolmuştu, dudakları titredi. "Hyejin'le takıldım dedim diye mi bunu yaptın? Yalan söylemiştim ben... ben..." dedi, cümlesi yarıda kaldı, yutkunarak devam etti, "Senin Minsung'la olmana sinirlendiğim için yalan söyledim. Kimseyle takıldığım yok. Seni tanıdığımdan beri kimseyle bir şey yaşamadım," dedi, sesi giderek alçalarak.
"Beni böyle bir şeyle cezalandırmaya hakkın yoktu, bu bebeği istiyordum ben," dediğinde sesi titriyordu. "Gidip başka omegalardan yap. Senin için kimden olduğunun bir önemi yok bence," dedim,
"Kendini başkalarıyla nasıl kıyaslarsın? Sen benim için özelsin, Jimin," dedi, sesi boğuk ve kısık çıkmıştı. Gerçekten bu kadar çok istiyor muydu? Bir an haline üzüldüm, çok çaresiz görünüyordu.
"Aldırmadım, salak, ağlama," dedim, hafif bir gülümsemeyle.
"Gerçekten mi?" dedi heyecanla. Başımı salladığım anda, "Sana kızıp bebeğimden mi vazgeçecektim?" Dedim.Beni kendine çekip öyle sıkı sarıldı ki nefesim kesilmişti. Başını boynuma gömdüğünde, tenimde ıslaklığı hissettim. Ağlıyordu. "Bana bir daha böyle şakalar yapma, Jimin," dedi, boynuma hafif bir öpücük kondururken. O kadar sıkı sarılmıştı ki ayaklarım yere değmiyordu.
"Yoongi, nefes alamıyorum," dedim, sıkışmış bir şekilde.Geri çekildi ve gözlerimin içine baktı. Eliyle yüzümü okşarken, "Baba olacağım ben," dedi, sesi şaşkınlık ve mutlulukla doluydu. Gülümsediğimde alnımı, şakaklarımı ve yanaklarımı öptü, sanki her bir parçamı içine hapsetmek ister gibiydi.
"Bizim bebeğimiz olacak, ikimizin" dedi, gözünden bir damla yaş süzüldüğünde. Bu kadar çok istediğini hiç düşünmemiştim; karşımda resmen mutluluktan ağlıyordu.Başımı salladığımda, "Bana bir daha bağırırsan, seni çok kötü döverim" dedim, "Özür dilerim, bir daha seni üzersem döv beni, tamam" dedi tekrar yüzümü okşarken.
Yaklaşıp burnuma minik bir öpücük bıraktığında gülümsedim. "Aşığım sana, gülüşüne, her yerine" dedi, gözleri doğrudan benimkilerin içine bakıyordu. Kalbim bir anda tekledi, kar taneleri yüzüme düşerken içimde yükselen sıcaklık her şeyi bastırıyordu. Nutkum tutulmuştu, ne diyeceğimi bilemiyordum. Gerçekten bana aşık mıydı yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reckless • Yoonmin
Hayran KurguOmega Park Jimin yeni hayatına başlarken yaklaşan kızgınlığını tanımadığı bir alfa ile geçirmenin sonuçlarını görecekti.