Abçar bize doğru gelen arabalara büyük bir iştahla bakıyordu. Sanki hazine bulmuş gibi bir hali vardı. Onun bu tavrına gülmek istesemde sinirli olduğu için sessiz kalmayı tercih ettim. Birkaç dakika içinde üç arabada evin önüne gelmişti. Herkes arabalardan inerken bende koşarak kızların yanına gittim. Hepsine sıkı sıkı sarıldıktan sonra Boysan'a ve çocuklara yöneldim. Boysan ile oldukça uzun süren bir sarılmanın ardından yönümü Burkay'a döndüm. Sarılmak için hareketlendiğimde Burkay'ın uyarısı ile olduğum yerde kaldım.
- Çakmak göz sakın. Eğitim adı altında darp edilmek istemiyorum.
Burkay cümlesini Abçar'a bakarak söylemişti. Yönümü Abçar'a döndüğümde çatık kaşlar ve kısık gözler ile Burkay'a baktığını gördüm.
- Ben kızıl cadı üzülmesin diye kendimi feda ederim.
Tunga sürücü koltuğunun olduğu taraftan hızla çıkarak yanımıza gelmişti. Bana sarılarak cümlesini dile getirmişti. Onun bu cümlesine gülmeden edemesemde Abçar'ın öldürücü bakışlarını üzerimizde hissedebiliyordum.
- Dostum gerçekten büyük bir fedakârlık yapıp hepimizin canını kurtardın. Seni daima kahraman olarak hatırlayacağız.
Burkay sanki Tunga'nın cenazesinde gibi konuşmuştu. Tunga anlamamış olacak ki kaşlarını çatarak sordu.
- Neden? Ne yaptım ki?
- Abçar'ın tüm öfkesini ve ilgisini üzerine çektin. Artık gün boyu seni dövmekten bizi dövmeyi unutur.Tunga dehşete kapılmış bir halde yönünü Abçar'a döndü. Abçar bakışlarını halâ Tunga'nın üzerinden çekmemişti. Tunga omuzlarını düşürerek konuşmaya başladı.
- Tüm mal varlığımı sana bırakıyorum kardeşim. Cesedimi manzaralı bir yere gömün. Bu size son vasiyetimdir.
Tunga'nın cümlelerine oldukça büyük bir kahkaha ile karşılık vermiştim. Onları ne kadar özlediğimi şimdi daha iyi anlıyordum. İlgimi Tunga ve Burkay'dan çekip Yalım'lara yönelttim. Yalım, Tunay, Aybar ve Kutan dışında birisi daha vardı. Siyah kısa saçlı esmer bir kızdı. Saçları omzuna zarzor değiyordu. Bu kızı daha önce okulda gördüğümü hatırlamıyordum. Kim olduğunu merak ederek kızların yanına koştum.
- Bu kız kim?
- Eygü, Tunay'ın arkadaşı.Akay'ın cevabı ile yönümü tekrar kıza döndüm. Sessiz sakin bir kız gibi görünüyordu. Fakat Tunay'ın arkadaşı olması bu kızdan hoşlanmamama neden oluyordu. Bakışlarımı tekrar kıza çevirdiğimde onunda bana baktığını fark etmiştim. Bakışları histen uzak oldukça boştu. Ne düşündüğünü amlayamıyordum. Herkes evi ve araziyi süzdükten sonra evin önündeki alana doğru ilerlemeye başladık. Daha alana ulaşamadan Abçar'ın gür sesi yankılandı.
- Atlarınız nerede?
Bike korku ile kolumu sıkarken Boysan konuşmaya başladı.
- Atların bakımı tamamlanmadığı için babam yarın gönderecek.
- Tamam o zaman bizde bugün sadece dövüş çalışırız.Abçar tehditvari bir şekilde konuşmuştu. Bugün kimseye acımayacağı belli olmuştu. Burkay yerinde huzursuz bir şekilde kıpırdanarak yakınmaya başlamıştı.
- Bittik biz dostum. Kemiklerimizi kıracak.
- Hem de ne bittik. Yolculuğa çıkmayı bu eğitime tercih ederdim.
- Velet buraya gel çabuk.Tunga ve Burkay'ın yakınması devam ederken Abçar'ın komutu ile koşarak yanına gittim.
- Efendim yaşlı kurt.
- Bir süre eğitimde bana yardım edeceksin. Sonra spor aletlerine geçip kas çalışacaksın. Eğitim bittikten sonra seninle tekrar çalışacağız.
- Tamam yaşlı kurt sen nasıl istersen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KURT_2 ( Mühür)
FantasyHayatı bir anda alt üst olan Belçin, Kam'ın emri ile oldukça tehlikeli bir yolculuğa atılmak zorunda kalmıştır. Boysan ve arkadaşları bu yolculukta onu asla yalnız bırakmayacaktır. Bütün zorlukların yanı sıra birde mühürlenme gerçeği ile yüzleşen Be...