misafirler

2.4K 131 10
                                    


Keyifli okumalar :)

Kapının önünde bizim olmadığı belli birkaç çift ayakkabı görünce dudağımı büküp anahtarımla kapıyı açtım. Babamın iş arkadaşları yine yemeğe gelmişti herhalde.

Sessiz olmaya dikkat ederek kapıyı kapatıp merdivenlere baktım. Merdivenlere ulaşmam için salon kapısının önünden geçmem gerekiyordu. Odama gitmek için de merdivenleri kullanmalıydım. 

Babama ve iş arkadaşlarına hiç görünesim yoktu, onların kibirli ve samimiyetsiz sohbetlerini bir dakika bile çekemezdim. 
Yemek odasında olduklarını umarak merdivenlere yönelecektim ki salondan gelen seslerle durdum. 

Odamın balkonuna tırmanırsam odama daha kolay ulaşırım sanırım?

Saçma düşünceme göz devirip merdivenlere yöneldim. Flash hızında gidip görünmemeyi ummuştum ama abimin bana seslenmesi tüm düşüncelerimi yıkmıştı.

Babam abimi de aldıysa ortamlarına, çok önemli kişiler olmalıydı gelenler. Yavaşça salona döndüm yüzümü, görüş açımda yan yana oturan annem ve babam, tekli koltukta da abim vardı. Misafirleri görmüyordum.

Abime el hareketleriyle ilk kendimi sonra yukarıyı gösterdiğimde başını iki yana salladı. "Gelir misin abicim?" dediğinde ona içimden küfürlerimi sıralayıp içeri adımladım.

İçeri girdiğimde yüzüme sahte olduğu belli olan bir gülümseme yerleştirdim. Babamın misafirlerine gerçek yüzümü gösterirsem evde kopacak kıyameti düşünemiyordum bile.

Annem ve babamın karşısında ki koltukta oturan sarışın kadın ve esmer adam bana odaklanmıştı. Onlarla aynı koltukta benimle aynı yaşlarda bir cocuk vardı, beyaz tenli siyah saçlıydı. Abimi anımsatıyordu.

"Aaa hoş geldiniz. Kusura bakmayın aile yemeği toplantısında bulunamadım. Önemli bir projem vardı da onun üzerine çalışıyordum" usta oyunculuğumu konuşturmuştum yine.

Adamın yüzünde hafif bi sırıtış olmuştu, kadın da gülümsüyordu. Yaşıtım olan çocuğun yüzünde bezgin bir ifade vardı.
Anlaşıldı o da benim gibi böyle ortamlarda bulunmayı sevmiyordu.

"Gel oğlum gel mesele o değil" Diyen babamla kaşlarımı çattım. Mesele o değil ne lan?

Kendimi abimin yanında ki tekli koltuğa attım. Abime dönüp kaş göz işareti yaptığımda bana bir cevap vermeden önüne döndü. Benim haşin erkeğimi kim üzdü lan diye role bürünesim vardı.

"Tanışalım oğlum. Ben Dilay Serter" diyen kadına döndüm. Çok tatlı bir yüzü vardı ve aşırı asildi. 

"Memnun oldum Dilay hanım, Eftal Kara ben de" 

"Asaf Serter ben de, memnum oldum delikanlı" bakışlarımı adama çevirdim. Yaşına göre dinç bir vücudu, keskin yüz hatları vardı. Esmer tenini tamamlayan koyu kahve gözleri ve uzun kirpikleriyle adamın etkisine kapılıyordunuz. Adamdan gelen çok farklı bir enerji vardı.

Hiç kendini tanıtma zahmetine bile girmeyen oğullarını takmadan babama döndüm. Rahatsızca yerinde kıpırdanıyordu. Dışarıya hiçbir zaman duygularını yansıtmayan annemin bile yüzünde rahatsız bir ifade vardı.

Ne dönüyordu burada?

"Baba meselenin ne olduğunu söyleyecek misiniz çünkü projeme odamda devam etmem gerekiyor da" yalan. Proje gökten inmeyecekse yoktu proje falan.

Babam ve abim aynı anda boğazını temizleyince kaşlarımı çattım. Hiç hoşuma gitmeyecek şeyler duyacağımı hissediyorum.

Hisse karşılığı götümü mü satmıştı babam acaba?

"Eftal, abicim sana bir şey açıklamamız lazım ama sakin olmanı istiyorum" Diyen abimle kaşlarım daha da çok çatıldı. Abimin bile çekindiği bir şeyse benim ağzıma sıçılmış demektir.
Gözlerimin içine baktığında gözlerimi kapatıp açtım.

"Senin biyolojik olarak ailen biz olmayabiliriz" abi ben sayısalcı değilim, biyoloji fizik falan anlamıyorum. Hiçbir şey anlamadığımı gözlerimden anlayan abim derin bir nefes alıp devam etti. "Dilay hanm ve Asaf bey senin öz annen ve baban olabilir"

Keşke babam götümü satmış olsaydı.

"Abi, bana saçma sapan şakalar yapmayın. Tamam misafir sevmiyorum ve misafir gördüm mü kaçmaya çalışıyorum ama bana böyle mi ders vermeye çalışıyorsunuz? Sen üveysin şakaları bayatlamadı mı?" Yat oğlum salağa kim tutar seni.

Babam konuştu. "Eftal, yarın DNA testi yapılacak. Sen ve eflal hastanede isim benzerliğinden karışmış olabilirsiniz" Direkt yaşıtım çocuğa yani Eflale döndüm. O da bana bakıyordu gözlerinden nefret akıyordu. Hayırdır götünü mü siktik kardeş.

"Bu kanıya nereden vardınız? Her ismi benzeyen karışıyorsa vay halimize!" dalga geçer gibi konuşmuştum. Çünkü resmen şaka gibi bir olayın içindeydik.

Nerede abuk subuk, paranormal, dünya üzerinde ihtimali %0,01 olan olay varsa o benim başıma geliyordu zaten.

Bu sefer konuşmayı Asaf bey devraldı "Bundan 3 ay önce Eflal bir kaza geçirdi ve kan ihtiyacı oldu. Kan grubu aileden kimseyle uyuşmuyordu. Benim kan grubum sıfır pozitif Dilayın grubu sıfır negatif. Ama Eflalin kan grubu AB pozitif. Bugüne kadar hiç dikkatimizi çekmemişti ama o zaman doktorlar da bir tuhaflık olduğunu söylemişti." derin bir nefes alıp Eflale baktı. Eflal hiç umrunda değilmiş gibi telefonla oynuyordu. Şu şekil umursamaz olacaksın kardeş.

"Eflal ile DNA testi yaptığımızda DNAlarımız uyuşmadı ve araştırmaya başladık. Doğduğunuz gün ikiniz tek erkekmişsiniz. Ve isimler de benzer olunca sizi araştırmaya başladık. Sonuç olarak buradayız oğlum." Bitirdiğinde şaşkın surat ifademle onu dinliyordum. 
Senarist olup bu konuda dizi çıkarsam tutardı ve zengin olurdum.

Annemde ve babamda gezdirdim gözlerimi Eflale bakıyorlardı. Güldüm dalga geçer gibi. Sonra yavaşça abime döndüm. Umarım Eflali izlemiyorsundur abi.

Abime döner dönmez göz göze gelince yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu ve istemsizce gözlerim doldu. Eflal umrunda bile değildi onun kardeşi bendim.



******



Eftal/ ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin