Kimsem yok!

940 110 38
                                    


Selam!

Oy verip yorum yapalım lutfen


Keyifli okumalar!

Saat gece yarısını geçmişken, Eftalin telefonu acı melodisiyle çalıyordu. Üst üste çalan telefonla kaşlarını çattı Eftal. Bu saatte hangi manyak arıyor beni diye geçirdi içinden. 
Baygın gözleri telefonda ki annem yazısını görünce kocaman açıldı. Annesinin aradığına mutlu olamıyordu. Bu saatte aramasının nedeni iyi değildi.

Yatakta dikleşip titreyen eliyle aramayı yanıtladı. Birkaç saniye hazır hissetmediği için ses çıkarmadı. "Anne? Birine bir şey mi oldu? İyi misiniz?" Hande hanım Eftalin korku dolu sesini duyunca yutkundu. Zor ayakta duruyordu, öz olmasa da bir oğlunu kaybetmişken, büyük oğlunu da kaybetmekten korkuyordu. Güçlü çıkmasına gayret gösterdiği ama fayda etmediği belli olan sesiyle konuştu.

"Oğlum, bir şey söylemem lazım ama senden ilk önce sakin kalmanı istiyorum" Eftal duyduğu kelimelerle yutkunamadı bile. Boğazına bir yumru takılmıştı. Konuşamadı. 

"Abin... yolda gelirken kaza yapmış." Hande hanım daha da konuşurken Eftalin algısı kapanmıştı. Duymuyordu. Tek bir kelime dönüyordu beyninde.

Abin kaza yapmış...

Telefonu yatağa bırakıp ayağı kalkmaya çalıştı. Yaşlardan bulanıklaşan gözleri ve dönen başı yüzünden çarptığı sürahiyi devirmişti. Hiç umursamadan ilerlemeye devam ettiğinde ayağına batan ve canını yakan cam parçalarını hissetmiyordu bile. Oda kapkaranlıkken çarptığı şeyler yere düşüp tok bir ses çıkarıyordu. 

O sırada ailede uykusu en hafif olan kişi, Göktuğ seslere uyandı. İlk cam sesinden sonra başka sesler de duyunca yatağından fırladı. Zaten uyuyalı çok olmamıştı. Uyuyamamıştı nedense. Aklında sadece eve hırsız girdi düşüncesi vardı. Aşağı inmek için Eftalin kapısının önünden geçecekken içerden bir şeylerin çarpma sesi gelince adımları durdu.

"Ah!" Eftalin acı dolu sesini duymasıyla kaşlarını çatıp odaya daldı. Lambayı yaktığında gördüğü görüntüyle dumura uğramıştı. Eftal yere oturmuş ağlıyordu. Göktuğun bakışları, Eftalin vücudunu süzdükçe korkuyla doluyordu. Ellerinde ve ayaklarında kanlar vardı, beyaz halı kırmızı olmuştu ve yerde kırık camlar vardı. Her şeyden çok canını yakan şey ise, ellerine bakarak ağlayan Eftaldi. Öyle içten ağlıyordu ki istemsizce gözleri doldu Göktuğun.

Göktuğ, Eftalin yanına yaklaşırken Eftal dış dünyayla iletişimini kesmişti, Göktuğ'u görmüyordu.

Göktuğ kardeşinin yanına çömelip ellerini yanaklarına koydu. Ani dokunuşla yerinden sıçrayan Eftal Göktuğ'a şokla bakıyordu. Ne zaman gelmişti? 
Eftal kendine gelirken hemen ayağı kalkmaya çalıştı, kollarından tutan Göktuğ kalkmasına izin vermedi. Ayağına cam batmıştı ve içinde kalan olabilirdi.

"Eftal! Ne oldu burada? Neden ağlıyorsun? Kesikler için mi?" telaşlı ve korku dolu sesiyle konuşan Göktuğa boş bakışlarından attı Eftal. Abisi onun yüzünden gelmişti buraya. Abisine bir şey olursa Göktuğ'u asla affetmezdi.

"Senin yüzünden!" diye bağırıp Göktuğ'a yumruk atmasıyla Göktuğ'un alnını yatağa vurmuştu. Eli alnına gidince kanadığını fark etti ama takmadı. Ne olmuştu Eftal'e? İlk önce bunu öğrenmeliydi. Hala akşam olan şeye mi kırgındı?

"Senin yüzünden zarar gördü! Belki de öldü!" Eftal yeri göğü inletir gibi bağırdıktan sonra, son sözüyle tekrar ağlamaya başlamıştı. Ölüm hiç yakışmazdı ki abisine.

Eftal/ ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin