miyav!

1.2K 152 64
                                    


Selam, ben yine hastayim...

Bi insan dooom gununde de hasta olmamalii!!


Keyifli okumalar!


"Abi nereye gidiyoruz söyler misin artık?!" yaklaşık bir saattir yoldaydık ve nereye gittiğimizi söylememişti. Benim gibi götünde kurt olan biri durur mu? Durmaz. Bir saat içinde, bin defa nereye gittiğimizi sormuştum. Beni hiç takmayan abime yüzümü buruşturup koltukta biraz daha yayıldım.

Daha önce de İzmir'de yaşayıp, neredeyse her yerini gezip gördüğümüz için İzmir'i dolaşmayacağımızı biliyordum ama nereye gittiğimizi bilmiyordum.
Abimi Göktuğ olayından sonra zar zor sakinleştirdikten sonra yarasına pansuman yapmıştım. Rahat bir şeyler giymemi ve yanıma yedek kıyafet almamı söylemişti. Kamp yapmaya gidiyor olabilirdik. Balık tutmaya gidiyor olabilirdik ama benim kesin bir cevaba ihtiyacım vardı. Çok meraklı biriydim, abim de bunu bildiği için, bilerek cevap vermiyordu zaten. 

Evden çıkmadan önce salonda oturan Serterlerin yanına gitmiştik. Bir süre abimle takılacağımı söyleyince Asaf bey ve Dilay hanım gülümsemiş, bir şey dememişti. Abi takımı ve canım ikizim hiç memnun değildi bu durumdan. Tiplerinden belliydi. Anılın kedi gibi olan bakışlarını görünce bir an onu da çağırmak istemiştim ama abimle tek kalıp, kafa dinlemem gerekiyordu. Gerçekten ihtiyacım vardı.

"Abi bari motorla peşinden gelseydim, bunaldım. Bunaldım" diye isyan ettiğimde bana yandan bir bakış atıp geri önüne döndü.

"Gideceğimiz yerin yollarını motorla gelemezdin." alayla ona bakıp gözlerimi kıstım. Ulan benim motor süremeyeceğim yol mu vardı?

"Abi çok küçük yaştan beri motor kullanıyorum. Sence be-" abim lafımı kesip camı gösterdi. Arabayı durdurmuştu. 

"Ne kadar iyi kullanırsan kullan. Böyle bir yolda motor kullanmana izin verir miyim sence?" camdan baktığımda gerçekten yol beni korkutmuştu. Yolun bir tarafı uçurum öbür tarafı dağdı. Yollar ise virajlı ve çıkıntılıydı, topraktı. Normal bir yolda hatadan bile saymayacağım, hatayı burada yaparsam Allah'ıma kavuşurdum, kurtuluş yok gibi duruyordu.

"Abi arabayla da mı girmesek bu yola?" dediğimde bana gülüp yanağımdan makas aldı.

"Ne oldu aslan parçası? Bi korktun sanki?" ona göz devirdim. Korkmamıştım ne alakası vardı?

"Buraya geldim önceden, merak etme" diyerek arabayı çalıştırdı. Daha yavaş ve dikkatli şekilde geçti yolları. Ben de susup yola odaklanmıştım. Abimin dikkati bi dağılsa tost olurduk vallahi. 

Yaklaşık on beş dakika gibi bir süre daha yol gittikten sonra durmuştuk. Etrafa büyülenmiş gibi bakıyordum. Cennete mi gelmiştik? Hızla arabadan indiğimde abim de el frenini çekip arkamdan inmişti. 

"Beğendiniz mi Eftal bey?" 

"Abi neden daha önce gelmedik buraya? Çok güzel bir yer!" 

Etrafta bizden başka kimse yoktu, tertemizdi ve yemyeşil ağaçlarla doluydu. 
Bir tarafı kumsal gibiyken, biraz daha ilerisi tepe gibi bir yerdi. Su berrak ve durgundu, suyun berraklığından dipte ki taşlar görünüyordu. 

Abime döndüğümde etrafa bakmak yerine, gülümseyerek bana bakıyordu. Yanına gidip ona sıkıca sarıldım. Abim iyi ki vardı!

"Hadi daha çadır kuracağız. Çadırı kurduktan sonra biraz yüzeriz. İleride de balık tutar mangalda pişiririz nasıl fikir?" omuzunu pat patladım. Hayatımın baştan sona değiştiği ve ilk günden hastanelik olduğum gerçeğini silmiştim hemen beynimden.

Eftal/ ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin