Allah'ım dogum gunumde yurda gidiyorum saka mi...
Bölümün sonunda gidişat için önemli olan bir soru soracağım, cevaplamadan geçmeyinn
Keyifli okumalar!
"Gülme lan, yeter artık!" diye isyan eden abime daha çok güldüm. Yanağında ki kızarıklığı gördükçe daha çok gülüyordum. Göz devirip enseme tokat attıktan sonra zile bastı. Ben gülmemi bastırmaya çalışırken kapı açıldı. Gülen yüzümü kapıyı açan Anıla çevirdim. İlk başta mutlu bir şekilde bana baktıktan sonra gözleri yanıma kaydı. Abime de gülümsedi, gözleri yanağına kayınca kaşlarını çattı.
"Sarp abi, yanağına ne oldu?" diye sorduğunda gülüşümü tutamayıp kahkaha attım. Abim bana sert bir bakış atıp Anılın saçlarını karıştırdı. İçeri geçtiğinde gülüşümü durdurmuştum, Anıl bir giden abimin arkasından boş koridora bir bana baktı. "Sanırım onun yanağında beş parmak izi var" dediğinde yine gülüp kafamı iki yana sallamıştım.
"Gel içeri geçelim anlatırım" diyerek kapıdan içeri girecekken bana sarılmasıyla donmuştum. Kollarını belime sarmış, kafasını boynuma gömmüştü. ellerim havada asılı kalmışken yavaşça ayrıldı benden.
Yanakları kızarmıştı, ensesini ovarken gözlerime baktı.
"Hoş geldin abi" diye kedi gibi mırıldandığında sırıtıp yanağını sıktım. Çok tatlıydı bu şerefsiz. Boyu neredeyse benim kadar olsa da yaşı küçük olduğu için Anılın ilk gün söylediklerini takmamaya karar vermiştim. Masumdu.
"Hoş bulduk" içeri geçtiğimde o da arkamdan geldi.
"Herkes bahçede" Salona giden adımlarımı mutfağa yönelttim. Mutfağın bahçeye açılan kapısından geçince sağ tarafta kalan havuzun başındaydı herkes. Tüm Serterler yerde ki minderlere oturmuşken abim ayaktaydı. Yaklaştıkça sesleri gelmeye başladı.
"Dilay hanım kaşıdığım için kızarmıştır. Başka neden olacak" diyen abime alayla bakıp hızlı adımlarla yanlarına gittim. Kesin kaşımışsındır abiciğim. Net yani.
Batın abinin yanında ki boş mindere bıraktım kendimi. Bana döndüğünde kocaman gülümseyip sarıldı bana. Sırtına birkaç kez vurduğumda ayrıldık.
"Herkese merabe. Abi sen kendini tokatlayarak mı kaşıyorsun. Ama evet baya kaşınmıştın biri de kaşıdı" diye sinir bozucu şekilde konuştuğumda, abim ateş saçan gözleriyle bana döndü. İstese canımı vereceğim abimi, sırf eğlence çıksın diye satarken ben.
"Oğlum hoş geldin. Oyyy nasıl da özlemişim" diyen Dilay hanıma döndüm.
"Dilay hanım özledikçe Efeye bakın tipler aynı sonuçta" diyerek güldüğümde o da gülüp 'eşek sıpası' demişti. Bugün çok enerjiktim, keyfim yerindeydi.
Herkesle selamlaştıktan sonra, bakışlarını abime diken Alp'e baktım. Tek boş minder Alpin yanıydı ve Abim de onun yanına oturmuştu. Alp bakışlarımı hissetmiş gibi bana döndü ve konuştu. "Kim kaşıdı Sarpı?" dediğinde normal bir sesi vardı. Hafif bir alay sezmiştim.
"Ulan! Kimse lan kimse uyduruyor bu deli. Issız yere gitmiştik cinler çarptı herhalde" diyen abime iğrenir bakışlarımı attım. Bir gündür birbirimize çektirmediğimiz kalmamıştı. Bazen o eğleniyordu bu durumdan bazen ben. Şuan ben aşırı keyif alıyorum mesela.
"Ne oldu biliyo musunu-" heyecanla anlatacakken lafımı yine beş parmak abim böldü.
"Olmadı bir şey!" diye uyarmasıyla omuz silktim.
"Bölme lan kardeşimin sözünü" Alp bey yine kaşlarını çatmış abime bakıyordu.
"Kendi kardeşimin sözünü böldüm la-" of sıktınız artık ikinizde. Yeter be!
