Mami

1.3K 130 43
                                    


Keyifli okumalar!

"Uyansana... Eftal!" Kulağıma dolan sinir bozucu ses katlanılamaz hale gelmişti. Ulan en nefret ettiğim şey uykudan uyandırılmaktı, bana seslenen her kimse kalkıp tokatlayasım vardı.

"Ulan siktir git başımdan! Siktin beynimi iki saattir! Defol lan!" Uykulu ve sinirli bir sesle konuştuğumda defolmak yerine hala kolumu sikmeye devam ediyordu.

"Bu kadar gergin olmak yorucu olmuyor mu?" Yine konuştuğunda sinirle nefes aldım. Hala konuşanın kim olduğunu bilmiyordum, gözümü açarsam uykum açılırdı.

"Çok yorucu oluyor ve bu yorgunluğu atmak için uyuyorum ya hani amına koyayım!" Kafama vurulmasıyla sinirle kaşlarımı çatıp gözlerimi açtım. Karşımda kendimi görünce korkuyla geri çekildim "Hay ebeni sikeyim ödüm koptu lan" Karşımdakinin Efe olduğunu biraz geç idrak etmiştim.
İçime cin kaçtı sandım amına koyayım!

"Senin ağzın neden bu kadar bozuk?" Ciddi ciddi sorduğu soruya göz devirdim.

"Biliyor musun bulunduğum ortama göre dilimin ayarları değişiyor" dediğimde o da kaşlarını çattı. Yüzünde rahatsız bir ifade vardı. Bana son defa ters bir bakış atıp arkasını döndü. Tam beni boşu boşuna uyandırdığı için küfür edecektim ki konuştu.

"Yemeğe çağırıyor annem. İki dakika içerisinde yemek odasında ol" diyerek çıktı odamdan. Ağlar gibi ıkınıp kafamı yastığa gömdüm. Bu uyandırılma işini bu ev halkıyla konuşmam gerekiyordu. Ama ne diyecektim ki beni yemekler için uyandırmayın ben keyfim ve kahyam ne zaman isterse kalkıp yerim mi diyecektim?
Uykudan uyanır uyanmaz ağzıma tek lokma süremiyordum. Bir saat falan geçmesi gerekiyordu. Yeni uyandığımda iştahım kapalı oluyordu. O yüzden annemler diğer evde beni hiç uyandırmazlardı, ne zaman uyanırsam ondan sonra bana yemek hazırlanıyordu. Ya da abim yemek vaktinden yarım saat önce falan uyandırıyordu beni.

Sanırım birazcık şımarık büyütülmüştüm. Abim sağ olsun.

Yataktan kalkıp banyoya geçtim. Yüzümü yıkadıktan sonra üstüme göz gezdirdim. Hiç değiştiremezdim kıyafetlerimi, üşeniyordum. Ev içindeydim zaten kime ne?

Telefonumun ekranına baktığımda gruptan ve abimden mesajlar vardı. Gruba daha sonra bakabilirdim ama abime cevap vermeliydim. Asansöre binerken aynı zamanda da abimin mesajına cevap veriyordum. Ne yaptığımı ve nasıl olduğumu falan sormuştu.
Yemek yedikten sonra onu arayacağımı söyleyerek telefonu cebime attım.

Asansör durunca indim ama yemek odasının nerede olduğunu bilmiyordum. Bildiğim tek yer olan salona adımladım. Bize kapıyı açan bir kadının etrafı toparladığını görünce durdum. "Pardon. Yemek odası nerede acaba" Dediğimde hemen bana dönüp gülümsedi.

"Günaydın Eftal bey, gelin götüreyim sizi" dediğinde kafamla onayladım. Beraber Salondan çıkıp bir kapının önünde durduk. "Buyurun efendim" ona hafifçe gülümseyip kapıyı açtım.

"Baba yemeğe başlamak için onu beklemek zorunda mıyız? Şaka gibi ya beyefendinin keyfini bekliyoruz yemek yemek için" Göktuğun sesini duyunca boynumu kıtlattım. Sana ne yapacağımı çok iyi biliyorum ben Göttuğ efendi.

"Günaydın oğlum gel otur bakalım" Dilay hanımın yanında ki boş sandalyeye oturdum. Sinir bozucu bakışlarımı hemen karşımda oturan Göttuğa diktim. Bana nefretle bakıyordu.

"Yemeğine başlayabilirsin Göttuğcum çekinmene gerek yok" Diyerek yapmacık şekilde gülümsediğimde elinde ki çatalı sıktı. Beni ve Efeyi benzeten esmer çocuktan bir kahkaha yükseldiğinde ona döndüm. Bana göz kırpıp yemeğe başladı. 

"Baba dalarım ben buna" Diye sinirle konuşan Göttuğa göz kırpıp alayla konuştum.
"Hayırdır suya mı dalıyon kardeşim?" sinirle yemekten kalktığında Asaf bey sinirle bağırdı.

Eftal/ ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin