fifteen

39 8 67
                                    

yeonjun'un göğsünde bir süredir delice çarpan yüreği atmayı bıraktığında iliklerine kadar donup kaldı. sevgilisinin ellerinden kayıp gitmesini izlemenin ona armağan ettiği çaresizlik, damarlarına daha önce tatmadığı bir zehri yaymaya başladı. midesinde oluşan bu bulantı hissi, bakış açısının sanki dünyası dönüyormuşcasına bulanıklaşması, ağzında kalan bu acı tat... her biri, şimdi artık ona çok uzak görünen sevgilisinin görüntüsüyle katlanılamaz bir boyut alıyordu. müfettişlerden biri merdivenlere yönelirken diğeri, ambulans çağırmak için gardını düşürdü.

"hayır, bu olmamalıydı... hayır, hayır..." yeonjun'un irisleri zeminin kanlı görüntüsüne titredi, dizleri kendi iradesi dışında büküldü. sevgilisine dokunmak istercesine elini aşağı uzattı, ona dokunabileceğini sanarak bir ümit eli boşluğu yokladı ancak nafile... çarklarının sıkışması üzerine alarmlar veren beynini çalışması için azarladı, bitkin düşen yüreğini, biraz daha sabretmesi için azarladı; bunca zamandır bastırdığı güdülerinin onu ezmemesi, onu içine buruşup büzülen bir adam yapmaması için azarladı. "ölemezsin... bunu bana yapamazsın, değil mi?" varlığını, çelimsiz düşmemesi için bütünüyle azarladı çünkü hâlâ yapması gereken şeyler vardı, yalnızca soobin adına...

soobin'in zavallı bedenine kavuşmak için arkasını döndü, koşmak için birkaç adım atmasına izin vermeyen kang taehyun tetiği çekti. bu noktada gözleri, sevgilisinin az önceki görüntüsünden başka bir şey göremeyen yeonjun'u durdurmak için dedektif bağırdı. "kıpırdama, yoksa seni vururum." sanki yeonjun vurulmaktan korkuyormuş gibiydi tehdit etme şekli... fakat yeonjun'un vurularak kan kaybetmek ve soobin'i son bir kez görmeden can vermek gibi bir arzusu olmadığını da en az onun kadar iyi biliyordu. zamanı tükeniyor, verilen nefeslerin sonu geliyordu ve kurşun yarasıyla aksayan bir bacağın yardımı dokunmazdı.

"lanet olası herif." diye karşılık verdi yeonjun, "katil choi beomgyu'dan başkası değil." nefret ettiği ismi dile getirdikten sonra kanı kaynamaya başladı. soobin'e bunu yapan lanet dünyadaki herkesi boğmak istedi.

fakat dedektif kang bu önermeye inanmadı, yeonjun'un asıl suçlu olmadığına dair sezgilere sahip olmasına rağmen ikinci düşüncelerinin ötesinde kanıtların hepsi ona işaret ediyordu ve yıllar sonra, davanın yeniden gündeme gelmesi için ortaya çıkan en ufak kanıtı bile görmezden gelemezdi. şimdiye dek dolambaçlı bir yığın olan yumağın ucu yeonjun'a çıkarken, belirtiler ve nedenler onunla uyuşurken olmazdı, taehyun gözünü yumamazdı. "saat neden sen-"

"kahretsin, kang. sırası mı? sana verdiğim ifadede sahte şeylerden bahsettiğimi itiraf ettim ama saat? bunu açıklamak için fırsatım olmadı bile." dedi. "başından beridir choi beomgyu'ydu. lanet olası saat ofisimde, bir tırnak parçasıyla birlikte çekmecemde saklıyorum. git ve paketi al, dna sonuçlarını kontrol et." diye ekledi. "çekmecemde bir fotoğraf göreceksin, beomgyu'yu takip etmesi için bir dedektif tutmuştum. onu cinayet mahallinde yakaladı, ancak kurbanı kurtarmak için zamanı ve kendisini kurtarmak için de hiçbir şeyi yoktu."

dedektif taehyun'un büyüyen göz bebekleri, kıdemlisinden işaretini alan ve yeonjun'un cerrahlığını yaptığı hastaneye gitmek için harekete geçen müfettişe baktığında söndü. dili düğümlendi, boğazı kurudu. yeonjun'un kendinden emin kanıtları afallamasına neden oldu. ya bahsettiği paketteki tırnağın dna'sı beomgyu ile uyuşursa?


"efendim, choi beomgyu yakın zamanda seul'den gelen bir yabancıyla iletişime geçti. az önce binasından ayrıldı."

"bu saatte mi?" diye sordu yeonjun, bileğindeki saatin kordonunu çözmek üzereyken. saatin sabahın üçü olduğunu ve bir saate girmesi gereken bir ameliyatı olduğunu anımsadı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

peppermint soda, yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin