2.Bölüm

618 42 44
                                    


İyi okumalar (Beğenen herkesi öpüyorum istek fazla olursa bölümler hızlı gelirrr 🖤)

"Onur beni ilk almasaydı takımına beni
ilk alır mıydın?"

Kafasını telefonundan çekip Muratcan'a bakar. Neden soruyordu ki? Fazla düşünmemeye çalışarak kaçak bir cevap verir.

"Başarılı bir yarışmacısın neden seçmeyeyim ki?"
Muratcan verdiği cevaba gözlerini kısarak bakar.
"Fransa'da politika falan okumamıştın değil mi sen?" İmasına dudağını ısırarak gülerken servis geldiği için gelen kalabalığı görüp duvardan hafifçe atlar. Muratcan'a bakarak konuşur.
"Servis gelmiş."
Muratcan servise bakmadan kendisine bakarken cevap verir.
"Evet gelmiş. Ne güzel."

Kızlar servisine doğru ilerlerken Muratcan da uzun boyuyla arkasından yavaşça geliyordu. Servisin kapısının açılmasını beklerken gözü erkeklerin tarafına kaydığında Onur ile göz göze gelir. Onur bir an duraksasa da gülümseyerek göz kırpar. O da Onur'a gülümseyerek önüne döner. Onur kendisine samimi davranıyor gibiydi, sürekli gülümseyip bir şeyler anlatıyor bazen balkondan onu destekliyordu. Ama bazen gözlerindeki mesafeyi zaman zaman hissediyordu. O sevecenliğin arkasındaki duvarı.

Servise binerler eve gittiklerinde kafeye gidecek ekip villaların önünde duruyordu. Kendi aralarında gülüşüp konuşuyorlardı. Ayşe yanına gelip konuşur. "Onlar niye öyle toplaşmışki? Bir şey falan mı var yoksam."
Kafasını olumsuz anlamda sallayıp eve girerken konuşur. "Yok kendi aralarında kafeye gideceklermiş." Ayşe'nin gözleri biraz hevesle parladığında aklına bir fikir gelir.

"Açsan biz de yemeğe gidelim mi? Geçenlerde iyi bir restoran gördüm bize eğitim vermeyi de teklif ettiler." Ayşe hevesle gülerek boynuna atlar ve biraz bağırarak gözleri üstüne çeker. "Canım arkadaşım!! Hazırlanıyorum ben o zaman." Ayşe koşarak gittiğinde diğer grubun gözleri bu tarafa dönse de bakmamaya çalıştı, bahçedeki sandalyelere oturup Ayşe'yi beklemeye başladı. Hem Beril'e hazırlanacağını söylemişti Ayşe ile şef tabağı yapmakta bir hazırlanmak sayılırdı. Açıkçası sonradan çağrıldığı bir yere hayatı boyunca hiçbir zaman gitmemişti. Ne kendisini ne de oradaki diğer kişileri rahatsız etmek istemiyordu.

Telefonunun çalmasıyla çantasından telefonu çıkarıp bilinmeyen numaraya cevap verir.
"Alo?"
"....."
"Alo sesim geliyor mu?"
Kaşlarını çatıp telefonu kapatırken sanırım yanlış numara diye düşünür. Erkekler evinden Kaan abi diğer bahçenin duvarından Beyza'ya bakarak seslenir. "Arka dörtlünün beşincisi ne yapıyorsun orada."

Telefon aramasına takılmayıp gülerek "Kaan abiii." diye sevinçle bağırıp duvara doğru ilerler.
Kaan abi espirileriyle ve cana yakın komik babacan tavrıyla Beyza'nın çok hoşuna gidiyordu. Sanki abisi gibiydi.
"Beyzoş Muratcanlar kafeye gidiyormuş sen gitmiyor musun?"

Kaan abi bu aralar yüzünde bir sırıtışla hep Muratcandan bahsedip duruyordu. "Ayşe ile bir planımız var bizim abi onunla çıkacağız dışarı."

Kaan abi kendi kendine gülümseyip bir şeyler mırıldandıktan sonra arkasından Kerem bağırdı. "Kaan buraya bir bakar mısın? Nevzat biraz melankoliye bağladı."
Kerem abi ona bakıp sakin bir selamla verdiğinde o da karşılık verdi. "Sen git abi Nevzat'a bak."
Kıkırdayarak konuşur.

Kaan abi son kez el sallayıp koşarak içeri girer. Gözü kafeye giden gruba takıldığında Onur ona bakıyordu. Muratcan'ın arkası dönüktü. Onur gözünü çekmeden ona baktığı için rahatsız bir şekilde gülümser.

Ayşe ile güzel bir gün geçirdikten sonra Instagram'da güzel fotoğraflarını paylaşır. Ayşe ile saat 6 gibi ayrılmışlardı. Ailesinden gelen birkaç kargoyu almak için kargo merkezine gidiyordu. Kulağına da kulaklığını takmış yürüyordu. Gece vakitleri müzik dinleyerek yürümek hoşuna gidiyordu. Düşünmek ve biraz olsun stresini atmak iyi geliyordu. Villalara doğru yaklaşırken buraları pek iyi tanımadığı için yanlış yollara sapmıştı. Çantasında biber gazı vardı ama yine de biraz tedirgin hissediyordu. Çantasına sıkıca tutunup ilerlerken bazı adamların kendisine olan kötü bakışlarını hissetti. Yutkunarak ilerlemeye devam etti.

Oui Chef! (BeyMur)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin