Herkese selamm. Kaptanlık bölümünden sonra benim umutlar yeniden yeşerdi (ben anlarım). Bölüm yazmaya motive oldum yani o kızlar erkekler haftası zehir gibiydi çok sıkıcıydı sonu da çok kötüydü ;(
Her neyse neredeyse 1k okuma olmuş okuyan oy veren herkese teşekkürler umarım yeni bölümler yazmama neden olacak beymur haftası olur bu hafta 🙏🏻
•
Yine kaybedilen bir takım oyunundan sonra konseyde oylamayı izliyordu. Önceki sefer kaybettiklerinde Nigar abla ve kendisi potaya atılmıştı, bakalım bu sefer adaletli olacaklar mıydı? Yoksa her zamanki gibi kafalarına göre mi oy kullanacaklardı.
Onur sürekli onunla konuşup oylamalar hakkında bir şey söylemeye çalışıyordu ama o onun yüzünü bile bir süre görmek istemiyordu. Kendisi sanki çok adaletliymişte onu potaya gönderen diğerleriymiş gibi davranıyordu ama ona oy verenlerden birinin de kendisi olduğunu unutuyordu. Muratcan'ın oylarına bakmak için hafifçe eğildiğinde Onur'da Nigar abla'nın boşluğundan yararlanıp yanına gelmişti.
"Muratcan'ın mı daha fazla oyu?" diye sorduğunda Muratcan Onur'un sesini duyup kafasıyla bu tarafa dönüp ona baktı. Onur'la konuştuklarını daha doğrusu Onur'un eğilmiş ona bir şeyler anlattığını gördüğünde önüne döndü. O da önüne dönüp Onur'u umursamadan şeflere baktı.
Muratcan potayı hak ediyordu. Biliyordu son zamanlarda yüzü gülmüyor psikolojik olarak iyi görünmüyordu ama adaletten konuşuyorsak ve kaybeden tabaklara oy veriyorsak Muratcan dün ve bugün yazılması kesin olan kişilerden biriydi. Ama bazı kişilerin Muratcan'a zaafı olduğunu ve onun modsuz halini daha da düşürmek istemediğini biliyordu.
Karar Beril'e kaldığında içinden güldü. Beril'in Muratcan'ı potaya göndermesini asla düşünmüyordu. Hatta Beril'in yazılmaması bile garipti çünkü o kendi kaptan olduğu haftada hem tabak kazanıp hem de iyi bir kaptan olduğu halde neredeyse oylar onda toplanıyordu ama kaybeden bir takım kaptanı olan Beril'e oy gelmiyordu. Garip...
Beril tabiki potaya Akın'ı göndermişti. Beril Muratcan'a düşkündü ve onu potaya göndermezdi bunu iyi biliyordu.
Konsey bittikten sonra dağılırken Muratcan kapıya doğru gitmek yerine arkasını dönüp Beril'in yanına doğru yürüdü. Yüzünü ellerinin arasına alıp gülerken kolunu Beril'in omzuna atıp teşekkür etti. Kafasından aşağı kaynar sular akarken önüne döner.
Beril ve Muratcan'ı hep arkadaş olarak düşünmüştü ama...bu görüntüden sonra içinde bir şeylerin öldüğünü hissediyordu. Buz gibi olmuş muhtemelen hastalıklı bir ten rengine bürünmüştü. Ne zaman stresli ya da üzgün olsa dudakları titrer ten rengi solardı. Hiçbir şey olmamış gibi yürümeye çalışırken bu görüntü onu bu kadar etkilediği için daha da kötü olur. Muratcan'dan etkileniyor muydu? Yoksa yapılan editlerden mi etkileniyordu?
Çekim sonrası belirli bir bekleme süresi olduğu için dinlendikleri koltukların rastgele birine kendini atıp ellerinin arasına kafasını alarak dirseklerini dizlerine yaslar. Ayakkabılarına uzun uzun bakarken kalp kırıklığıyla ağrıyan kalbini sakinleştirmeye çalışır.
Muratcan'ın o gün parkta olan davranışları ya da bakışları... bilmiyorum farklı hissettirmişti. Potaya girmesi gerektiğini bildiği halde Beril onu sokmayınca ona böyle sarılıp ellerini yüzüne alması...Çok fazlaydı.
Ama onu ilgilendirmiyordu. Evet. Onu asla ilgilendirmezdi. Berille Muratcan isterse sevgili olabilirlerdi.
Kendi kendini ikna etmeye çalışırken omzuna dokunan elle gerçek hayata döner.
Nevzat'ı gördüğünde toparlanmaya çalışır. "Beyza iyi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oui Chef! (BeyMur)
Teen Fiction#1 Masterchef Beyza & Muratcan Fanfiction (Beyza'nın ve Muratcanın özel hayatlarını, dini değerlerini dikkate alarak yazıyorum kitabı o yüzden kesinlikle +18 sahne vb durumlar olmayacak, Muratcan ve Beyzanın kesinlikle rahatsız olmaması ilk amacım �...