4. Bölüm

646 49 56
                                    

Yüzüne tokat gibi çarpan sözlerle Muratcan'ın zar zor kafasını sallar gözlerinin dolmasına izin vermemeye çalışır. "Tamam, anladım."

Tuvalete gitmek için ayağa kalktığımda Kaan abi bana bakarak bağırır. "Kapitana buraya gel arka beşliye özel bir yemek sipariş ettim."

Yüzüm düşmesin diye girdiğim büyük uğraşlarla birlikte Muratcan'ın yanından hemen kalkıp Nevzat ve Kaan abinin yanına oturdum karşıda da Kerem ve Emre abi vardı.

Kaan abi sipariş ettiği değişik şeyi tattırmaya çalışırken yüzümdeki hafif gülümseme ile yedim. Kalbim gerçekten kırılmıştı ama Muratcan'ın da dediği gibi kendi kendime gelin güvey olmuş ve abartmıştım. Yine de insanların basit bir arkadaşlık bile kurmak istemeyeceği biri olmayı beklemiyordum. Nevzat bana bakıp konuşur.
"İyi misin sen?"

Nevzatla ikisi arka beşlinin gençleri olarak iyi anlaşıyorlardı, tatlı bir arkadaşlıkları vardı. "İyi sayılırım yorgunum biraz."

"Bana her şeyi anlatabileceğini biliyorsun." diyerek göz kırpar ve önüne döner.

Yemekte kalan sürede önündeki yemek dışında hiçbir şeyle ilgilenmemiş arada Kaan abilerle konuşmuştu. Sonunda eve geldiklerinde hızlı bir duş alıp kendini yatağına atar.

Muratcan'ın dediklerini düşünürken tüm gün tutmakta zorlandığı gözyaşlarının akmasına izin verir. Muratcan'a aşık ya da başka bir şey değildi ama yine de dediği şeyler kırıcıydı, bunları duymayı beklemiyordu. Sessizce biraz ağlayıp rahatlar.

Saat çoktan gece yarısını geçmişti. 3 olmasına 10 dakika falan vardı. Biraz nefes almanın iyi geleceğini düşünerek kafasına kapüşonlu ceketini çekip bahçeye çıkar. Dizlerini kendine çekip bahçedeki oturma yerlerine oturduğunda kulaklığını takıp serin geceyi hissetmek için gözlerini kapatır.

Kendine artık bir söz vermişti. Yarışmaya odaklanacaktı. Bir daha kimseye karşı saçma zaaflar ve düşünceler geliştirip kendini üzmeyecekti.

Muratcan'ın ağzından:

Beyza'yı yan gözle izlediği için tuza ulaşma çabalarına dayanamayıp tuzu ona verdiğinde kısık teşekkürünü duyar. Cevap vermemek için dudağını dişler.

Beyza onun koluna dokunup badem gözleriyle bir sorun olup olmadığını sorduğunda az daha kendini geri çekme planlarını suya düşürecekti. Eli ayağı anında birbirine dolanmıştı.
O kadar masum ve iyi niyetli bakıyordu ki, az sonra söyleyeceği şeyler yüzünden uzun süre kendini affetmeyeceğine emindi.

Ağzından çıkan ezberlenmiş sözleri Beyza'ya söylediğinde gözlerinden ne kadar kırıldığını görebiliyordu. Masanın altından sıktığı yumruklarıyla sakin kalmaya çalışır. Beyza'nın kısık "Tamam, anladım." sesini duyduğunda ise acıyla yutkunur.

Beyza kalkıp Kaanların yanına giderken sessizce arkasından onu izler.

Onur Beyza'dan hoşlandığını ona söylediğinde dünyası bir nevi başına yıkılmıştı. Onurla ikisi iyi anlaşıyorlardı. Oda arkadaşıydılar ve ilk haftalarda tüm zamanlarını neredeyse birlikte geçirmişlerdi. Beyza'yı Onur'a öven bile kendisiydi.

Oui Chef! (BeyMur)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin