1

219 37 25
                                    

Felix ellerini vücuduna sarılıyormuş gibi sararak cenin pozisyonunu almıştı. Ağlamak istiyordu ama eğer hıçkırıklarını tutmazsa yakalanacaktı.

Han elindeki kanlı bıçağın ucunu duvara sürtüp tiz bir ses çıkmasını sağladı, melodik bir şekilde konuşmaya başladı.

"Sessizce sakladığın gözyaşlarını gösterebilirsin bana."

Felix yanyamın giderek yükselen sesinden kendine yaklaştığını anlamıştı, ellerini ağzına götürerek gözleri yaşlı biçimde Hyunjin'i düşündü. Buradan çıkması gerekiyordu. Hyunjin onu merak ediyor olmalıydı.

Han Felix'in kendini sakladığı büyük karton kutunun yanından geçerken ağzındaki kanı fazlasını istiyormuşçasına yaladı. Yine melodik biçimde mırıldandı.

Ben de dinleyebilir miyim kendinle yaptığın içten konuşmalarını?"

Felix yakınından gelen sesle irkildi. Kutunun içinde olduğu için yamyamı göremiyordu ama artık bir şeyden emindi.

Buradan sağ çıkamayacaktı.

Ağzındaki elini sessiz olmaya dikkat ederek kaldırdı ve havaya doğru ellerini açarak dua etmeye başladı.

Tam kutudan dolayı göremediği gökyüzüne doğru kafasını kaldırırken birden her yer aydınlandı.

Han histerik bir kahkaha atarak melodik şekilde söylendi.

"Buldum seni oyuncu."

Han kapağı kaldırıp oyuncuyla bakıştı. Felix'in gözlerinde umudu sönmüş bir insanı görmüştü. Onun aksine yamyamın gözlerinde en ufak bir parlama yoktu.

Ham kurbanına bıçağı doğrultarak son kez seslendi.

"Sessiz çığlıklarını ver bana."

"Hayatım, uyan artık. Sikeyim!!"

Felix kendisini delirmişçesine dürten Hyunjin yüzünden hıçkırarak yatakta aniden doğruldu. Titriyordu, su gibi terlemişti ve gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

"Beni çok korkuttun Felix! O da neydi, tanrım!" Hyunjin hemen komodinin üstündeki sürahiden bardağa suyu doldurup sevgilisine uzattı. Felix kendisine uzatılan suyu aldı. Ama elleri titrediği için su yorgana dökülmeye başlayınca Hyunjin onun elinden bardağı alarak sevgilisine yavaşça içirdi.

Bardağı tekrar kenara koyunca Felix harap halde Hyunjine döndü ve gözlerindeki yaşlar dinmeden sordu.

"Hyunjin ben öldüm mü?"

Hyunjin şaşkın bir şekilde sevgilisine baksa da demeye çalıştığını anlamıştı, "Bebeğim, sana kaç kere korku oyunu oynama sonra kabus görüyorsun dedim değil mi?" Ellerini Felix'in yanağına koyarak rahatlatmak ister gibi okşadı, "Korkmuyorum diyorsun ama hep sonu böyle bitiyor. Bir kerecik sevgilini dinlesen ölür müydün?"

Felix "ölür müydün" lafını duyunca dehşetle gözlerini açtı ve kendini yorganın içine atarak her tarafını örttü. "O kelimeyi uzun bir süre duymak istemiyorum Hyunjin. Ben korkak falan değilim. Sen korku oyunlarında harikasın ama ben korkak gibi dikilemezdim."

Hyunjin sevgilisinin haline bakıp ofladı.

Bir gün önce.

Hyunjin Felix'in gözyaşlarını silerken koltuğun önündeki mendil paketini aldı ve sevgilisine uzattı. "Al şunu balım."

JJAM |Minsung|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin