Bölüm 4

957 7 8
                                    

Pazartesi sabahı diz hizasında siyah bir etek ve çok düşük kesimli olmayan ama yine de biraz dekolte gösteren patlıcan moru bir bluz seçmiştim. Bakımlı, özenli ve dikkati çekmeyen bir görüntüm olsun istiyordum. Bu giysiler de o açıdan uygun görünmüştü. Tabii ki erkekleri tanımıyor, çarşaf bile giysem dikkati çekeceğimi bilmiyordum.

Ofise girdiğimde resepsiyon alanına geçtim ve Emel'in masasına oturdum. Bu masa artık benimdi. Masaya Bilgin, ben ve Ceylan'ın birlikte olduğu bir aile fotoğrafımızı koydum, böylece iş arkadaşlarıma evil ve mutlu olduğumu bildireceğimi umuyordum. Bilgisayarı açtım ve masadaki eşyaları kendi zevkime göre yeniden düzenledim.

Bilgisayarın posta kutusunda fark ettiğim ilk şey, Cemil'ten gelen e-postaydı.

"Birlikte geçireceğimiz ilk güne hoş geldin Lidya. Bugün ofiste olmayacağım, yarın görüşeceğiz. Bana ihtiyacın olursa cep telefonumdan ulaşabilirsin."

Cevap verip vermemem gerektiğini bilmedim, sonunda kısa da olsa cevap yazmam gerektiğine karar verdim. Sadece "Tamam efendim" yazdım ve gönderdim. Ardından da Cemil'in bugün ofiste olmayacağı için hayal kırıklığına uğradığımı fark ettim.

Öğleden sonra Finans Müdürü Tuna, ofisine gelip kendisi için bir mektup yazmamı istedi. Emel, Cemil'in sekreteri olmama rağmen gerektiğinde yönetim ekibinin geri kalanı tarafından çağrılabileceğimi söylemişti.

Tuna'nın ofisine gittiğimde, onu İK müdürü Cem'le oturuyorlardı. İkisini de uzun zamandır tanıyordum ve Bilgin ile katıldığım şirket etkinliklerinde birçok kez karşılaşmıştık. Tuna, masasının önündeki alçak koltuğa oturmamı istedi. Koltuk çok alçak olduğu için eteklerim uyluklarıma doğru kaymıştı ve bu durumdan rahatsız bir vaziyette bacaklarımı sıkıca bitiştirmiştim.

Bilgin'i, sağlığını sordular, arada sırada göğüslerime ve bacaklarıma baktılar. Hayatım boyunca erkeklerin göğüslerime bakmasına alışmıştım ama bu farklıydı, çünkü ofiste sadece üçümüz vardık ve ben onların iş arkadaşlarının karısıydım. Bu durum beni tedirgin etti. Mektup için not alırken onlara Ali ve Fırat da katıldı. Yönetim ekibinin en yeni iki üyesiydiler ve işe başlamadan önce Fırat'ı tanımıyordum.

Daha genç olan Pazarlama Müdürü Ali tam karşımda oturuyordu ve kocamdan geçici olarak görevi devralan Fırat arkasında duruyordu. Fırat'ın doğrudan bacaklarıma baktığının farkındaydım.

Dört erkeğin olduğu küçücük bir odada kendimi savunmasız hissediyordum. Hepsi açıkça bana bakıyordu. Mektup için not almayı bitirdiğimde odadan neredeyse koşarak çıktım ve kapıyı kapatır kapatmaz arkamdan kopan kahkahaları duydum. Korkup panikle kaçmam sadist heriflerin hoşuna gitmiş olmalıydı.

Sinirlerime hakim olmaya çalışarak mektubu yazdım, kağıda çıkış alıp Tuna'ya getirdim. Artık yalnız olduğu için içim biraz rahattı. Mektubu inceledi ve imzaladı.

"Harika Lidya," dedi ve saatine bakıp saatin 17:00 olduğunu görünce, "Şimdi eve git, yarın toplantıda görüşürüz" dedi.

Ofisten biraz erken ayrıldığım için mutluydum. Ama Tuna'nın ofisindeki olaydan sonra yarınki yönetim toplantısında tek kadın olmak pek hoş değildi. Emel olmadan kendimi eskisi kadar güvende hissetmiyordum.

Bir mücadele vermem ve kendimi kabul ettirmem gerekiyordu. Pes etmeyecektim. Onlardan korkup kaçmayacaktım. Aksine kendi istediğim şekilde orada var olacaktım.

Ertesi sabah gardırobuma baktığımda kıyafet seçimi konusunda zorlandım. Sonunda dizimin hemen üzerinde biten bir etek ve dün olduğundan biraz daha geniş dekolte gösteren bir bluz seçtim. Giysilerimle uyumlu siyah dantel iç çamaşırı ve siyah yüksek topuklu ayakkabılar giydim.

Kocamın PatronuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin